6. bölüm

909 22 5
                                    

Telefonumu göğsüme daha çok bastırdım arkamdaki hayalet bana zarar verebilirdi. Gölge aşırı iriydi bir kıza ait olabilir mi ki ama hikayede ölen kişi kız di lan yoksa o kızı öldüren psikopat mı bu ben fark etmeden gözümden elime bir kaç yaş damladı gece gece kim olsa korkardı ki ben orada savaşın anlatma şeklinden çok etkilenmiştim. Gölgenin eli yukarı doğru hareketlendi Allahım lütfen burada şu anda ölemem haberlere tuvaletini yapmaya çıktı ölü bulundu diye çıkamam.

Omzumda hissettiğim sıcaklık ile direk ağzımı açtım çığlık atacaktım ki ağaca sırtımın sert bir şekilde yaslanıp ağzımın da bir el tarafından kapanması ile bu yapacağım hamle engellendi.

Çaresizce ağlamaya başladım.

"Sessiz ol". Gelen tanıdık ses ile sımsıkı kapattığım gözümü açtım.

Bu savaştı.

"Elimi ağzından çekicem eğer tekrar bağırmaya yeltenirsen bu sefer ben seni burada boğarak öldürürüm". Daha deminki korkunun üstüne birde onun tehdit korkusu eklenince sustum. Olumlu anlamda başımı salladım. Yavaşça elini çekti. Üstündeki yaşları da eşofmanına sildi.

"Aptal mısın ne kadar korktum haberin var mı?". Sessiz bir şekilde bağırarak onu omuzlarından ittim sessizce bağırmak nasıl oluyorsa artık.

Birden ellerimi tuttu.

"Çok mu korktun haha bu daha başlangıç". Kelimenin arasında yaptığı yapmacık gülüşü onu daha da çok itici yapmıştı. Bileklerimi hafif sıkması ile inledim. Birde elimde burkuk olduğu için dayanamadım gözümden yaş döküldü.

"Bırak beni savaş". Bu sefer tek eliyle iki elimi tutup ağaca yasladı beni diğer elide canımı acıtmayacak şekilde boğazımdaydı.

"Ne işin var burada". Hesap sormasına sinirlenmiştim ama canımın acısından sesimi çıkarmadım.

"Ne demek ne işin var tuvaletim vardı onu yaptım". Dediğime inanmamış gibiydi dişlerini gıcırdattı.

"Yalan söyleme yoksa seni öldürürüm ormandayız atarım bir köşeye kimsenin ruhu duymaz". Gelde şimdi ikna et bu öküz adamı.

"Başka niye gelmiş olabilirim ki". Masumca sorduğum soru ile bileklerimi sıkmayı bıraktı.

"Kaçmak için mesela fenerle yönünü görmeye çalışır gibiydin". Bu adam ciddi mi yoksa uykudan kalktığı için mi bu kadar salak ve kuşkucu

"Bu halde mi". elimde peçete böceklerle dolu bir ormanda kaçmaya çalıştığıma beni 2 günlük tanıyan biri bile ihtimal vermezdi.

"Onu sen söyleyeceksin". Bileğimi yine sıkması ile inledim.

"Kaçsam ormanlık alanda mı kaçarım sirketteyken öğle arasında falan kaçarım ayrıca bu soğukta montsuz kaçacağımı mı düşündün cidden". Tek nefeste onu ikna edebilecek kelimeler kullanıp soluklandım.

Oda beni bıraktı burnundan yüksek sesle nefes verip kolumdan tuttu  kampın olduğu yere getirdi.

"Yat uyu canımı sıkıyorsun". Diyene bak korkudan ödümü bokuma karıştırdı.

"İyi geceler". Dedim bileklerimi ovuştururken

Arkasına bakmadan çadırına girdi. Bende çadırıma girdim. Güzel bir uyku çekmeliydim.

Yoksa yarın ki gezi için enerjik olamazdım.

Sabah saat 08:59

Çalan telefon alarmım bütün kampı uyandırmadan hemen kapattım.

Görünmeyen Cehennem // (Karanlığa Tutsak) //Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin