-Nasıralı İsa'nın Acısı -

82 39 61
                                    

Mahkemedeyim ve yargılanıyorum .

Etrafımdaki insanlar gerçek ve yalanı ayırt edemeyen insanlar.
Yaşamı bir kağıt zannediyor ve istedikleri gibi yazıp çiziyorlar. Beğenmeyince silip tekrar yazıyorlar. Yazdıkları insanlar tarafından beğenilen bir hayat olmayınca
yırtıp atıyorlar.

İnsanlar için kendilerini değiştirmeye ve yeniden yaratmaya çalışıyorlar.
Onlar için benliklerini satıyorlar.
Hayatları için kumar oynayıp, kaybedincede benliklerinden bir parça veriyorlar.
Yalanlar birikiyor, dürüstlük başını almış gidiyor.

Söylesenize ?
Yaşamları, yalandan bir kağıt üzerine çizilmiş bir hikaye.
Kahramanı, bir kukla kadar hükümsüz.
Duyguları ,bozuk bir enstrüman
Bedeni ise, günahları ile mühürlenmiş bir kapı .
Ruhları ,sahte benlikleri barındıran bir yuva.
Bu insanlar beni günahlarının cezası olarak öldürebilirler mi ?

Hayatımı sadece normal insanlar gibi yaşamak istedim.
Fakat hayat bana ölümcül oyunları ile savaş açtı.
Karşı koyacak kadar güçlü değildim.
Buna mahkumdum .
Oyunu oynamam gerekiyordu.
Fakat sonunu bildiğim oyunu oynamak, mantıklı değildi.
Herkes Kazanmayı umduğu yada kazanabileceği oyunda direnirdi.
Benim bu oyunda ne direnecek gücüm nede umudum vardı .

Hala hatırlıyorum.
İlk acıdan ağladıgım günü, acılarımın derin bir çukura çarpıp bana geri dönmesini.

Unutamıyorum.
Acıyı  iliklerime kadar hissettiğim günü.
Acımı kimseye söyleyememi.
Çığlıklarımı duymayan insanları.
Bana farklı gözle bakıp beni uçuruma iten insanları.
Söylesene hayat gerçekten adil misin ?

Özlüyorum.
Gerçek beni özlüyorum.
Mutlu olduğum anıları.
Acıyı bilmeden gülümsedigim günleri.
İlk oyuncağımı aldığımda anneme
koştuğumu .
İlk düştüğümde ağlayarak yaramı saran kişileri.

Büyüdüğümü zannettiğim o günü hala hatırlıyorum.
İnsanların bana yaptıklarını unuttuğumu sandığımı ama kalbime giren acı sancıyla,
Gözümünün önünden herşey geçişini.

Ben bu kadar acı çekerken ,sadece bana arkadaşlık eden dilsiz hayvandan başka kimse olmamasını.
Ben soğuk yataklarda yatarken , hiç kimsenin aklına gelmiyordum.
Hiç mi düşünmüyorlardı, yaşıyormuydum ?
İyi miyim diye .
Ben okadar kötü biri miydim?
Beni diğer insanlardan ayıran şey neydi?
~'
Herşeyin bittiğini sanmıştım,taki derinliklerde bana elini uzatan kişiyi görünce.
İlk başta korktum çünkü hayatım boyunca kimse bana yardım etmemişti.
Ettiklerini sanmıştım.
Beni daha çok derinliklere itene kadar .
Elleri ellerime değdi.
Beni yukarıya doğru çekiyordu.
Ben hala nefes alamıyordum.
Fakat herşeyi hissediyordum.
Yüzünü göremiyordum.
Hala birşeyleri sezmeye çalışıyordum o ise ;
Beni yüzeye çıkartıp ıslak kuma koydu.
Benim vücudumu bir kukla gibi istediği gibi oynatıyordu.
Varlığını hissediyordum ama göremiyordum.
Taki ozamana kadar, kulağıma fısıldayan sesi duyuna kadar;

Sen bu dünyaya tek geldin ve tek gideceksin.
Bu dünya da ölü bedenlerden, yaralanmış ruhlardan başka birşey yok.
Yakarışlarına , çığlıklarına kimse cevap vermeyecek.
İçindeki senden başka kimse seni anlamayacak.
Ruhundan başka kimse sana merhem olmayacak.
Yanımda belirdi birden bu bendim .
Bu benim ruhumdu , bu beni kurtaran kişiydi.
Yüzüne bakıyordum tıpkı bana benziyordu.
Fakat benden farklıydı.
Benim vücudum yaralıydı.
Onun ise kalbinden kanlar akıyordu.

Elinde bir kibrit çöpü yakıp yüzüme doğru tuttu ve ;
Kibrit çöpü gibi bir ruhunuz, ateş gibide acınız, olsun ki kibrit çöpünü yaktığınızda ikisi aynı anda yok olsun.
Ateş hala yanmaya devam ederse hikayeniz acı bir son ile biter.





Ruhumun İntikamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin