Karşımdan polis memurları duruyordu. Ben ilk şokumu sindirip polis'e seslendim.
-Buyrun bir sorun mu vardı ?
Polis hiç durmadan yüzüme doğru:
- Güneş Turgay demi efendim ?
Hiç bekletmeden "evet" cevabını vermiştim.
-Bizimle karakola kadar gelip ifade vermenizi istiyoruz.
Tam olarak anlamamış bir yüz ifadesiyle polis'e baktım:
- Neden ifade vereceğim öğrenebilirmiyim?
Polis'in yüz ifadesi hiç değişmeden:
-Mazhar tuns cinayetinin şüphelisiyle ilişkiniz olduğunu öğrendik.Oyüzden sizin bizimle gelmenizi rica ediyorum hanımefendi.
Sanki daha çok zorlarsam bileklerime kelepçe takacaklarını hissettim.
Polis memuruna dönüp:
-Yukarıya çıkıp üstüme bir ceket alıp geliyorum.
Polis kafasını onaylar gibi salladı. Bende hiç orada daha fazla durmadan yukarıya çıktım.
Elime telefonu alıp Onur'a mesaj attım." Şu an polisler ile karokala ifade vermeye gidiyorum.Benim seninle ilişkim olduğumu söylüyorlar"
Onur hemen mesajı gördü.
"Güneş sen biliyorsun yapacağını sadece sakin ol"
Plana göre hareket edecektim ama başarırmıydım, bilmiyordum.
Aşaga indim , kapıda beni polis bekliyordu.
Yanına doğru ilerledim , gözlerini bana dikmişti ve yüzü çok ifadesizdi.
-Beni takip edin .
Dedi ve onun dediğini yapıp takip ettim kapıyı örttüm ve dışarıya çıktım.Polis arabasına binip karakola doğru yol aldık.
Bu arada Onur'a yardım etmeyi seçmiştim ve ona göre plan yapmıştık. Karakola geldiğimiz gördüm ve düşüncelerden sıyrılıp polise odaklandım. Polis arabayı park edip arabadan inip kapımı açtı.
-Geldik inebilirsiniz hanımefendi.
Dediği gibi yaptım ve karakola ilermeye başladık. Birkaç işlemden sonra ifademi vermeye gidiyordum.
Odaya alındım ve polis memurunun sorularıyla baş başa kaldım. Polis memuru söze başladı .
- Şimdi Güneş , Onurun çok yakın bir arkadaşı olduğunu duyduk. Doğru mudur ?
Hiç bekletmeden sorusuna cevap verdim.
-Aslında evet ama pek sayılmaz okuldan tanıştık ve birkaç yardımız oldu okadar.
Neden onur'u bu kadar araştırıyorsunuz.
Polis bey iki elini birbirine bağladı ve daha dik durdu.
- Hanımefendi herhalde anlamıyorsunuz olayın ciddiyetini Mazhar tuns bir cinayette kurban gitti. Olay şu şekilde bu olayın baş şüphelisi Onur Aybars .
Onur'un arkadaşıydım ve Onur'u savunacaktım.Bunda şüphelenecek birşey yoktu.
-Memur bey şöyleki Onur Aybars birini öldürecek insan değil.Hem onun yaptığı ile ilgili bir kanıt yok.
Polis hala ciddiyetini bozmuyordu ve bana biraz daha yaklaşarak:
-Hanımefendi bu kadar soru yeterli .Onur neredeyse bize söyleyin ve en son nerede gördüğünüzü.
Biraz nefes alarak ve ciddi bir tavır ile söze başladım.
- Onur ile en son okulda görüştüm. Kazayla yere düşmüştüm. Onur'da bana yardım etti .
Onun dışında görüşmedik.
Polis memuru ikna olmamış gibiydi.
- Diyeceklerim bu kadar artık gidebilirmiyim?
Polis Kafasıyla onayladı ve kapı açıldı ve dışarıya çıkıp birkaç şey imzalayıp taksiyi çağırıp eve gittim.Eve geldiğimde annem bir kanepede uzanmış yatıyordu.Uyandırmadan yukarıya çıktım. Saat baya geç olmuştu. Yatağa uzanıp onur'un numarasını tıkladım. Biraz çaldıktan sonra açabildi.
- Sonunda açabildin.
-Uyumuşum,alarm zannediyordum sesi işittim ama umursamadım.
- Sorun yok,haber etmek için aradım.
-Teşekürler , herşey için.
-Onur birşey soracağım .
-Tabiki dinliyorum.
-Mazhar tuns nasıl öldürüldü?Biraz telefon kulağımda bekledim.Neden cevap vermiyordu.Birden telefonun arkasından ses geldi.
- Boğularak ölmüş Güneş. İnanki bende hala neden öldürüldüğünü çözemiyorum.
Cevapları bulunca sanada söyleyeceğim .Şonucta bu işte ortağız.
- Anladım ben uyuyorum iyi geceler.
Onurda bana iyi geceler mesajını iletip , telefonu kapatıp , kendimi uykunun kollarına bıraktım.Saat epey geçmişti ve ben telefon sesine uyandım. İlk başta alarm diyip umursamadım ama bu benim telefonumun sesiydi uykulu gözlerimle kimin aradığına baktım.
"Onur Aybars " Arıyor...
Hala uyuyordum uykulu gözlerimle telefona kabul et tuşuna tıkladım.
-Alo
Uyku sersemi sesimle alo demiştim.
-Güneş yeni mi uyandın?
- Evet bir sorun mu vardı?
- Evet,beni iyi dinle .
-Tamam
Onur'un ciddi sesine kalkmıştım yüzüme su serpip ,kalkmış gibi oldum.
-Birinin Mazhar Tuns'un evine girdiği söylemiştim ya.O kişi bir siyah maske takıyormuş hatta boyu 1.80 boyuna yakınmış ve çıkışı yok Mazhar Tunus'un evine giriyor ve birdaha çıkmıyor. Takıldığım nokta bu kişi önceden planlayıp, maskeyi takması ,çünkü kameraların yerini biliyordu.
Onur'un bu söylediğine idrak etmeye çalışıyordum. Bu sonuç neye varacaktı hiç birşey bilmiyordum. Onur'a biraz bekledikten sonra cevap verdim.
- Ben senin yanına geleceğim bunu uzunca konuşalım olur mu ?
- Bence şuan güneş gelmemelisin seni takip ediyor olabilirler. Bir şekilde sana ulaşacağım ben sen beklemede kal.
Onur'un dediğini yaptım ve onu beklemeye başladım. O sırada annem uyanmış kahvaltı hazırlıyordu bende ona yardım edip, birlikte yemek yedik. Annem dediği gibi işleri daha da azalmıştı oyüzden daha çok vakit geçiriyorduk.Arada sırada beni sorguya çekiyor nere gittin kimlerlesin , Ataberk nasıl?,Esma nasıl diye beni birsürü soruya tutuyordu. Onunla vakit geçirmeyi seviyordum ama artık aramıza çok mesafe girmişti pekte eskisi gibi değildik...Saatler ilerlemek bilmiyor ve ben onurdan mesaj bekliyordum.Annem ile televizyon karşısında oturmuş film kovalıyorduk.
Bir anda bildirim sesini duyunca yerimden fırladım.
*05********: Güneş ben onur sizin oralarda polisler var sizin evi kontrol ediyorlar ama arka bahçede yok. Arka bahçeden dolanmam lazım.
Bu kendi numarası değildi,yeni numaramı almıştı?
- Tamam bekliyorum gelince haber et kapıyı açayım.
Onur görüldü attı ,bende onur'u beklemeye başladım.Anneme işim var bahçeye çıkacağım ben diyip, bahçeye yöneldim.
-Fazla kalma hava esiyor dikkat et!
Diyip flimi izlemeye geri döndü.
Elimde telefon, bahçenin önünde onurdan mesaj gelmesini bekliyordum.Bir ondakika bekledikten sonra telefondan bildirim geldi.
*05*****: Kapıyı açar mısın geldim.
Yazmıştı ama kapıda yoktu , Dışarıya çıktım bakınmak için ve onu gördüm dış kapıdan bana doğru geliyordu.
Onur kapının önüne yaklaşınca ağzımla sus işareti yapıp beni takip etmesini söyledim.
Onur ile hafif adımlarla odama çıkıyorduk .
Sonunda çıkabildik. Annem görür diye okadar gerilmiştimki .Onur nefes alıp veriyordu.
Ona doğru dönerek:
- İyimisin?
Çalışma masamsaki sandalyeyi çekip oturdu ve :
-İyyim merak etme .
Bende yatağa oturup karşısına geçtim.Onur bu sefer tüm cesaretimi toplayıp soru soracaktım.
-Onur birşey soracağım?
Onur biraz daha dikleşti ve :
- Tabiki dinliyorum.
Nefesimi topladım ve sorumu hazırladım.
- Ya kimsin okadar merak ediyorum ki benim hakkımda nasıl bukadar bilgin var yada sen kimsin ailen nerede?
Onur biraz gerilmişti ama bu sefer gözlerini benden çekmemişti.
- Senin isyanını yakarışlarını duydum, bana seslenişini ve bu seslenişe cevapsız kalamazdım. Yaralı ruhlar birbirini bularlar, bende seni buldum. Yaralarımızı iyileştirmek için herşeyi yapacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhumun İntikamı
Fiksi IlmiahSöylesenize ? Yaşamları, yalandan bir kağıt üzerine çizilmiş bir hikaye. Kahramanı, bir kukla kadar hükümsüz. Duyguları ,bozuk bir enstrüman Bedenleri ise, günahları ile mühürlenmiş bir kapı . Ruhları ,sahte benlikleri barındıran bir yuva. Bu insan...