"Melis biliyormusun sana şiir yazdım okuyayım mı?" diyen Samet'e bakıp direk 'hayır' dedim. Kesinlikle olmazdı.
"Ne kadarda kibarsın" demesiyle göz devirip defterimi açtım. Birazdan en sevdiğim ders başlayacaktı ve hiçbirşey moralimi bozamazdı.
"Meyhane gibiydi suratın bok gibi kalbine göre
Eyfel gibiydi uzun bakan gözlerin saçlarına göre
Lan bir bilsen nasıl sevdiğimi içimde
İnsanın aklı almaz böyle şeyi gel sor kalbime
Sen ve ben bir elmanın ta kendisi gel artık Samet'ine"Sınıfta oluşan gülme sesiyle utanarak kafamı eğdim. Şuan Samet'i boğup ortadan yok olmak istiyordum. Kesinlikle az önce bozulamaz dediğim moralim yerle bir olmuştu.
"Nasıl Melis beğendin mi?" Diyerek gülümsedi.
"Sana okuma demiştim" diyerek cevap verdim. Bu çocuk kesinlikle manyaktı.
Sınıfa hocanın gelmesiyle önüme dönüp derse odaklanmaya çalıştım umarım en kısa zamanda herşeyi halleder geri giderdim.
"Hey Melis ders arası konuştuğumuz şeyi yapacak mısın?" Diyerek konuşan yanımda oturan kıza baktım.
" Ne konuşmuştuk ki biz unuttum galiba?" Diyerek cevap verdim.
"Hani karşı sınıftaki Ayşe'ye seninle çarpıştığı için yediği şeyi kafasından boşaltacaktın?" Demesiyle şok içinde ona baktım. Sanki kafamdan aşşağı kaynar sular boşalıyordu. Benim kardeşim bir zorba mıydı yoksa?
Yutkunarak önüme döndüm umarım duyduğum şeyleri yanlış anlamışımdır diye düşünmeden edemedim. Kesinlikle benim kardeşim böyle birisi olamazdı.
"Gerçi sen bilerek çarpmıştın ona bulaşmak için değil mi? Eğlenmek için sabırsızlanıyorum" diyerek hafifçe gülmesiyle sinir katsayım tavana çıkmıştı.
"Kes sesini!" diyerek bağırmamla hocada dahil tüm sınıf kafasını çevirip bana bakıyordu fakat umurumda bile değildi çünkü az önce kız kardeşimin bir zorba olduğunu düşünmeye başlamıştım.
"Bu ne saygısızlık Melis çık dışarı" diyerek hocanın kızmasıyla olumlu anlamda başımı sallayıp "özür dilerim saygısızlık etmek istemedim" diyerek zorlukla konuştum.
"Sen az önce gerçekten özür mü diledin?" Diyerek şaşkınlıkla konuşan hocaya baktım. Aynı şekilde herkes şaşkındı sanırım kimse böyle bir şeyi beklemiyordu.
"Evet hocam,gerçekten böyle bir saygısızlığı yapmak istemezdim kendimi tutamadığım için üzgünüm" diyerek hocanın cevabını beklemeden sınıftan çıktım.
Dışarı çıkıp köşedeki banka oturduğumda dizlerimi kırarak yere baktım. Ağlamak istiyordum kalbim kardeşimin kötü biri olması düşüncesini kabullenemiyordu. Bu durumu anne ve babama nasıl açıklardım ki?
"Birilerinin morali bozuk gibi" diyerek yanıma oturan siyah uzun saçlı ve siyah gibi duran gözleri olan kıza baktım. Kesinlikle güzel bir yüze sahipti. Üzerinde ise eşofmanları vardı dersi beden eğitimi olmalıydı.
"Zorbalık çok kötü birşey" diyerek cevap verdim. Kendisini tanımasamda içimden onunla konuşma isteği gelmişti.
"Evet sana bunu defalarca söylediğimi en son sen dinlemeyince arkadaşlık bağlarımızı kopardığımızı hatırlatırım. Yinede bu halini görünce dayanamayıp eski günlerin hatırına yanına gelip sorayım dedim" demesiyle gözlerimden bir damla yaş düştü. Az önce kardeşimin bir zorba olduğuna emin olmuştum. Melis'in böyle biri olduğunu nasıl anlayamamıştım ben nasıl bir kardeştim böyle?