"Bence şurasıda yanlış orayıda düzelt" diyerek konuşan Tuna'ya baktım.
"Tuna artık bir şeyide beğensenmi parmaklarım koptu" diyerek mızmızlandım.
"Bütün bunları sen stajını başarıyla bitirebilesin diye yapıyorum ben" diyerek konuşmasıyla göz devirdim.
"Haklı bence" diyerek bu sefer Caner elindeki çilekli sütü içerek konuşmuştu.
"Sen nasıl bu kadar rahatsın böyle. Baksana aynı bölümdeniz ama sen sanki tam puanla geçecek gibi rahatsın. Hayır senin patronun çok mu serbest bırakıyor seni anlamıyorum ki?" Diyerek konuştum.
"Aslında başlarda bana baskı yapıyordu baya bende baktım olacak gibi değil şey yaptım" demesiyle
"Ne yaptın kimbilir?" Diyerek konuştum.
"Bence tehtit ettin" diyerek konuşan Caner'e bakıp hayır anlamında kafasını salladı.
"Uzun uzun hepsini ayrı ayrı tehtit etmekle uğraşamam" diyerek konuştu.
"Ee peki ne yaptın?"
"Şirketi satın aldım. Artık patron benim" diyerek geriye yaslanmasıyla şaşkınlıkla ona baktım. Caner ise ağzındaki sütü püskürtmüştü.
"Ne bakmayın öyle kimsenin emrinin altına giremem ben" diyerek konuşmaya devam etti.
"Sen ciddi misin?" Diyerek şaşkınlıkla konuştu Caner
"Gayet ciddiyim tabiki. Param vardı aldım. Pekde büyütülecek bir şey değil" diyerek konuşmasıyla ona inanmazcasına bakmaya devam ettik.
"Acun ılıcalı'nın başka versiyonuyla yan yana oturuyormuş gibi hissetmem normal mi?" Diyerek konuşan Caner'e kafamı onaylarcasına baktım. Demek zengin olmak böyle bir şeydi.
"Bu arada hala beğenmedim çizimini tam bir öğrenci işi olduğu çok belli. Profesyonellik desen sıfır." Diyerek konuşan Tuna'ya doğru kağıdımı uzattım.
"Al kendin çiz o zaman" diyerek konuştum.
"Ver kız kalemi" diyerek kalemi istemesiyle kalemi ona verdim.
Uzun bir zaman sonra değiştirdiği noktalarla oluşan kalite farkına baktım. Çocuk haklıydı. Ben gerçektende bir acemiymişim.
"Sen? bunu? ne?" Diyerek şaşkınlıkla konuştum.
"Ne sandın kızım. 14 yaşından beri biliyoruz bu işleri" diyerek göz kırpmıştı.
"Bugün toplantı var benim gitmem lazım artık" diyerek saate bakıp ayağa kalktım.
"İyi şanslar" diyerek konuşan Caner'e bakip gulümsedim.
"Sence şansa ihtiyacı mı var? Benim el attığım çizimler tapılacak cinsten" diyerek konuşan Tuna ile hafifçe gülmeden edemedim.
Restorana dogru gittiğimde çalan telefonun sesi ile yüzümü buruşturarak 'Kaçık Patron' yazısına baktım.
"Alo"
"Alo Deren hallettin mi rezervasyon işlerini" diyerek konuşmuştu Yavuz Bey.
"Evet hallettim patron. Saat 12 de randevu hazır." Diyerek cevapladım onu.
Yavuz Bey ve Sevda ne zaman kavga etseler sekreter sanki benmişim gibi bu tür şeyler hep bana kalıyordu. Fakat ilk defa bu durum işime yarayacaktı.
"İyi bari sakin geç kalma hatta oraya erkenden git bende birazdan geleceğim misafirlerimiz gelmeden orada olmalıyız. Projelerinde başına sakın bir şey gelmesin" demesiyle 'merak etmeyin efendim' diyerek karşılık verdim.