Bölüm 5

6 2 0
                                    

Yeni bölüm.

(1-hafta sonra)

Semih'in devirdiği parfüm şişesinin sesiyle uyandım. Yaklaşık 1 haftadır Semih'in evinde kalıyordum. Her ne kadar daha önce Semih'in evinde kalmış olsam da içimde hala tuhaf bir yabancılık hissi vardı. İçten içe babamla yaşadığımız evi özlüyordum aslında özlediğim tam olarak evde sayılmazdı belki de oradaki anılarımdı özlediğim şey. Yabancı hissetme durumunu Semih'e anlatamayışımda başka bir olaydı. Aslında bir kaç kez söylemeye kalkıştım ama ne kadar çok çabaladığını fark edince söyleme fikrinden direk vazgeçtim. Semih'in uyandığımı fark etmesi uzun sürmedi yatakta yanıma uzanıp kolunu boynuma atıp kendince sarıldı. Uzun bir süre sessizlik yaşadıktan sonra Semih'in telefonunun çalmasıyla hem biz sarılmayı bırakmış olduk hem de ortamdaki sessizlik bozulmuş oldu. Semih yataktan kalkıp bir türlü susmak bilmeyen telefonunu bulmaya gitti ben de yataktan kendimi atıp üzerimi değiştirdim. İçimde anlamlandıramadığım bir huzursuzluk hissi vardı. Bu hissiyatı sadece çalışarak unutabileceğimi düşündüğümden kahvaltı bile yapmadan kliniğe gitmek üzere yola koyuldum. Kliniğe vardığımda bana hislerimi unutturacak kadar yoğun bir programa sahip olduğumu görmek istemsizce beni mutlu etmişti. Berilden odama kahve getirmesini isteyip başka kimseye gözükmeden odama geçtim. Beril odaya gelip masaya kahvemi bırakana kadar çantam çıkardığım minik aynaya bakarak saçlarımla uğraştım. Saçlarımın kontrol edilmek istemediğinden emin olduğum noktada saçlarımı tepeden bulduğum ilk kalemle topuz haline getirdim.

 Ben kendi kendimle uğraşırken günün ilk danışanı gelmişti bile. Kapının çalmasıyla irkilerek dolaylı yoldan gerçek yaşama döndüm. Kendime çekidüzen verdikten sonra nazik bir sesle "Girebilirsiniz !" dedim. Kapı inanılmaz yavaş bir şekilde açıldı. Görünen ilk kişiyse İlham olmuştu. Hemen ardından İlgi de görüş alanıma girdi. İkisi de yavaşça ve ses etmeden sırayla yerlerine oturdular. Gülümseyerek İlgi'ye baktım ve konuşmaya başladım "Hoş geldiniz İlgi hanım. Nasılsınız ?" İlgi konuşmaya başlamadan önce göz ucuyla İlham'a bakıp sonrasında konuşmaya başladı. "B-ben idare ediyorum sanırım Destina hanım siz nasılsınız ?" Seanslarımın çoğunda yaptığım gibi kara defterimi açıp sağ elimle uzanıp yazabileceğim bir noktaya koydum sonrasında da kalemimi açtım ve elimi yerleştirdikten sonra konuşmaya başladım. "İyiyim teşekkür ederim. İlham bey siz de hoş geldiniz dilerseniz başta İlgi hanımla konuşalım sonrasında sizi çağırırım." İlham'ın yüz ifadesinden tahmin ettiğim kadarıyla onun için de mükemmel bir hafta olmamıştı. Gözlerinden uyku akıyor gibiydi. Bu yüzden olsa gerek dediklerimi idrak etmesi biraz uzun sürmüştü. Hiç bir şey söylemeden ayağa kalktı ve yavaş adımlarla odadan ayrıldı böylece ben de ilgi ile yalnız kalmış oldum. Gülümsemeye çalışarak "Şimdi, öncellikle ilaçlarınızla başlamak istiyorum. Düzenli kullanıyor musunuz ?" Cevap olarak kafasını onaylar şekilde sallamakla yetindi. Not aldıktan sonra elimden kalemi bırakıp direkt olarak İlgi'nin gözlerine baktım. "Her hangi bir yan etki oldu mu peki ?" Bir süre duraksayıp gözlerini kaçırarak konuşmaya başladı. "K-kabus" yutkundu ve devam etti "Kabuslar görüyorum ama ilaçların etkisi olduğunu sanıyorum öyleler değil mi ?" Benden onay vermemi onu rahatlatacak bir şeyler söylememi bekliyor gibi gözüküyordu. ODTÜ'de kimya okumuş birinin cevabı en az benim kadar iyi bildiğini biliyordum bu yüzden sorusuna cevap vermeyi es geçtim. "Ne çeşit kabuslardan bahsediyoruz peki ?" Bir süre koltuğun kenarına odaklandı sonrasında tekrar bana döndü "Öldüğüm kabuslar. İntihar ettiğim ve kimsenin umurunda bile olmadığı kabuslar." Kadının gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamıştı "Herkesin her şeyi öğrenip benden nefret ettiği kabuslar." transa geçmiş gibi olduğu yerde sallanmaya da başlamıştı "Eğer bilseydim yapar mıydım ha yapar mıydım ?" Dediği şeylere göre bazı şeyler not aldıktan sonra ağlayıp sakinleşene kadar sakince bekledim. Ağlamasının bittiğinden emin olduğumda da  masadaki peçeteliği ona doğru uzattım. İçinden bir kaç tane aldıktan sonra yüzünü silerken konuşmaya başladı. "Ben kötü biri değilim doktor hanım. Size yemin ediyorum ki değilim." Konuşmasını bitirdiği zaman ben konuşmaya başladım. "Öncelikle rüyalar çoğunlukla bilinçaltımızın bize olan minik oyunlarıdır. Bu rüyalara ne anlam yükleyeceğimiz bizim elimizdedir." duraksayıp odak noktasının ben de olup olmadığını kontrol ettim "Gördüğünüz rüyalar sizi etkilemişler farkındayım. Ama gelin sizinle bir gerçeklere bakalım dilerseniz. İlham bey ikiziniz eğer sizi umursamasaydı sizce buraya kadar gelir miydi, sizin için bu kadar endişelenir miydi ?" Kafasını sağa sola doğru sallarken söze girdi "Doğru söylüyorsunuz ama ne yaptığımı bilmiyor. Bilseydi o da burada olmazdı olamazdı. O hep mükemmel olanımızdı asla böyle bir şey yapmazdı." Ne yaptığını ne için kendini suçladığını asla söylemiyordu. Ama içini kemiren konunun bu noktada gizli olabilme ihtimali yüksekti. Ayrıca mükemmel olan benzeri ifadeler kullanması da muhtemel yetersizlik hissine neden olan nokta olabilirdi.  "Hiç kimse mükemmel değildir İlgi hanım eminim ikiziniz anlatsaydınız da size yardımcı olmaya devam ederdi. Kardeşlik ilişkisi normal ilişkilerimiz gibi değildir. Kardeşler arasındaki bağ gerek anılarla gerekse kan bağıyla oldukça güçlüdür. Ayrıca ona bir şey olsaydı veya o sizin yaptığınız şeyi yapmış olsaydı siz ona yardım etmez miydiniz ?" Kadın bu soruyla bir süre duraksadı "Elbette ki yardım ederdim o benim tüm dünyam.." İlgi'nin sözleri bittiğinde saatime baktım sonraki seansıma yaklaşık 15 dakika vardı. Zaman sandığım oldukça hızlı bir şekilde geçmiş olmalıydı. İlaçla alakalı bir şeyler daha konuştuktan sonra İlhamla konuşmak üzere İlgiyi randevusunu almaya yolladım. İlham odaya girdiğinde biraz daha toparlamış görünüyordu. Koltuğa oturup ben daha konuya girip sorularımı sormadan sanki beynimden geçenleri biliyormuşçasına konuşmaya başladı. "İlaçlar uykusuna ve sinir ataklarına iyi geldi. Eskisine göre çok daha iyi diyebilirim. Sadece hala pek konuşmuyor. Beni soracaksanız dün gece bir ameliyatım vardı. Kedinin biri 7.kattan bir arabanın üstüne düşmüş patisi kırılmış gece yarısı kliniği açmam gerekti bu yüzden bu kadar yorgunum." Gülümsedim genelde sorduğum sorulara bile cevap verilmemesine alışıkken ben daha ağzımı açmadan soracağım her şeyin cevabını vermesi bende tuhaf bir hisse neden olmuştu. Kısa bir süre konuştuktan sonra onu ve İlgiyi yolcu edip seanslarıma devam ettim.

Seanslarım bittiğinde saat 8'e geliyordu yemek yeme fırsatı bile bulamamıştım bu yüzden ilk iş kliniğin mutfağına koştum. İçeriye girdiğimde Erden elinde ekmek içinde peynir hızlı hızlı ağzına lokmaları sokmaya çalışıyordu. Onun bu halini görenler gülmekten yerlere yatabilirlerdi tıpkı benim yaptığım gibi. Lokmasını sonunda yutmayı başardığında bana dönüp "Ne var kızım ne deli gibi gülüyorsun hiç mi aç insan görmedin ?" dedi. Konuşmaya devam ederken bir ekmek parçası daha koparmış içine bu sefer hem salam hem peynir koyup bana uzatmıştı. "Sabahtan beri yemedin. Salak salak yolda bayılmanla uğraşamam şimdi ye şunu. Hem kadın utanmasan para sıçacaksın kliniğimiz de tek yiyebileceğimiz şeyler bunlar mı ?" Elinden aldığım ekmek parçasından biraz yedikten sonra konuşmaya başladım. "Para sıçıyormuşum. Peh diyene bak bir seanstan kaç alıyordun koçum sen 600 müydü ben mi yanlış hatırlıyorum ? Az ye de kliniğe bir şeyler al sende her şeyi benden beklemeyeceksin aslan ağzında değil artık. " Dediklerim kulağıma ulaştığımda toparlamak için hızla cümleye girdim "yemek aslanda yani aslan mide de." cümleyi toparlamaya çalıştıkça olayın içine etmiştim. Ben saçmaladıkça Erden olduğu yerde yerlere yatmıştı. "Bir de senin konuşman için para veriyorlar. Tamam tamam inandım para sıçmıyorsun sen danışanlarına da böyle konuşuyorsan biz yakında batarız. Neyse hadi bakalım midedeki aslan günün nasıl geçti, seansların nasıldı ?" Olduğum yerde uzanırcasına yayıldıktan sonra ağzıma son lokmamı da attım bitirdiğimde de konuşmaya başladım. "Günüm iyiydi ya. Seansların çoğu klasik seanslardı ama özellikle biri ile henüz ilerleme gösteremedik. İlaçlar olumlu etkiliyor evet ama danışanın ağzından cımbızla laf almam gerekiyor. Hatta onu bile alamıyorum diyebiliriz." İçimin ısınmasına neden olacak şekilde sıcak bir gülümsemeyle bana baktı. "Her danışanın birbiriyle aynı olmadığını sen de çok iyi biliyorsun Des. Zamana bırak yavaş ve sağlam ilerlemesi hızlı ve sarsıcı ilerlemesinden iyidir. Kendine de çok yüklenme elinden gelenin en iyisini yaptığına adım kadar eminim." Erden beni sakinleştirebilen sınırlı insanlardandı Semihle ilişkimizin yürüyebilmiş olmasının da belki de en büyük nedeni Erdendi. Bütün süreç boyunca ikimizle de ilgilenmiş bir çok yanlış anlaşılmayı hatta bir çok kavgayı o önlemişti. "Teşekkür ederim Erd. İyi ki varsın.." minik bir kahkaha atıp omzuma yumruk geçirdi "Eyvallah koçum sen de iyi ki varsın." Ve Erden erdenliğini böylece ortaya dökmüştü. bir süre daha danışanlarımız hakkında konuştuktan sonra kliniği kapatıp evlerimize dağıldık.

Eve vardığımda inanılmaz şekilde yorgun hissetsem de Semih'i beklemeye karar verip mutfağa geçtim. Kendime en acısından bir kahve yaptıktan sonra masaya geçip evden getirmiş olduğum bilgisayarımı açtım. E postalarımı uzun zamandır kontrol etmediğim aklıma gelince sayfaya girip gelen mailleri tek tek incelemeye başladım. Gelen maillerden biri tanımadığım bir hesaptandı bu yüzden ilk olarak onu açmaya karar verdim. Maili açtığımda bir kaç pdf dosyasıyla karşılaşmıştım. Hastaneden gelmiş tomografi ve mr benzeri belgelerdi bunlar en azından gördüğüm minik ön resimden yola çıkarak böyle bir şey olduğunu düşünmüştüm. Ben acaba akrabalarım mı yolladılar diye düşünerek dosya yüklendi ve vakit kaybetmeden hızla dosyayı açtım. Bu bir beyin mr'idi muhtemelen beyin hasarı bulunan birine ait olmalı diye düşünmeden edemedim. Hatta muhtemelen bu hasara neden olan olayda ölmüş olmalıydı. Bir az daha aşağıya indiğimde biraz yazı gördüm yazı da: "Kader kodlu deneğin son beyin mr'ı. Deneğin dnası incelendi. yapılan işlemler gözden geçirildi ancak henüz nasıl hayatta kaldığına dair açıklama bulunamadı." Biraz daha alta indiğimde gördüğüm görüntüyse beni asıl meraklandıran şey olmuştu. Videoda muhtemelen operasyon için uyutulan bir kadın vardı ve doktorlar aralarında konuşuyorlardı ancak herhangi bir ses yoktu videonun sesi kapatılmış olmalıydı. Bir kaç dakika sonra beni dehşete düşüren manzara ortaya çıkmıştı. Operasyon masasındaki kişi bendim..


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 19, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Tanrılar Gözyaşı DökerkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin