Bölüm 3

1.3K 73 4
                                    

Şeker portakalı kitabında geçen çok güzel bir cümle: ''bir kış sabretmişsin de tam çiçek açacakken dolu vurmuş gibi oluyor bazen hayat''...


Bu zamana kadar beni büyüten ailenin gerçekten ciddi psikolojik sorunları olduğunu düşünmeye başlamıştım. Her yere kamera koymak da neyin nesi? bu olanlara bir anlam veremiyordum. Her şey o kadar saçma geliyordu ki ,mantığıma uymayan şeyler vardı.

Cihan bey ve Alparslan bey fotoğrafları görünce bariz bir şekilde şaşırmışlardı. Daha sonra bana bir şey belli etmemeye çalıştılar, çok üstünde durmasam da dikkatimden kaçmamıştı.

Önce evdeki ve diğer yerlerdeki kameraları etkisiz hale getirip evin en büyük odasını boşaltmaya başladım daha sonra çalışma odasındaki tüm bilgisayarlar ve masayı o odaya taşıyıp kurulumu yaptım. Yavaş yavaş gün batıyordu düşündüğümden daha uzun sürmüştü burayı yerleştirmek .

Bu aileyi biraz daha araştırmak istemiştim. Bilgisayar ve yazılım işleriyle aram oldukça iyiydi önce kardeşlerimin sosyal medya hesaplarına ulaştım ikisinin hesabı da gizliydi. Beklemek istemediğim için hesaplara sızdım daha sonra attıkları gönderilere, konuşmalara takip ettikleri kişilere kısaca göz attım.

Mina izel han bana çok benziyordu hatta aynıydı görünüşümüz. Tarzlarımız farklıydı, o daha çok renkli giyiniyordu, ben gündelik hayatımda hep siyah giyinirdim hatta renkli giydiğim sadece voleybol takımının formasıydı.

mina'nın fotoğrafının altına erkekler yorum yaptığında  miraç'ın da içinde bulunduğu 3 kişi yorum yapanlara tehditler savuruyordu . Anlaşılan kız kardeşleri bir prenses gibi büyümüştü, benim aksime. 

Mina'nın hesabında biraz daha oyalanıp , miraç uraz han'ın hesabına girdim. miraç havalı bir çocuktu, kendine has bir  havası vardı takipçi sayısına bakılırsa seviliyordu da , miraç'ın hesabına bakarken diğer bilgisayardan bildirim geldi , anlaşılan benden haberleri olmuş. dudağımdaki hafif sırıtmayla o bilgisayara geçtim ,miraç hesabımda geziyordu, üçüzüm de benim gibi zekiymiş bu hoşuma gitmişti . hesabımda çok da bir şey olmadığı için dolaşmasına izin verdim.

melodi karakoldan çıktıktan sonra

cihan  melodinin babasının evine yani abisinin evine yola çıkmıştı,

 alparslan ise bu işi araştırmak üzere kendi evine geçmişti olay gayet açıktı ama melodinin bu zaman kadar kaldığı kişilere kim vermişti melodiyi, melodi neden bu haldeydi, içine kapanık birisiydi ama altında başka şeyler çıkacakmış gibi geliyordu bu yüzden hem melodiyi hem de bu işin alındaki diğer herkesi araştıracaktı.

cihan abisi sinanın evine geldiğinde yengesi serpil  kapıyı açmıştı. o sırada evde , evin büyük oğlu pars ve ikizler vardı. cihan önce pars'a konuyu açtı. yaklaşık bir saat sonra sinan bey eve geldi . Cihan ,Melodiyi  herkese anlattı ikizler hem çok sevinmişti hem de içten içe korkmuşlardı. serpil hanım mutluluk göz yaşları döküyordu. pars şaşırmıştı buna yıl sonra nasıl yeni fark edildi siye ama cihan beyin melodi hakkında anlattığı şeyleri duydukça ona içten içe sevgi beslemişti. 

üçüzler doğduğunda  melodinin ciğerlerinde sorun olduğu tam  gelişmediği için biraz kuvözde kalıcağı söylenmişti. bir kaç gün sonra melodinin bakıldığı kuvöz boştu aileye melodinin öldüğü söylendi ama melodi kaçırılmıştı...


Yalnızlığın SenfonisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin