Bölüm 39

275 24 8
                                    


Tao'nun zaman zaman gizlendiği yere ancak hava kararınca ulaşa bilmiştim. Burayı göreve başlamadan önce bilmiyordum Nadya'ya attığı bir masajda teşkilata gönderdiğim bilgilerin arasından bulmuşlardı.

Araştırmalara göre Teo buraya genelde hep yalnız gelirmiş,  içlerine sızan askerlerin deyimine göre de pek de sağlıklı bir adam değilmiş. 

yüzümü gizlemek için kullandığım bandanayı biraz daha yukarı çekip sadece gözlerimi açık bırakacak şekilde düzeltip kafama tekrar şapkamı çektim. evi önce silahımın dürbünüyle kontrol edip eve iyice yaklaştım görünürde kimse yoktu  tek tek camları kontrol ettim hiç biri açık değildi. silahımı sırtıma sabitleyip, belime takılı olan ay yıldız motifli kasaturamı alıp ahşap pencerenin kenarına koyup hafif hafif oynattım. Bir süre sonra pencere hafif gıcırdayarak açılmıştı içeriyi tekrar kontrol edip kendimi yukarı çekip içeri girdim. hızlıca etrafı tarayıp kamera ya da biri var mı diye  , kimse yoktu.

pencereyi kapatıp önündeki perdeyi odaya girerken ki haline getirdim. yukarı doğru bir merdiven çıkıyordu. önce yukarıya yönelip her zamanki sessiz ve sinsi adımlarımla çıktım. 

Burası tek odalı bir teras katıydı hem evin tüm içi gözüküyordu hem de pencere sayesinde dışarısı gözüküyordu . Fakat dışarıdan bu bölümdeki camların içi gözükmüyordu. yere yakın çift kişilik bir yatak ,küçük boy bir raf çalışma masası küçük bir askılık vardı . Askılıktaki kıyafetleri kenara çekince az da olsa duvardaki çıkıntı belli oluyordu. yine bıçağımın ucuyla hafif oynatınca kalıp halinde küçük bir kare kapak yere düştü ve hemen ardındaki şifreli çelik kasa gözüktü sırtımdaki çantadan uv mor el fenerini çıkarttım bu fenerle parmak izlerine bakacaktım tabi akıllılık edip silmediyse...

4 haneli bir şifre girmek gerekiyordu ve sadece tek sayı gözüküyordu 9 , çantamı biraz kurcalayıp küçük kutu benzeri cihazı çıkartıp kapağa sabitledim bu küçük kutu şeklindeki cihaz kasanı şifresi için gerekli olan enerji akışını kesip bir nevi kasayı bloke ediyordu böylelikle yanlış olsa bile 4 haneli ne girersem açılıyordu çünkü enerji akışı olmadığı için kasa şifreyi kontrol edemiyor ve kasa bloke olup açılıyordu .

Kasanın içinde üç belge bir flaş disk bir kaç banknot ve dolarlar vardı. belgeleri hemen kontrol edip fotoğraflarını sis kod adıyla yetkili yerlere gönderdim. flaşın da kopyasını tablete aktarıp onu da teşkilata kontrol etmediğimi belirterek sis kod adıyla gönderdim. Eşyaları aynı şekilde koyup kasayı kapattım ve kıyafetleri ilk baştaki düzene getirdim. 

her şeyi yerli yerine koyma sebebim benden sonra bu terör mensuplarından haber alamayınca mutlaka birilerini göndereceklerdi , bulunduğum ortamı girdiğim şekilde koyma sebebim de buydu ben arkamdan iz bırakmadan ilerliyordum bu şekilde onlar intihar sanıp sebep ararken ben onları tek tek öldürüyordum. Sisin gölgesi olmazdı ben de arkamda gölgemi bile bırakmadan toz oluyordum. Geçtiğim yerde sadece intihar süsü verilmiş  cesetler bırakıyordum. tıpkı bana yaptıkları gibi önce beni ailemden kopartıp sonra iki teröristin yanında çocukluğumu bile yaşatmadan beni en savunmasız en sevgiye aç olduğum zaman yakalamışlardı, şimdi ben onları hiç akıllarına bile gelmeyen bir anda yakalamıştım. Benden çaldıkları bir çocuklu onlardan kan kusturarak geri alacaktım.


az ilerideki masaya gidip altını kontrol ettim tahmin ettiğim gibi basanın altına da bölme koydurmuşlardı. Bir dosya da burada vardı fotoğraflarını çekip yetkili yerlere kod adımla gönderdim. Aşağı inip  sehpanın üzerindeki büyük ve oldukça pahalı olan içki şişesini açıp içine 30-40 kadar risin zehri atıp kapağını atıp biraz çalkalayıp görünmeyecek hale getirdim. 

Yalnızlığın SenfonisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin