Yalnızlığın Senfonisi

Bölüm 21

melodi den 

az kişi kalmıştı ben hala kendimi göstermemiştim teröristlere , Keskin Nişancı'yı öldürmüştüm. önemli olan terörist elinden vurmuştum. diğer timler onlara biraz daha yakındı ve onları öldürmeden almaya çalışıyorlardı ben ve diğer timlerdeki keskin nişancılar her ihtimale karşı geride onları kontrol ediyorduk sis biraz daha azalmıştı. karargahla iletişime geçip helikopter istenmişti.

tüm teröristler yere yatırılıp elleri  bağlandıktan sonra keski nişancılar da yerlerinden kalkıp diğer timlerin yanına doğru adımlamaya başladı onlar kalkınca ben de çantamı sırtıma takıp 

silahımı elime aldım büyük adımlarla ve dik duruşumla Akay binbaşının yanına doğru yürüdüm.

selam verdim

- iyi iş çıkardın yüzbaşım. 

ben tam cevap verecekken yan taraftaki eli yaralı terörist yayık ağzıyla konuşmaya başladım.

- ooo kadın asker Türkler ne zaman kadınlarını dağlara gönderir oldu. Sizi yenmek ve burada devlet kurmak çok kolay olacak karşımızda kadınlarınız var sonuçta. Kolay lokmalar 

Akay binbaşı  tam ağzını açacakken . Dizlerinin üzerine çökmüş yayık yayık konuşan ite göz ucuyla baktım 

- izninizle komutanım çocuklara bakayım ben deyip biraz ilerdeki çocuklara doğru yöneldim. teröriste biraz daha yaklaşıp adım atacakmış gibi ayağımı kaldırdım sert ve hızlı hareketle çenesine tekmemi atıp hiç bir şey olmamış gibi onu arkamda bıraktım vurmamın etkisiyle arkaya doğru devrilip ağzından kan akmaya başladı kafamı hafif yana yatırım. 

Ayağımın altından çekil şeref yoksunu. Deyip ilerdeki çocuklara yöneldim.

Yaptığım hareketi askerler ne kadar görse de görmemiş gibi yapıp bıyık altından gülüyorlardı.

çocuklardan biri yaralıydı. onu vuran köpeği vurmuştum omzundan ve karnından yaralıydı o da bilerek ve isteyerek onu canlı bırakmıştım. bir asker onun yaralarına bakıyordu çocuklara çantamdaki çikolataları verip o askere doğru yöneldim.

nazik bir şekilde üsteğmenim izniniz olursa ben ilgilenmek istiyorum bu arkadaşla üsteğmen kararsız bir şekilde bakım hadi aslanım git çocuklarla ilgilen dedim

emredersiniz komutanım deyip ayağa kalktı.

önümdeki ite üstten bakıp çantamı sırtımdan indirdim. kurşunları çıkartacağım deyip formaliteden ağzımı içinde konuştum uyuşturucu iğneyi belli etmeden pantolonumun cebine attım, yapmacık bir tavırla tüh uyuşturucu iğne kalmamış deyip belimin yan tarafından çıkarttığım ince uçlu bıçağıma batım genelde bununla çıkartıyordum kurşunları kendi kendime konuşup bir yandan da aklımdaki şeyi harekete geçiriyordum, Akay binbaşı başta olmak üzere herkesin bakışı üstümdeydi yerden orta boy bir taş alıp ağzına soktum tüm çene kitlendi böylelikle 

- teğmenim çocukları güvenli bir yere götürün 

-emredersiniz komutanım

hiç acımadan pantolonun yan cebindeki kalın kasaturamı elime aldım ve tek hamlede omzundaki delikten soktum.

karşımdaki adam acıdan kıpkırmızı kesilmişti bağırsa 'da sesi boğuk  çıkıyordu , bıçağı içinde bir tur çevirip kurşunla birlikte bıçağı çektim. ellerim hep kan olmuştu yüzümde mimik oynamıyordu. elime ip ve iğneyi alıp acımadan dikiş attım üstüne de tekrar batikon' la temizler gibi yapıp üstüne sargı bezi ve bantla kapattım. Tam yaranın üstüne iki kez sert bir şekilde vurup hadi yine iyisin herkese böyle pansuman yapmam bak deyip karnındaki yarayı görmezden gelip çenesinin sertçe tutup taşı çektim bir kaç dişi kırılmış olabilir kulağına doğru yaklaşıp başka yaran yok sanırım varsa söyle bak tedavi etmekten hiç çekinmem dedim kafasını korkuyla sağa sola sallarken sırıtıp doğruldum konudan sertçe tutup kalk dedim askerlere tepkisizce göz atıp yola çıkalım artık helikopter buraya iniş yapamaz deyip elimdeki teröristle yürümeye başladım  

 hep birlikte biraz yürüdükten sonra elinden vurduğum terörist tekrar konuşmaya başladı.

sabrımı sınıyordu sesimi en sert ve en kalın tona getirip yüksek sesle 

- o çeneni kapat  bu sefer dişlerini kırmakla yetinmem.