Bölüm 36

348 28 8
                                    


1 AY SONRA / Melodi İzgü Işık Anlatımıyla 

abimin vurulmasının üstünden tam 1 ay geçmişti onu hastaneden çıkartıp güvenli şekilde  Mardin'e görev yerine geri dönmesini sağlamış daha sonra tüm tim Şırnak'a geçmiştik. 

Şırnak'a döndüğümüz hafta görev emri çıkmamıştı. timimle birlikte rutin içtimalar yapmış, gelecek olan görev emirlerini beklemiştik. 

2. Haftaya girdiğimizde bir Türkmen köyünü yağmalamak üzere  gelen terörist topluluğunun bilgisi geçilmişti. bunun üzerine 2 tim olarak Türkmen köyünü korumak üzere yola çıktık.

 Bu görev  Sis timinin Şırnak'taki son göreviydi. Görev tam 1 hafta sürdü. Türkmen köyüne  vardığımızda bize geçilen bilgiden çok daha büyük bir terör grubuyla karşı karşıya kaldık. Üstelik biz gelmeden önce bir gurup Türkmen  çocuğunu çoktan kaçırmışlardı.

8 kollu ahtapotun çirkin yüzüyle işte tam da o zaman tanışmıştım. O Türkmen köyünü koruduk kaçırılan çocukları bulduk. Terör guruplarıyla sıcak temasa girdik ve bu süreçte o çocukları bulabilmek için kaç kamp patlattık kaç it öldürdük bilinmez akıncı ve sis timinin  tek düşündüğü o gencecik çocuklardı. savaşla hırsla hiç bir zaman çocuklara dokunulmamalıydı, başaramadık, onlar biz onları bulduğumuzda çoktan zarar görmüşlerdi.

Son gittiğimiz kamp ağaçlık bir alanda ve soğuk betondan yapının bulunduğu  alandı. Çevrede diğerlerine göre daha az terörist vardı. İçeri sızdığımda göreceklerimin vahşetini önceden hissetmiş gibi bedenim ilk kez bir görevde titredi. Ben o çocukları asla unutmayacağıma yemin ettim. Ben o çocukları elimde olmadan koruyamadım. Böbrekleri için Kaçırılan tam 11 çocuk canice öldürülüp masada açık bir şekilde duruyordu. kopuk ve akıncı timinin sağlıkçısını yanıma nasıl çağırdım nasıl çocukları kurtarmak için başlarındaki adamlara ateş açtım hala aklım almıyor. Gülhan ve kopuk yanıma geldiğinde sadece 5 çocuk hayattaydı  üst kattan ses duyunca oraya doğru koştum kulaklıktaki sesleri algılayamıyordum. Oraya çıktığımda oldukça zayıf saçı sakalı ağarmış biri yatakta yatıyordu. Kollarında ve bedeninden kablolar geçiyordu bu adamı dışarıda görsem terörist demezdim onu gördüğümde baygındı. ona yaklaştığımda yüzünü ve etrafı incelerken tavandaki camın patlaması bir oldu hemen silahıma davranıp yüzlerini göremediğim adamları sıktım tek başıma yetemedim bu sefer götürdükleri adamı tekrar tanıya  bilmek için yüzünü sıyıracak ama derin yara bırakacak bir kurşun sıktım onlar giderken kulaklıktan akıncı timi komutanı binbaşı Akay tuğrana olanları söyledim tam odadan çıkarken komodinin üzerindeki mavi fötr şapka yanında değişik görünümlü baston 

Aşağı inerken bir odanın içindeki doktorları ikna etmeye çalışan Akay binbaşını gördüm yanına gittiğimde doktor görünümlü adamlar  tek sıra halinde yaklaştırmıyordu bizimkileri arkalarında pencere yoktu  onlara canlı ulaşmak için ikna etmek lazımd...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aşağı inerken bir odanın içindeki doktorları ikna etmeye çalışan Akay binbaşını gördüm yanına gittiğimde doktor görünümlü adamlar  tek sıra halinde yaklaştırmıyordu bizimkileri arkalarında pencere yoktu  onlara canlı ulaşmak için ikna etmek lazımdı aniden hepsi birbirine bakıp ceplerinden çıkarttıkları sarı sıvı dolu şırıngaları atar damarlarına enjekte edip  saniyeler içinde yere yıkıldı ardından sallanmaya ve gözlerinden kulaklarından ağızlarından kan gelmeye başladı hiç birimiz müdahale edemeden teslim olmamak için kendi canlarına kıydılar. 

o günü hatırlıyorum da ne çok yorulmuştuk. elimizden kaçırılan ve kim olduğunu bilmediğimiz o kişiler benim yakın zamanda tanışacağım kişilerin başıydı. Çok sonradan öğrensem de mavi fötr şapkalı adam ahtapotun başıydı...




O hafta sis timi olarak Şırnak'taki tüm işleri halletmiş ve Ankara'ya geri dönmüştük. 2 günlük izin verilmişti günü birlik abimin yanına Mardin'e gidip onunla görüşmüş ve vedalaşmıştım .

Özgür abim canımın sıkkın olduğunu görünce moralimi düzeltmek için elinden geleni yapmıştı 

Mardin'den döndükten kısa süre sonra tahminlerime göre  3 yıllık bu göre tek başıma gönderilmiştim üst rütbeliler ve timimden başka kimse göreve gittiğimi bilmiyordu, 2 yılımı  aslıyı ve karanı temizlemek için harcamıştım 3 yılda ahtapotu çökertecektim. hepsine kan kusturacaktım. Her bir masum için onlara kan kusturacaktım...


Her biriyle özel şekilde ilgilenecek onları içeriden fethedecektim.





Kendinizi hazırlayın eceliniz size kan kusturmaya geliyor...  

Yalnızlığın SenfonisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin