Yalnızlığın Senfonisi

Bölüm 40

Media: melodi izgü'nün keskin nişancı tüfeği 

not: sarp kayalıkları nerede/ Cudi  nerede ?

Türkiye, Irak ve Suriye üçgeninde sarp kayalıklar ve uçurumlardan oluşan Cudi, sınırın sıfır noktasında yer alıyor.

(Bölümün içerisinde geçiyor kafanızın karışmaması için ekledim)

1 hafta sonra 

Teo'nun evinden çıktıktan sonra durmadan yaklaşık 6 kilometre kuzeybatı yönüne doğru ilerledim. Buradan beni albayın gönderdiği helikopter alıp sarp kayalıkların bulunduğu alana bıraktı. Üzerinde operasyon yaptığım örgütün bir üyesi burada görülmüş bir süre bu kişi gözetleyip Türkiye üzerindeki planlarını öğrenip onları etkisiz hale getirecektim, şuan yeri bana yakın olsa da onun harekete geçip bir şeyler yapmasını bekliyordum.

Nadya ve teo'nun ölüm haberi kısa sürede yayılmıştı. İstihbarattan olan askerler aracılığıyla onların ne yaptığının duyumunu alıyordum ayrıca evlerine yerleştirdiğim kameraları kimse fark etmemişti ,geçen bir hafta içerisinde onları ara ara izliyordum albayın görevlendirdiği bir ekip' de izliyor ve olası bir tehdide karşı önlem almak üzere hazırda bekliyorlardı.

teo'ya zehir verdiğim günün sabahı teo hiç uyanamadan kan kusarak ölmüştü. Yerinden bile kalkamamıştı, onun acı çekerek ölmesi ve bunu  izlemek içimdeki intikam ateşini az da olsa dindirmişti.

Nadya'yı bulan ise sevgilisiydi ve şuan için baş şüpheli olarak sevgilisi işkence görüyordu. Ya düşündüğüm kadar zeki değillerdi ya da şuan nadyanın sevgilisine işkence eden Şita'nın nadyanın sevgilisiyle alıp veremediği bir şeyler vardı. şuan için bunu düşünmeyecektim.

 Türkiye sınırına tehdit olan, Suriye içerisindeki  hala var olan örgüt üyeleri vardı ve şuan hala Suriye içindeki bu tehdit oluşturan terör unsurlarını temizlemekle görevli askerlerimiz vardı onlara yakındım fakat kimseye kimliğimi belli edemezdim. Timimi buraya göreve gönderdiklerini öğrenmiştim yeni bir komutan ve bir kaç da asker eklenmiş time. Dün albayla telefonda görüştüğümde timimi sorduğumda bilgi vermişti albay. 

Şuanda da bir mağarada plan yapıyordum , örgütün ana kadrosu belliydi başlarındaki adam da teo'nun  babam dediği adamdı, aynı zamanda bu adamla daha önce de karşılaşmıştım istihbarat bu adamı araştırıyordu ama adamın ismine ya tam olarak kim olduğunu şuan için  bulamamışlardı, çünkü mavi fötr şapkalı bu adamın  8 farklı ülkede vatandaşlığı var ve her ülkede farklı isim 8 farklı farklı kişi olarak gözüküyor, zaman zaman bu ülkelerden Türkiye'ye yasal yollarla da giriş yapıldığı bulundu fakat ülke içerisinde herhangi bir suça karışmadığı için bu zamana kadar fark edilmemiş şuan için hukuki olarak ülke için masum biri çünkü gayet temiz bir sicili var.  Şehit olan o çocuklar aklıma gelince bu adamı dinlene dinlene öldürmeyi düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum fakat bu adamı canlı ele geçirirsem bize vereceği bilgiler önemli ola bilirdi. 

( Hatırlatma: önceki bölümlerde timle beraber gittikleri görevde çocukları kurtarmışlardı orada ellerinden kaçırdıkları mavi fötr şapkalı adam)

örgütün kadrosunu ölenleri ve yeni gelenleri yaptığı işleri ve nerelerde görüldüğünü tekrar gözden geçirmek için not defterine not aldım 

öncelikle bu örgütün başı mavi fötr şapkalı o adamdı ismi tam olarak bilinmiyor kuvvetle muhtemel bir sağlık sorunu var çünkü o operasyonda çocukların organlarını almışlardı ayrıca Türkiye'ye  geldiğinde başarılı 3 Türk cerrahla görüşmüş  fakat görüştüğü cerrahlardan hiç biri şuan ülkede değil işin tuhaf yanı cerrahlardan biri Fransa'ya uçan uçağının düşmesi sonucu şüpheli şekilde hayatını kaybediyor. Bu cerrahın herhangi bir ailesi ya da akrabası olmadığından avukatlar bir süre sonra bu meselenin peşini bırakmış ve ölen cerrahımız kelimenin tam anlamıyla unutulmuş.