(Hâlâ FB)
O gecenin ardındaki birkaç gün , kovalamayla geçmişti. Çolpan Saltuk'tan kaçtıkça , Saltuk güç alıyor, sıkıştırmaya çalışıyordu kadını. Sürekli burnunun dibinde bitiyor, her fırsatta konuşmaya çalışıp imali bakışlar atıyordu.
Çolpan gitgide daha da sinir oluyordu bu duruma. Utanmak, kaçmak ? Bunlar hiç Çolpan'a göre şeyler değildi. Ayrıca , kendisi böyle yaptığı için adamın bu cesareti aldığının da farkındaydı.
Ama kararını vermişti , kendine gelecekti. Evet, yabancisi olduğu bu yoğun duyguya karşı nasıl hareket edeceğini bilememiş ,o yüzden kaçmıştı kaç gündür. Ama artık uyuz yasavula bu zevki vermeyecekti. O öpücüğü tamamen olmamış sayacakti.
Balamir ise gunlerdir Çolpan'dan kaçıyordu. Herhalde yaptığı pisliği ayilinca hatırlamış, ve her ne kadar yüzsüz biri olsa da , utanmıştı. Çolpan gayet memnundu bu durumdan. Zaten gördüğü yerde gebertesi geliyordu onu.
O sabah, kendisine en çok yakışan, en sevdiği elbiseyi giymeye karar verdi artık. Günlerdir giymeye kiyamiyordu.Bu mor renk elbise içinde , gerçekten bir içim su oluyordu Çolpan.
Saçlarını daha bir özenle örmüş, bu sefer yine geyik motifli , ama kenarlarında mor taşlar olan yedek tacını takmıştı. Hazırdı.Toy yerine inince, direkt meydanda duran , ve Vargı Beg ile bir şeyler konuşan Saltuk'u gördü karşısında. Adam ,arkası dönük olmasına rağmen, Çolpan gelince sanki hissetmiş gibi dönüp ona bakmıştı.
Saltuk, ifadesini gizlemeye çalışsa da, öküz gibi bakakalmisti kadına. Her zaman güzeldi ama, bugün...
Mor renk bir insana ancak bu kadar yakisabilirdi. Bu hatun Saltuk'a aklını kaybettirecekti...Çolpan , verdiği etkinin farkındaydi. Kaç gündür ürkek ceylana çevirmişti bu herif onu, şimdi intikam zamanıydı.
Gülerek yaklaştı yanlarına.- Günaydın, Saltuk Beg.
Ve sana da günaydın, Vargı Beg.- Sana da günaydın, Çolpan Bike. Ama güneş tepeye çıkalı ne kadar vakit geçti, bize gün ayalı çok oldu.
- Doğru dersin, erken kalkarım normalde, ama bugün böyle oldu işte.
Neyse, ben bacımin yanına giderim, size kolay gelsin.Saltuk, hâlâ bir şey dememişti. Çolpan, giderken Vargi'nin arkasından, ona ufak bir göz kırpma hareketi yapmış, kalan aklını da almıştı adamın.
- Ne olur sana oğlum , kendine gel! diye kendine söylendi Saltuk.
- Bana mı dedin ?
- He? Yok sana demem. Bir şey düşünürdüm.
...
Her hafta bir gün ok toyu, bir gün kılıç toyu bir gün de av toyu olurdu. Bu gün av toyu günüydü. Toy meydanına herkes gelince, sözcü yaptı çağrıyı.
Tabi ki, Çolpan hemen atladı, başkası almasın diye.Çunku sadece 5 kişi ile yapılıyordu bu yarış.
Çolpan, iki tane boy begi, ve Balamir katılmıştı ilk önce. Sadece bir kişilik yer kalmıştı. Saltuk, aslında katılmaya niyetli değildi , ama Balamir'in katıldığını görünce, hemen son yeri de o aldı.
- Evet, kuralları bilirsiniz. Avı ilk getiren kazanır. Ama , bu sefer bir fark vardır. Sadece ceylan isteriz, avladığı ceylanı ilk getiren kazanacaktir.
Ofladi Çolpan, bu civarda ceylan çok az bulunurdu. Belli ki zaten zor olsun diye yapmışlardı. Kimse akşamdan önce bulamazdı.
Nihayet, herkes avını bulmak için yola koyuldu..
Herkes farklı yönlere gitmiş, Saltuk ise ona fark ettirmemeye çalışarak Çolpan 'in peşinden gidiyordu. Amacı oyun değildi, Balamir Çolpan'a yaklaşırsa diye göz hapsinde tutuyordu o günden beri Çolpan'ı. Katilmasaydi göremeyecekti.