6

16.8K 1.5K 1.5K
                                    

Haiii, ben geldiiim. MP'yi çok seviyorum, gelecek bölümler için çok heyecanlıyım cidden. Umarım kısa sürede fic hak ettiği değeri görür <3 Bol bol oy ve yorum istiyoruuum Xx

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

Taehyung, karşımda viskisini yudumlarken, oflama isteğimi güçlükle baskılayarak sırtımı arkama iyice yaslayıp ensemi koltuğun başlığıyla buluşturdum.

Ayakkabımın tabanını yere vurmayacak şekilde sağ bacağımı kontrolsüz bir şekilde sallayıp dururken, gergince onu izledim.

Taehyung, gamsız, umursamaz bir tavırla viskisini yudumluyor ve keskin gözleriyle fakat düz bakışlarıyla beni izliyordu.

Daha fazla sessiz kalmaya son verip durunamayarak söze atıldım. "Bay Kim, düşündünüz mü?" Koruma görevini bana verecek gibi hiç mi hiç görünmüyordu.

"Neyi?" diye sordu, zerre ilgisiz, soğuk bir edayla, tek kaşı itinayla havalandı.

Üst dudağım seğirirken, koltuğun kolçağındaki ellerimi kucağıma koyarak parmaklarımı iç içe geçirecek şekilde birbirine kenetledim.

Parmaklarımla oynarken, göz kontağımızı bozmadan hava yutmaya son verip dudaklarımı araladım.

"Bu işi yapabileceğimi söylemiştim ve başarılı da oldum. Yapamazsam sorumluluğu almamı istemiştiniz, teknik olarak görevi tamamladığıma göre beni koruma yapma düşüncenizi gözden geçirmeniz gerekmez mi?"

Uzun, ince ve kemikli parmaklarıyla bütünen kavradığı viski bardağını koltuğun kolçağına rahat bir tavırla bıraktı ve bacaklarını iyice açarak üstündeki takım elbiseyi kırıştırmayı önemsemeden koltukta yayılacak şekilde oturuşunu değiştirdi.

Sağ bacağını kaldırıp ayak bileği sol dizinin üstüne denk gelecek şekilde attı.

Tek dirseği koltuğun kolçağındayken, diğer eli çıkmaya başkaldıran, yanık teninde gölge etkisi yaratan çenesindeki sakallarını sıvazladı.

"Gerekmesi için sana bunu yapacağıma dair bir şeyler söylemiş olmalıydım. Fakat ben sana yalnızca bu görevde başarılı olamadığın takdirde, sorumluluğu üstlenmeni ve başarısız olduğun durumda seni işten kovacağımı söylemiştim." dedi derin sesi, ağır ağır. Ve bana göz kırptı sakin bir edayla.

Adam gerçekten o kadar inat çıkmıştı ki! Şaka gibiydi ya, başka biri olsa havada kapardı benim gibi yetenek abidesi birini. On parmağımda on bin beş yüz marifet vardı benim ya!

"Ayrıca ayağını sallamaya da son ver, sinir bozucu." dedi ikaz edercesine,kaşlarıyla salladığım ayağımı işaret etti.

Omzumu umursamaz bir edayla silkme isteğimi güçlükle bastırdım. "O durmuyor öyle, otomatiğe bağladı şimdi, az sonra durur yorulunca." dediğimde kaşları itinayla havalandı.

Filtrumu, dudakları ve çenesi arasında parmaklarını dolaştırıp tenini sıvazlamaya son verip koltuğun kolçağındaki kristal bardağı alıp içinde kalan viskiyi tek bir nefeste kafaya dikerek içti.

Boş bardağı gürültüyle koltuğun kolçağına geri bıraktığı gibi ayağını diğer dizinin üstünden indirip ayakkabısının tabanını zeminle buluşturdu.

Ardından tutunma ihtiyacı duymadan, kendi bedeninin ağırlığını atik bir hareketle ayağa çektiği gibi omuzlarını dikleştirip doğruca bana ilerlediğinde piercingimle oynayarak onu izledim.

Temkinli ve büyük adımları onu saniyeler içerisinde önüme ulaştırdığında duraksadı ve kamburunu çıkaracak şekilde önümde eğildi.

Uzun parmakları uyluğumu sarmalayacak şekilde sağ bacağımı sıkıca tuttuğunda oturuşum dikleşti.

MIDNIGHT PLAN • TAEKOOK +18 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin