18

15.1K 1.2K 515
                                    

Haiiii, ben geldiiiim. Woww tek günde 2 bölüüüm huh. :')

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

Yoongi ile Jimin'in haşin öpücükleri gittikçe hiddetlenirken, bu işin sonucunun sevişmeyle biteceği gerçeğiyle onları rahat bırakmak için Yoongi hyunga gideceğimi söylediğimde beni duymamıştı bile. O kadar hararetli öpüşmelerine bakılacak olursa Yoongi hyung Jimin'i affetmişti. Sert görünürdü ama yufka yürekliydi o. Her ne kadar kendisi bu gerçeği kabul etmese de pamuk gibi kalbi vardı.

Onları yalnız bırakıp taksiye atlayıp soluğu Taehyung'un malikânesinde almıştım.

Çalışma odasının kapısını tıklattığımda, "Gir!" diye komut alınca sırıtarak kapı kulpuna uzandım ve Jimin hakkında yapacağım konuşma için derin nefes alıp kendimi hazırladım.

Kapıyı açıp içeriye girdiğimde, başını kaldırmamış, gözünün ucuyla bile benim bulunduğum tarafa bakmamıştı. Benim bu kadar sürede geri döneceğimi tahmin etmediği için, odaya girenin ben olmadığımı düşünüyor olmalıydı.

"Kim." diye mırıldandığım anda, başını leptobundan ayırdı ve bakışları hızla bana çevrildi. Burnunun ucuna doğru düşen retro gözlüklerinin ardından şaşkınlıkla bana baktı.

Yüzüne yapışan şaşkınlığını kısa sürede üstünden atıp gözlüğünü çıkartıp masaya bırakırken dudakları beğeniyle büküldü.

"Beni çok özledin değil mi? Çünkü bensiz yapamayacağını anladın, peki ya Yoongi? Sana ihtiyacı olduğunu söylemiştin, özlemin ağır basınca onu bırakmak zorunda-"

"Hayır." diyerek kapıyı kapatıp doğruca ona doğru yürümeye başladım. Yanına vardığım gibi kucağına tırmanıp yerleştiğimde başını oturduğu deri sandalyesinin başlığına yaslayıp keyifle gülümserken elleri belime yerleşti.

"Özlemediğin için mi kucağımdasın, hmm." diye soludu yarı alaycı yarı ciddi bir tavırla. Tek kaşı imayla havalandı.

"Özlemim ağır bastığı için onu bırakmak zorunda kalmadım, buna hayır demiştim. Kalsaydım seviştiklerini görecektim, bu yüzden geldim."

Neredeyse Jimin'le seviştiklerini dile getirecekken son anda kıvırmıştım. Tak diye meseleye girersem batırabilirdim. Bu yüzden Jimin'in samimi duygularından başlayarak ona aktarmam gerekiyordu gerçekleri.

Sonrasında ikisi zaten yüzleşirdi. Ben bana düşen görevi yapacaktım. Yoongi ile araları neyse ki düzelmişti. Yani o ateşli öpüşme, beni bu düşünceye itmişti.

"Kimle seviştiklerini görecektin?" diye sorduğunda şirince sırıttım. Ceketinin yakalarının tozunu alır gibi silkeleyip pat pat vurdum.

"Şimdi kulağını aç ve beni iyi dinle. Ama ne olura olsun, sonuna kadar beni bölmeden, soru sormadan, karşı çıkmadan dinlemeni istiyorum." dedim şartlarımı tek tek sıralayarak.

Kaşları hafifçe çatıldı. "Ne anla-"

İşaret ve orta parmağımın ucunu dudaklarına bastırıp onu susturdum. "Şşşh, sadece dinle." dedim ve parmaklarımı çekip dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp başımı geri çektim.

Bu kez çenemden yakalayıp dudaklarımızı birleştiren o oldu. Sert bir öpücüğü dudaklarıma bahşettikten sonra dudaklarımızı ıslak bir sesle ayırdı.

"Dinliyorum." dedi hırıltılı bir sesle.

"Jimin, sana çok değer veren, işine önem veren bir çalışanın."

MIDNIGHT PLAN • TAEKOOK +18 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin