Multimedyada Selim var. KEYİFLİ OKUMALAR :)
Hıh... İntikamını er yada geç alacakmış,sen intikam alacağına geç bir soğuk su içde kendine gel.
Ayşe ile konuşmamızdan 1 saat 15 dakika geçmişti nerdeyse... Bir yandan kapı gözünden Erenay'ın ne yaptığına bakıyordum bir yandan da Ayşeleri bekliyordum. Salak kaldırımda oturuyor ve gökyüzüne bakıyordu hayır anlamıyorum olay bitmiş yani içeriye girimemişsin ara o "özel " şoförünü gelsin alsın seni ya da geç yürü git! Kapımın önünde niye dikiliyorsun? Ben bu düşüncelere dalarken aniden kapı gözü karardı. Hah Ayşeler geldi!! Tam açacağım sırada Erenay'ı gören Aslı şöyle dedi "Ooo Erenay yolumuzu mu gözledin?" "Evet Aslı Selim'i bekledim. O geldiğine göre gidebiliriz." dedi. Kaşlarımı çattım. Ne yapmaya çalışıyor bu? "Hadi Selim gidelim." Selim anlamayarak "Ne oluyor? Niye gidiyoruz?" diye sordu. Bunun üzerine Erenay onu kenara çekti ve birşeyler dedi son olarak elini Selim'e gösterdi.
Birkaç dakika sonra Ayşe,Aslı ve Berk'in birşey anlamayan bakışlarına maruz kaldılar. Araya Selim girdi "Ya... Şey bizim gitmemiz gerekiyor. Bir yerde şey olmuş,o şeyi şey edip geleceğiz... Di mi Erenay? " Aslı kaşlarını çattı "Ah tabi bizde kandık daha doğru düzgün yalan söyleyemiyorsun Selim. Tek birşeyle sizi bırakırız,ne olduğunu söyleyeceksiniz." Berk de " Yani ne oldu da aniden gitmeye karar verdiniz?" Erenay arkasında tuttuğu elini göstererek " Doktora gitmemiz lazım,gittikçe morarıyor" Hepsinin gözleri pörtledi. Ayşe "Oha oha ohaaaaaaaa o elin hali ne?! Kim yaptı bunu?" Erenay kapıya doğru yaklaşarak "Şuan kapının arkasında bizi dinleyen ve..." parmağını kaldırdı ama ya!! Kapı gözüne doğru getirdi ve orayı bastırarak kapattı.
" Kapıda olduğumuzdan beri bizi izleyen ama ortaya çıkmamayı seçen Ada" dedi nerden biliyordu burda olduğumu çocuktaki göz bildiğin kızılötesi radar! Hemen mutfağa doğru gittim,bir tepsiye abur cubur koydum bir sürahi ile arka kapıdan dışarı çıktım ve kapının önüne geldim, şaşırmış numarası yaparak "Sizleri kaç saattir bekliyorum,ne ara geldiniz? Hiç mi hiç farkına varmamışım..." bu yaptığımdan sonra Erenay "Hıı canım ben de Dylan O'brien" Allah aşkına ne yapmaya çalışıyor bu?! "Erenay anlamadım neyi kastediyorsun? Arkada onlar için masayı hazırlıyordum." "Hadi o zaman şu masayı görelim."diyip önden yürümeye başladı. Bende kendimden emin adımlarla peşinden gittim. Masanın önüne gelince durdu ve süzdü, bende kollarımı bağlamış bir şekilde bakıyordum. Hafiften dudakları yukarıya doğru çekildi. "Sen ne biçim bir kızsın Ada? " anlamayan gözlerle ona baktım.
"Arkadaşlarına abur cubur ambalajlarınıda mı yedirmeye çalışıyorsun?" gözlerim büyüdü nasıl böyle bir hataya düşerim!! Ne söylemeliydim,ne söylemeliydim... Hah buldum. "Şey ben yedim birşeyler... Imm onlar gelmeden? " "Burda muz kabuğu var ve küflenmeye başlamış.Kaç gündür arkadaşlarını bekliyorsun?" hah şimdi ne yapacaksın Salak ben! "Ben...ben çürümüş muz kabuklarını kemirmeyi severim. Evet yeni başladım ama iyi birşey tavsiye ederim." bir dakika bir dakika ne dedim ben! Off olamaz! Aslı gözlerini açarak "Sen mi muz kabuğu kemiriyorsun? İnanamıyorum Ada, senle arkadaşlığımız bitmiştir. Çüş bide çürümüş diyor." hadi bakalım Ada yeni bir yalan bul,birşey de.
"İstersen sende ye çok güzel tadı." diyince beklenilmeyen birşey oldu ve Berk kustu. Arkadan "ıyyyy" sesleri gelmeye başladı. Erenay ise bu duruma gülerek karşılık verdi. Dayanamadım ve o iğrenç muz kabuğunu ağzına tıkdım. "Umarım gülerken boğularak ölürsün salak" muz kabuğunu ağzında gören Erenay direk attı ağzından. Bağırmaya başladım "İyiki sıkıştırdım parmaklarını,ohhh canıma da değsin!" Aslı, Selim, Ayşe ve Berk hepsi ama hepsi ağızları açık şekilde bana bakıyorlardı. "Ben sana dedim seni evimde istemiyorum yani kovmaya kadar gitti,parmaklarını bile sıkıştırdın. Git ya git!" bilmem fazla mı gittim ama sinir işte kusura bakmasın,ciddi bir şekilde doğruldu. "Hemen kaç yoksa fena olacak! Ada seni mahvedeceğim!" ve dedi. "Ne? Hayır bay 'istenmediğim yerde istediğim kadar kalırım' seni burdan kovuyorum mümkünse Defol!!" Erenay kızgın şekilde bana bakıyordu aniden arkasını döndü ve yürümeye başladı "Sonunda "diye fısıldadım. Selim bir bize bir ona bakıyordu,gözlerinden ise aradakalmışlık okunuyordu.
En sonda Erenay'ı seçip "Şeyy... Sonra görüşürüz." dedi. Kafa sallamakla yetindim,yaptığım şeyin bilincine yeni yeni varıyordum. Berklere doğru ilerledim "Sizinde gitmenizi istiyorum. Başka zamana kalsın." anlayışla karşıladılar. "Ha Berk bi dakika gelir misin? " "Tamam. Ne oldu?" diyerek bana yaklaştı. "Selim'in veya Erenay'ın telefon numarasını verir misin? " "Bak Ada, yaklaşık 5 yıldır seni tanıyorum ama bugün bu yaptığın... ne bileyim...sanki sen sen değildin.Lütfen daha ileriye gitme." "Tamam, merak etme." bana telefon numaralarını verdikten sonra onunla vedalaşıp eve girdim. Hava kararmaya başlamıştı... Selin'i aşağıya çağırdıktan sonra akşam yemeğini yedik.
Gene rahatlatıcı bir duş aldıktan sonra yatağıma uzanıp laptobumda birşeylere baktım. Yatmadan önce telefonumda mesaj bölümüne girip Erenay'a mesaj çektim...
Gönderilen: Erenay
Bugün yaptıklarım için özür dilerim, fazla ileriye gittim... :/ Bir dahaki buluşmayı sakın kaçırma :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asıl Kız ve Asıl Oğlan
Novela JuvenilBirbiriyle birçok kez karşılaşmış ama farkında olmayan iki kişi... Kader onları birleştirmeye çalıştıkça birbirlerinden kaçar oldular. Biri aşka inanmayan,sevgiyi en yoğun hislerle hissetmeyi isteyen,güzel, okulun popüler,iyi kalpli kızı Ada... D...