Maria BLACK
Evlendikten sonra iki sürüye de yakın olan bir eve yerleşmiştik. Aslında bu bir çeşit önlemdi. Bebeğimi uzun süre saklayamazdık. Bir gün elbet öğrenilecekti. Çünkü o, başında bir kehanet bulunan bebekti. Tek temennim zamanı geldiğinde bebeğime hiçbir şey olmamasıydı.
Günler geçerken hamileliğime çok az kalmıştı. Hamileliğimin beşinci ayı bugün doluyordu. Bugünde dahil her an doğum gerçekleşebilirdi. Bebeğimizin de cinsiyetini öğrenmiştik.
Bir kızımız olacaktı.
Adı konusunda ise hâla kararsızdık. İçimden kızımıza Esther adını koymak geliyordu fakat ben hiçbir zaman isim düşünmemiştim. Şimdi neden bu ismi koymakta içimde büyük bir dürtü vardı bilmiyordum.
Jason da ben de iki isim koyalım demiştik. Bir ismi seçme işini bana bırakmıştı. O da sürekli isim araştırıp duruyordu. Odamda uzanırken paldır küldür içeriye giren kişiye baktım. Jason hızla odaya girmişti ve yüz ifadesi heyecanlıydı. Sanırım kızımızın ikinci adını bulmuştu.
- Güzelim sonunda kızımıza bir isim seçebildim. Ama karar vermesi çok zor oldu. İsim seçmek neden bu kadar zor?
- Çünkü kızımız bizim biricik bebeğimiz ve onun için en iyisini istiyoruz hayatım. Ee söyle bakalım kızımızın adı ne?
- Almila. Asil kadın demek. Sence nasıl?
- Hımm demek Almila. Sevdim. Kızımıza çok yakışacak adı, değil mi güzel kızım?
Karnıma yediğim darbeyle gülümsedim.
- İsmini sevdi.
- İkinci ismi ne olsun?
- İçimden bir ses Esther olsun diyor. Ama bir yandan da tuhaf hissediyorum.
- Nasıl yani güzelim?
- Ya sanki Esther ismi hayatımda önemli bir kaplıyor gibi ama ne olduğunu bilmiyormuş gibi hissediyorum. Çevremde bu isme sahip hiç kimse yok. O isimde bir tanrıça falan da tanımadım. Tek ihtimal kalıyor geriye. Annemin ailesinden birinin mi ismiydi acaba diye düşünüyorum. Ama annem ailesi hakkında bana pek bir şey anlatmadı. Yüzyıllar önce kaybetmiş onları. Belki de o yüzden konuşmak istemiyor, bilmiyorum. Ama bu isim önemli olmalı. Altından bir şey çıkacağı kesin.
- Zamanla öğreniriz güzelim. Ama Esther gayet güzel bir isim. Almila Esther BLACK. İsmi çok yakıştı kızıma.
Ona kocaman gülümsedim. Kollarımı uzattığımda beni sıkıca sarmalamıştı.
İlerleyen saatlerde sancılarım artınca Jason şifacılara haber vermişti. Sanırım artık kızım doğmak istiyordu...Uzun saatler süren acı dolu bir doğum olmuştu. Doğumdan sonra bedenim yatağa yığılıp kalırken bebeğimi kucağıma aldım. Çok kısa bir an gözlerini açtığını fark ettim. Deniz yeşili gözleri vardı...
Sonunda yorgunluktan bayılıp kalırken ruhumun yine ruhani bölgeye çekildiğini hissettim. Tanrım bir ay daha ruhani boyutta kalmak istemiyorum!
****
- Aç gözlerini güzel kızım.
Saçlarımda bir el hissederken tatlı bir melodi de kulaklarıma doldu. Şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Böyle bir sesi hayatım boyunca hiç duymamıştım ve sesin sahibini merak ediyordum. Gözlerimi açtığımda ilk düşündüğüm şey evimde olmadığımdı.
Saçlarımda hissettiğim eli hatırladığımda sağ tarafıma döndüm. Sarı - kahve karışımı uzun saçlara, deniz yeşili gözlere sahip bir kadın buldum yanımda. İrkilerek doğrulup kadının benimle olan temasını kestim. O ise bu tavrıma aldırmadan anlayışla gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alfa'nın Meleği (TAMAMLANDI)
FantasyMaria ANDERSON; yarı tanrı yarı kurt olan bir melez. Her şey büyük annesi ile Poseidon'un tanışmasıyla başladı. Kader ağlarını örerken dört kadın, Olimpos'un kaderini belirleyecek kehanetlere sahip oldu. Kehanetler yüzyıllar boyunca adım adım oluşur...