Maria BLACK
Bedenime hemen koruma kalkanı oluştururken ailemi de koruma altına aldım. Kısa bir bakışla kalkanın görünmez olmasını sağlarken tanrılar dışında hiç kimse bir koruma kalkanı oluşturduğumu fark etmemişti.
- Demek Maria sensin?!
Tek kaşım havalandı.
- Evet benim, bir sorun mu var?
- Seni hain! Babamdan nasıl nefret edersin, hele kızının ruhundan oluşurken?!
Alexa sinirli bir ifadeyle bana doğru koşarken bağırmıştı. Ona 'Sen kafayı yemişsin.' bakışlarımı atarken yerimden dahi kıpırdamadım. Daha 10 yaşında küçücük bir çocuktu. Benimle denk olamazdı. Yaptığım koruma kalkanına çarpıp geriye doğru savrulduğunda sırtı sert bir şekilde duvarla buluştu. Yüzü çektiği acıyla buruşurken hayaletlerin bu derece acı çekmelerine şaşırmıştım.
- Sence bu kadar acı çekmeme gerek var mıydı?
- Sen bana saldırırken iyiydi de ben kendimi korumak isteyince mi kötü oluyorum Alexa?
- Ben senin teyzenim farkındasın değil mi?
- Evet, babasına takıntı derecesinde bağlı teyzemsin farkındayım.
- Sende babamdan nefret eden torunusun. Neden nefret ediyorsun babamdan?
O an duraksadım. Jason ile göz göze geldiğimizde beni anlayarak çocukları kucakladı. Babam her ihtimale karşı yanımızda birkaç kurt bulunmasını isterken çocuklarım ve eşimle birlikte de birkaç kurt gitmişti. Babam hemen yanımda dururken ondan güç alarak zihnimdeki düşünceleri netleştirdim.
- Farkında değilmiş gibi konuşuyorsun. Onun yüzünden hepimizin hayatı mahvoldu. Onun yüzünden hayatını kaybettin. Sen de büyük annem de. Bu zamana kadar pek çok kayıp verdik. Sen neden seviyorsun onu?
- Bunların sorumlusu babam değildi ama! Karısı yüzünden oldu her şey!
- Sen de diyorsun karısı diye. Adam evli, buna rağmen büyük annemden iki çocuğu oldu. Karısının ne kadar kıskanç olduğunun da size bir zarar verebileceğinin de farkındaydı. Buna rağmen büyükannemin yanına gitmeye devam etti. Karısını durdurmadı. Hatta size zarar vermesi için resmen ona zemin hazırladı.
- Babam öyle biri değil! Hem seni o büyüttü. Onun yanında 20 yıl geçirdin sen. O zaman neden onun yanında kaldın 20 yıl boyunca?! Melez Kampına neden gitmedin? Neden Krallıkta yaşamaya devam ettin o zaman?!
- Gitmeme izin verdi mi sanıyorsun? Ne zaman kampa gitsem hemen geldi aldı beni oradan. Onunla gitmek istemediğimi söylememin hiçbir hükmü yoktu. Neden? Çünkü o, Üç Büyük tanrıdan birisi! Bir şeyin olmasını istiyorsa olur. İtirazların onun nazarında hiçbir hükmü yok. Kendi istekleri yerine gelsin de kim ne zarar görecekse görsün! Anladın mı şimdi neden gidemediğimi?
Alexa araya girecekken tek bakışımla yerine sinmesini sağlamıştım. İçim öfke doluydu. Artık içimde fokurdayan siniri dışarıya atmanın zamanı geldi de geçiyordu bile. Hırsla devam ettim konuşmama.
- Ayrıca ben sadece Poseidon'la değil herkesle savaşıyordum o krallıkta. Karısı, çocukları, annemin eşi hatta bazen beni dinlemeyip başına buyruk davranan deniz canlıları bile oluyordu! Orada beni koruyan sadece annemdi. Onun da gücü bir yere kadar yetiyordu. Ama sonra ne oldu? Sen benim ruhumu tam manasıyla ele geçirdin! Poseidon ikinci defa kızının ölümüne şahit olmak istemediği için beni kanatları altına aldı. İlk zamanlar mutluydum biliyor musun? Gerçekten mutluydum. Ben o zamana kadar baba şefkati görmeden büyümüştüm ve Poseidon bana baba şefkatini sunuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alfa'nın Meleği (TAMAMLANDI)
FantasyMaria ANDERSON; yarı tanrı yarı kurt olan bir melez. Her şey büyük annesi ile Poseidon'un tanışmasıyla başladı. Kader ağlarını örerken dört kadın, Olimpos'un kaderini belirleyecek kehanetlere sahip oldu. Kehanetler yüzyıllar boyunca adım adım oluşur...