San başını ovuştururken Wooyoung hiç pişman olmadığını belli edercesine ona dik dik bakıyordu.
San sonunda dayanamadı
"Neden öyle bakıyorsun bana?"
"Canım böyle bakmak istiyor"
"Aşıklar kavgalı galiba bi kıskançlık meselesi mi acaba?"San böyle söylüyordu çünkü fanlara yakalanmışlardı ve internette hep bu tarz yorumlar vardı ve yurda geldiklerinden beri Wooyoung konuyu kapatmaya çalışsa da San sürekli bu konuyu açarak onunla uğraşıyordu.
"Sussana biz aşıklar falan değiliz"
"Ya öyleysek?"San bunu çok inanarak sormuştu ama Wooyoung hâlâ olanları unutmamaştı ve bütün bunların San'ın bir planı olmasından ona gönlünü kaptırıp da pişman olmaktan çok korkuyordu bu yüzden yatağına yatıp duvara döndü.
"Uyusana sen yarın çekimlerimiz devam edecek biliyorsun değil mi?" San cevap alamayışına üzülse de çaktırmamak adına o da "haklısın" dedi ve yatağına yatıp uykuya daldı.
###
Seonghwa gözlerini açtığında Jun'dan bir mesaj olduğunu görüp göz devirdi, ona katlanamıyordu özellikle de gece buluşmak istediğinde onu öldürüp bahçeye gömse kimsenin haberi olmayacağını düşünmeden edemiyordu.
Jun yine onunla buluşmak istemişti, bu yüzden yatağından kalktı, nasıl göründüğü umrunda bile olmadığından olduğu gibi çıktı odadan ve umursamaz adımlarla salona geldi.
Jun çoktan gelmiş onu bekliyordu, Seonghwa'yı görünce hızla ona sarıldı ve geri çekilip ellerini elleri arasına aldı "bugün çok yorulmuş olmalısın hayatım belki sana masaj yapmamı istersin diye düşündüm"
"Beni düşünmene ihtiyacım yok Jun"
"Yoksa benim yerime Hongjoong mu yapsın isterdin he Hwa"
"Jun sus lütfen uykum var ben gidip uyuycam"Seonghwa tam odasına gidecekti ki Jun bileğinden yakaladı ve "o çok sevdiğin çocuğun hayatı mahvolsun ister misin?" Seonghwa derin bir nefes aldı. O an elini çekip ona en sertinden bir yumruk geçirebilirdi gücü vardı onu hastanelik de edebilirdi ama aynı zamanda yapamazdı da sevdiği için o zarar görmesin diye yapamazdı. Bu yüzden durdu ve dönüp ona baktı.
Jun'a baktığında içi sadece öfke ve nefretle doluyordu ama gülümsemeye çalıştı ikisinin de rol olduğunu bildiği o role girdi "Gitmiyorum canım" dedi canım kısmını söylerken vucuduna iğneler batıyormuş gibi hissetse de yine de söylemişti.
Jun bunu duyduğunda gülümsedi ama asıl gülümseme sebebi bu değildi salona doğru gelen Hongjoong'du ve her ne kadar Jun onu görüyor olsa da Seonghwa görmüyordu.
"Hwashi beni öpsene"
"Ne saç..."Jun Seonghwa'nın konuşmasına izin vermeden yakasından tutarak onu kendine çekti ve dudaklarını birleştirdi, Hongjoong bunu uzaktan gördüğü için Jun'un onu çektiğini değilde kendisinin eğilip bile isteye Jun'u öptüğünü zannetti.
O an olduğu yerde kaldı sanki ölüyormuş gibi hissetti ,bütün hayatı gözlerinin önüne geldi ve o hayatın çoğunda Hwa ona aitti ama şimdi bir başkasını öpüyordu.
Hongjoong onlara çaktırmadan odasına döndü ve kapısını kapatıp sabaha kadar yalnızca ağlayabildi.
Seonghwa hızla geri çekildi "Jun beni tehdit ettiğin için seninle sevgili olmayı kabul etmiş olabilirim ama benim de bir sınırım var bunu bir daha asla ama asla yapma" diye çıkıştı ve lavaboya koştu o da Hongjoong'dan farksızdı mecbur kalmış olsa da onu aldatmış gibi hissediyordu bu yüzden o da sabaha kadar ağlayarak diş fırçasıyla dudaklarını fırçaladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hate~Woosan~
FanfictionAşk mı nefret mi bilemiyordu Wooyoung o kadar kafası karışmıştı ki... bu noktaya nasıl gelmişlerdi ? bu adam gözlerine böylesine bakarken yanlızca işi için rol mü yapıyordu? böyle düşünmek istemiyordu kendisini inandırmıştı bu adam ona aşık olmuştu...