Seonghwa ve Hongjoong koltukta oturmuş dizi izliyordu birbirlerine sarılmış aşklarını tazeliyordu adeta San iç çekerek ve yavaş adımlarla yanlarına gitti ve bir çocuk misali tam ortalarına oturdu.
"Sen niye geldin?" Seonghwa her ne kadar kaba olmak istemese de merak ediyordu bu gece San ve Wooyoung uzun zaman sonra ilk kez aynı odada kalacaklardı ve San orada durmamıştı bile "burada uyuycam" dedi San kısaca ve başını arkaya atıp gözlerini kapattı bu onun için şuan konuşmak istemiyorum demekti
Hongjoong Seonghwa'ya yaklaşıp sessizce "onu yalnız bırakalım" dedi ve ikisi hiçbir şey demeden el ele tutuşup odalarına gittiler.
San başını yastığa koydu ve gözlerini kapattı henüz çok zaman geçmemişti ki Wooyoung geldi elinde San'ın üzerine örtmek için getirdiği pike vardı ancak San henüz uyumamıştı. Onun geldiğini hissettiğinde gözlerini açtı ve Woo'nun çekingen bir ifadeyle kendisine uzattığı pikeyi aldı "teşekkürler" dedi ve arkasını dönerek yattı hâlâ Wooyoung'la konuşmaktan kaçınıyordu.
"Beni anlamak için burada yattıysan boşuna uğraşma daha çok zorbalığa uğraman lazım" San ona dönmedi sadece"Wooyoung lütfen git" dedi bu söz hem San'ın vicdanını daha çok sızlatmış hem de onları biraz daha uzaklaştırmıştı.
Wooyoung odaya geçtiğine kendine kızdı tam bir aptal olduğunu düşünüyordu neden öyle söylemişti ki? San'ın kendisine karşı suçlu hissettiğinden ondan uzak durduğunu biliyordu ama o ondan uzak durmasını istemiyordu ki San gelsin yine telafi edicem desin yine etrafında olsun istiyordu ama biliyordu da yapmayacaktı özellikle de o sözden sonra mümkün görünmüyordu
####
Sabah'ın erken saatleriydi Mingi erkenden uyanmış ve hazırlanmaya başlamıştı ama Yunho sürekli etrafında dolaştığıdan garip gissediyordu bu yüzden Mingi odadan çıktı ve kendini salon da ki koltuğa attı ama Yunho da gelmişti. Genç adam iç çekerek başında dikilen Yunho'ya baktı "yeter artık her gittiğim yere gelicek misin?"
"Evet" Yunho bunu söyleyip omuz silkerek Mingi'nin yanına oturdu bilerek dibine kadar girmişti genç afamın. Adeta rolleri değişmiş gibiydiler."Senin sorunun ne?"
"Ne var beyefendi siz yaparken sorun yoktu ama"
"Çünkü ben senden hoşlanıyordum"
"Sebeplerimiz aynıymış" Yunho bunu söyledikten sonra Mingi'nin konuşmasına fırsat vermeden yerinden kalktı ve "ben kaçtım" diyip odasının yolunu tuttu. Mingi de peşinden koştu bir yandan da ona sesleniyordu."Yunho, ne demek şimdi bu? Ya gitmesene"
İkisi de odaya girdiğinde Yunho Mingi'yi kapı ve kendi arasına sıkıştırdı
"Ne mi demek? Bak bu demek" dedi ve Mingi'nin dudaklarını kendi dudaklarıyla örttü.###
Wooyoung gözlerini açtığında San'ın boş yatağıyla karşılaştı sevdiği adamı orada görememek onu çok üzüyordu ve yapacak hiçbir şeyi de yoktu yatağından kalktı ve elini yüzünü yıkadıktan sonra odadan çıktı.
Mutfağa geldiğin de diğer bütün üyelerin masada toplanmış olduğunu gördü ve "yine mi dışlanıyorum?" Diye sormaktan kendini alamadı. Bu soru üzerine uzun bir sessizlik oluştu kimse Wooyoung'a bakamıyordu.
Yeosang yerinden kalkıp Woo'nun yanına gitti ve iki elini omuzlarına koyduktan sonra kulağına fısıldayarak "San hazırlamış ama seni çağırmaya çekindi" dedi ve onu bir sandalyeye oturttu.
Hep beraber kahvaltı ederlerken Wooyoung sadece San'a bakıyordu ama San bir kez bile ona dönüp bakmamıştı. Kahvaltı bittiğin de San "siz gidin ben buraları toparlarım" dedi ve diğer çiftlerin teker teker ayrılmasını izledi, geriye bir tek Wooyoung kalmıştı ancak genç adam gitmek yerine toplamaya yardım etmeye başladı.
"Wooyoung rica ediyorum gider misin?"
"Hayır sadece yardım etmek istiyorum"
"Seni görmek bana acı veriyor Woo"
"San bir ay oldu sensiz bir ay geçirdim zaten bırak biraz beraber olalım"San bu sözle afallamıştı bu yüzden cevap vermek yerine hızlı hızlı ortalığı topladı ve işleri bitince "teşekkürler" diyip hızlıca mutfaktan çıktı zaten hemen ardından da yurttan çıktı. Wooyoung kendi kendine söylendi.
"Aptal yurttan kaçar gibi gidecek kadar mı tahammülün yok bana aptal herif"
Sonra da odasına geçip ağlamaya başladı. Yaşadığı duygu karmaşası canını sıkıyordu. Ona kırgın değildi kızgın hiç değildi sadece onu yanında istiyordu ama biliyordu ki bunun için çabalaması gereken kişi de kendisi değildi.
###
San yurttan çıktığında Seonghwa onu görüp hızla peşine takıldı ve genç adamı caddenin ortasında yakaladı. San onu görse de bozuntuya vermedi ve beraber sahile yürüdüler.
"Neler oluyor San?"
"Hiçbir şey"
"Hadi be oğlum yeme beni"
"Bir şey olduğu yok"Sahile gelip bir yere oturdular San yerden taş alıp denize atarak aklını meşgul etmeye çalışıyordu ama Seonghwa'nın varlığı bunu tamamen bozuyordu.
"Neden Wooyoung'dan kaçıyorsun San?" San Seonghwa'nın bu sorusuyla afallamıştı eli havada kaldığından elindeki taşı atmaktan vazgeçip elini indirdi ve Seonghwa'ya döndü.
"Onu gördüğümde vicdan azabı çekiyorum çünkü"
"Ona kızgın değilsin yani"
"Değilim hiç hakkım yok ama dün bana dediği şeye çok kırıldım Hwa ve haklı olması beni daha çok üzüyor"
"Ne dedi ki?"
"Dün koltukta yatıyordum ve gelip bana " beni anlamak için daha çok zorbalığa uğraman gerek" dedi"
"Tamam bu kırıcı ama sen de bunları hak ettin yani San ona çektirmediğini bırakmadın"
"Zaten bu yüzden bakamıyorum ya yüzüne Hwa"
"Ama San bu böyle olmaz hep birbirinizden uzak mı durucaksınız? İkinizde aşıksınız birbinize hatta o sana itiraf bile etti senin ona karşı bir adım atman gerek"
"İstemiyorum Hwa"Seonghwa bunu duyunca üstelememeye karar verip yerinden kalktı ve sessizce yurdun yolunu tuttu, o içten içe San'ın hissettiklerini anlasa da Wooyoung'a çok üzülüyor ve bu durumu düzeltmelerine yardım etmek istiyordu ama bulundukları durumda en önemli sorunları San'ın vicdanıydı.
San bir süre Hwa'nın arkasından baktı sonra önüne döndü ve denize taş atmaya devam etti. Wooyoung'u her gördüğünde içi içini yiyor koşup ona sarılmak istiyordu ama yapamıyordu. Belki Wooyoung ona bir adım gelse bir nebze olsun rahatlar o da koşardı sevdiğine.
San böyle düşünürken Wooyoung koşarak geldi ve "kalk" diye yüksek ve tok bı ton da söyledi San endişeli bir ifadeye bürünmüştü. Aceleyle oturduğu yerden kalktı ve Woo'ya doğru ilerledi.
"Ne oluyor Woo" diye şüpheci bir tonda sordu. Wooyoung bir anda San'a sarıldı. San neye uğradığını şaşırmış ama bir yandan da mutlu olmuştu çünkü Wooyoung kendisine gelmişti sevdiği adam ona gelmişti.
San "geldin" dedi sesinde ki mutluluğu bastıramayarak ve ekledi " teşekkür ederim geldiğin için"
Wooyoung San'a içten bı şekilde gülümsedi ve iyice kulağına yaklaşıp "kameralar San kameralar" dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hate~Woosan~
FanfictionAşk mı nefret mi bilemiyordu Wooyoung o kadar kafası karışmıştı ki... bu noktaya nasıl gelmişlerdi ? bu adam gözlerine böylesine bakarken yanlızca işi için rol mü yapıyordu? böyle düşünmek istemiyordu kendisini inandırmıştı bu adam ona aşık olmuştu...