Bazen insanlarla yakınlaşmak dünyanın en zor şeyidir. En eğlenceli en güzel anları paylaşmak kolaydır birisiyle tabii. En zoru birine kalbini açmaktır aslında. En derin sırlarını, üzüntünü, içinde biriktirdiğin acıyı anlatmaktır en zor olanı.
Ancak, eğer bunu anlatabildiğin bir kişi varsa hayatında, işte o zaman şanslısındır.Beomgyu, Yeonjun'a kendisini açabiliyordu az da olsa. Bazen taşıyamayacağı, içinde biriktirdiği acıları kusuyordu ona. Yeonjun da onu anlayışla dinlerdi hep. Geceleri onun omzunda ağlarken uyuyakalırdı.
Fakat Yeonjun ona acılarını anlatmamıştı. Hep içinde tutmuştu. Bu Beomgyu'nun en çok canını sıkan konular arasında olmuştu her zaman. Kendisinde hata aramıştı hep, acaba ben de mi o kadar çok anlatmıyorum acılarımı, duygularımı? Onunla olan 6 yıllık ilişkileri içerisinde hep böyle düşünmüştü.
Beomgyu, Yeonjun'un evindeki yer yatağında yatarken bunu düşünüyordu. Kısa bir süre önce uyanmıştı ve Yeonjun'un çoktan kalkmış olduğunu görmüştü ki odada yoktu.
Dün gece ona ne mesajı geldiğini merak etmişti. Ama kendisine hiçbir zaman anlatmayacağını düşündüğünden içi yeniden huzursuzlukla dolmuştu.
Yerinden kalkmış ve odadan çıkmıştı o da. Çekingen tavırlarla yürürken mutfaktan gelen sese odaklandı. Tabak ve kaşık şıngırtılarını duyduğunda ilk başta onun Yeonjun olduğunu düşünse de yanılmıştı. Yeonjun'un büyükannesiydi. Bu daha da çekimser davranmasına sebep olmuştu. Tam ses çıkartmadan geri dönecekti ki büyükannenin seslendiğini duydu.
"Beomgyu, sen misin?" Beomgyu geri dönüp oraya tekrar gitmiş ve mutfak kapısından yaşlı kadına bakmıştı gülümseyerek. "Evet, benim."
Yaşlı kadın tezgahta yaptığı işi bırakarak Beomgyu'ya dönmüş ve gülümsemişti. "Otur kahvaltı yap hadi. Yeonjun markete gitti. Gelince beraber gidersiniz."
"O kahvaltı yapmayacak mı?" diye sormuştu şaşkınca.
"O sabahları sadece bir tost ile idare ediyor, onu da 'yolda yerim' diye geçiştiriyor sen rahatına bak yani."Beomgyu şaşırmıştı, çünkü kendisinin bildiği Yeonjun'un kahvaltı alışkanlığı vardı. Demekki sonradan değişmişti.
Masaya oturduğunda bir anlığına nefes alamaz gibi olmuştu. Göğsünün ortasına bir şey oturmuş gibi olmuştu. Bu alışkın olduğu bir durumdu. Astımı vardı. Bazen ani bir şekilde nefes alamaz olurdu. İlaç içince hafiflerdi fakat şuan ilacı yanında olmadığından zorlanmıştı.
Yeonjun'un büyükannesi, Bayan Kim de karşısına oturduğunda, ne yapacağına odaklanmaya çalıştı.
Bugünü Yeonjun'larda geçirmişti, evet. Peki bundan sonra ne olacaktı? Hep burada kalamazdı. Ya da Taehyun ve Soobinlerde de kalamazdı. Elbet bir gün evine dönecekti. Bir zamanlar, aynı şeyleri yaşadığında da dönmüştü.
Kendi zamanındaki -hatırladığı- geçmişe göre, bu olaydan birkaç ay sonra ailesi yönelimini öğrenince oradan ayrılıp üniversite için Yeonjun'la küçük bir evde yaşamaya başlamıştı. Uzun bir süre de ailesiyle görüşmemişti. Sadece annesiyle arada sırada görüşürdü. İlk başta her şey iyiydi belki. Birlikte yaşamak gibi bir hayalleri vardı zaten. Ama bir süre sonra hayatı da bir o kadar kötüye gitmişti. Hem okuyup hem çalışmaya başlamışlardı ikisi de. Kendi ayaklarında durabileceklerine inanmışlardı. Ama bu verdikleri karar, hayatlarını kısıtlamıştı. Yanlış kararlar verip hayallerinden vazgeçmişlerdi. En sonki kavgalarının sebebi de bunlardı.
Fakat şuan Yeonjun'la beraber değildi ve son sınıf değildi. Çünkü zaman değişmiş ve normalde bu yaşanacak şeylerden 1 yıl öncesindeydi. Her şey sapasarmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/315664926-288-k621445.jpg)