Bakışları yumuşaktı. Yanında duran kâğıt parçasını eline aldı. Birkaç parça çizikten sonra ortaya çıkan şahesere hayranlıkla bakıyordu Prem. İki üç dakikada ortaya çıkan gülümseyen yüzü karşısındaki kişiye daha hayran bakmasını sağlamıştı. Prem o gece Boun'un evinde kaldı. Fakat yanındaki kişinin baş ağrıları ciddi dereceye geldiği için o uyuyana kadar uyumamış onu izlemişti.
Sabah dersi olmasına rağmen gitmedi ve sadece Boun'un çizimlerinin olduğu evinde onunla zaman geçirmek istedi. Şuan Prem hayranlıkla tuvale fırça darbeleri indiren kişiye bakıyordu. Üzerine giydiği önlüğündeki renklere inat dudaklarının pembesi can alıcıydı.
"Acaba bana da öğretir misiniz? Ne kadar resim bölümünde okusam da sizin kadar iyi değilim bayım."
"P'Boun."
"Ne?" Prem Boun'un kendi adı ile seslenmesine şaşırmıştı. Boun odaklandığı tuvalden bakışlarını kaldırıp önündeki çocuğa doğru konuştu.
"P'Boun de. Resmiyete gerek yok."
Prem derin gülüşünü gösterip önündeki kâğıtlar ile ilgilenmeye devam etti. Karşısında bütün benliği ile resim yapan adama o şekilde seslenmek bile kalbinde kelebekler uçmasına neden olurdu. Prem dikkatle kendisine bakan kişinin yüzünü inceledi. Dün gece uyumadığını belli eden gözlerini kapatan sarı tutamlara dokunmak istedi. Yanında olmasına rağmen gözlerindeki özlemi aramıştı.
Saat geceye doğru ilerlerken Prem yiyecek bir şeyler almak için dışarı çıkmıştı. Boun bu süre boyunca evindeki yalnızlığı hissetti. Normalde hoş karşıladığı yalnızlık yüreğinde bir ağırlığa sebep oldu. Ne ara bu kadar bağlandı bu çocuğa merak etti. Belki de o gün otobanda yola atlamaması gerekiyordu. Yalnız başına tabloların ve kedilerin ev sahipliği yaptığı bu evde can vermesi gerekiyordu. Belki ölüsünü arada yanına uğrayan küçük kız çocuğu bulurdu. Çığlığını kulaklarında hissetti.
Ama şimdi karşısındaki yiyecekleri kâselere boşaltan kişi yanındaydı. Daima sevdiği şeyleri getirecek ona sevildiğini hissettirecekti. Bu şekilde bile sevildiğini hissetmesi normal miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Umutsuz Umut~~
FanfictionBoun ona derin derin baktı. Gözlerinin içindeki çocuk ruhunu bulmak için çokta uzaklaşmasına gerek yoktu. Kendisininkiler ölmüş olsa dahi onunkiler daima orda olmalıydı. Hayattan öğrendiği bir şey var ise o da başkasına zarar vermemesi gerektiğiydi...