mutlu ol

72 8 5
                                    

Yine gözlerini yola diken kişi çokta geçemeyen arabaları izlemeye devem ediyordu. Fakat gözlerinin aradığı tek bir kişi vardı. Üniversiteli bu genç nasıl olduysa Boun'un hayatında yer almayı başarmıştı. Ne kadar Boun bundan hoşlanmasa da kendini onu beklerken buluyordu bir şekilde.

Karşı otobüsten inen kişi ile heyecanlandı. Fakat bu sefer bir farklı görünüyordu. Yüzündeki morluklar, daima bembeyaz olan gömleğindeki kan lekeleri Boun'un endişe etmesine yetmişti. Kendini karşı yola attığında yanından geçen arabanın kornası bütün dikkatleri kendisine çekmişti. Dalgın çocuğun bile.

Otobüs durağındaki genç koşarak yanına geldiğinde Boun'un kolundan çekiştirip kenar kaldırıma yönlendirdi. Boun sinirle bakan genci ilk defa böyle görüyordu. Hata yaptığını biliyordu fakat neden umurunda oluyordu ki. Yakında ölmek üzereydi zaten. Kolunu ani hareketle çekip uzun bir süre uzaklaştı. Hatta uzaklaşmaya çalıştı fakat başında hissettiği ağrı ile dengesini kaybedip yere çöktü. Hastalığının belirtileri de ortaya çıkmaya başlamıştı. Bu günün geleceğini tahmin etmişti. Vücudu patlak vermeye bir yerden başlaması gerekiyordu sonuçta.

Prem endişe ile yerdeki adama yaklaştı. Elini omzuna koyduğunda geri çekilen kişiyi korkutmak istemediği için bir adım uzaklaştı. Boun arkasına dönüp kendinden uzaklaşan kişiye baktı. Önce kendisi için endişelenmeliydi sonuçta. "Acımıyor mu?"

Boun'un sorduğu soru ile Prem elindeki yaralara baktı. Yüzü de onlardan farklı değildi. Hafiften gülümseyip başını salladı. Hatası yüzünden dayak yemişti sonuçta. Ne kadar yaptıkları doğru da olsa o kavganın arasına girmemeliydi. Arkadaşını kurtarmak için yapmış olsa da en nihayetinde yaralananlar onlar olmuştu.

Banklara yönelen kişinin arkasından ilerledi. Boun yanındaki yeri pat patlayıp oturmasını istedi. Prem yanına geçtiğinde Boun her zamanki gibi geçen arabaları saymaya başlamıştı. Bir süre sessiz kalan ortamı yine sessizliği başlatan kişi bozmuştu.

"Eğer geçmişe gitme gibi bir şansın olsa eski sana ne derdin?"

Prem alaya almayacak kadar ciddi olan kişinin sorusunu bir süre düşündü. Ne yapar, ne derdi. Daha önce böyle bir şeyi düşünmemişti bile. Geçmişini düşündü. Hatalarını, yapamadıklarını... Uzun süre kurcalamıştı bu soru aklını. En sonunda sessizliğe dayanamayan kişi konuştu.

"Ben mutlu ol derdim. Hep bir köşede kalan kişi olmamasını. Daha iyi yaşamanın bir yolunu bulması gerektiğini. Bir gün bunları yaşayacak halinin olmayacağını..."

Sonlara doğru kısalan sesine rağmen... Aralarındaki uzun sessizlik aniden çöktüğünde Boun ayaklandı. Prem ayaklanan kişiye gözlerini çevirdi. Uzatılan el tutulmayı bekliyorken ayaktaki kişi konuştu. "Ben Boun. Memnun oldum Nong Prem."

En Umutsuz Umut~~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin