1.2

5.2K 747 281
                                    

Chan makasla kağıdı keserken Seungmin durmadan ona gülüyor, kütüphanede oldukları için de aynı şekilde sessiz olmaya çalışıyordu. Mimarlık öğrencilerinden koca bir kağıt aldıkları yetmemiş gibi Chan bir de makas isteyerek şimdi de onu kesmeye çalışıyordu.

"Ya bir sürü formül boşuna mı yazdık," deyip düzgünce kestiği kağıdı ayırdı ve kenara bıraktı. Ardından da dev kağıdı çevirip kendine kolaylık sağlamış, diğer ucundan kesmeye başlamıştı.

"Şaka gibisin gerçekten," dedi Seungmin, Chan'ın kolu çarpacağı için uzanıp kahvesini aldı ve kendi önüne koydu. Chan omuz silkip gülmüş ve kestiği kağıtlara bakmıştı. Onları düzenli bir şekilde ayırıp "İyi, iyi," diyerek son kez gözden geçirdi.

"Hallederiz sanırım ha?"

"Hallederiz, hallederiz."

Seungmin de kağıtları kendi çantasına atmış, çantayı kapatıp masanın üstüne koymuştu. Chan'ın kahvesini geri ona verdiğinde Chan bir yudum alıp kenardaki hırkasını üzerine geçirdi.

Seungmin'e baktı. "Güzeldi bugün."

Onun tepkisini ölçmek için kurduğu cümleyle Seungmin "Güzeldi," deyip geri adım atmadı, masaya doğru eğilip telefonundan saate bakmış ve geri Chan'a dönmüştü. "Yarın konser için bir şey yapacak mıyız?"

"Yani ben şarkı beatlerini kontrol edeceğim, beatler hallolana kadar şarkılar ile ilgili net bir şey yapamayız."

Elini yanağına yasladı Seungmin. "Pekala. Kıyafetler için bir şey düşündün mü ya da hocalardan biri bir şey dedi mi?"

"Aslında kimse bir şey demedi daha erken diye." Chan kaşlarını kaldırdı. "Senin aklında bir şeyler mi var?"

"Herkes aynı giymesin ama benzer renklerde giymek iyi olabilir diye düşündüm." deyip aklındakini söylemişti Seungmin, kahvesinin dibini de içip bardağı yanındaki çöpe attı. "Mesela yaz ayına denk geldiği için beyaz ve mavi giyilebilir, makyajlar da canlı renklerden oluşur hatta. Konser alanını da süsleyince ortaya güzel bir görüntü çıkabilir."

"Beyaz mı?" dedi Chan. "Siyah olsa olmuyor mu?"

Seungmin onun burnunun ucuna vurdu. "Zaten akşam olacak, geçe kalacağız. Beyaz giyilsin, güzel olabilir."

Chan sırıttı. "Peki o zaman, beyaz ve mavi olsun. Seni mi kıracağım?"

Lafının sonuna doğru göz kırptığında Seungmin onun bu flörtöz halini gördüğü için kıkırdamış, elini alnına atıp alnını kaşımıştı. Okuldaki halinden çok farklıydı, tamam okulda da gülüp eğleniyordu insanlarla ama daha bir farklıydı sanki Chan onunlayken.

Hoşuna gitmişti bu.

İkisi bir süre gülerek birbirine bakarken "Selam," diyen ses aralarına dahil oldu. İkisi de kafasını çevirip yanlarına gelen kıza bakmışlardı, bu kız ilerideki grupla oturan ve neredeyse birkaç saat önce dev bir kağıt aldıkları mimarlık öğrencilerindendi.

Kız güldü onlara. "Acaba ağrı kesiciniz var mı, beynimiz uyuştu da hepimizin."

"Bende olacaktı, bir saniye." dedi Chan, o çantasına uzanırken Seungmin de durmuş kız ise ona bakmıştı. "Lise öğrencisi misiniz?"

Chan iç çekti. "Maalesef."

Seungmin ona kıkırdadı. "Kendisi şu anda üniversiteli olması gereken yaşta liseli de bakmayın ona, evet öyleyiz."

Chan da kendini tutamadan gülmüş, çantasının ön gözünden çıkardığı ağrı kesiciyi kıza vermişti. "Buldum. Geçmiş olsun hepinize şimdiden."

love me or leave me, seungchan ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin