0.8

5.6K 775 251
                                    

Seungmin başını sıraya koymuş dışarıdaki yağmurlu ve soğuk havanın aksine peteğin kenarında uyurken kendine anlam veremiyordu, uykusuz kalmamak için gece dizi izlememişti ama onun yerine sabaha kadar Chan ile konuşmuştu.

Muhabbetin bu kadar saracağını, dahası sabaha kadar konuşacak ne buldular şu an düşündükçe binbir cevaba ulaşıyordu. Esneyerek üstündeki okul ceketini iki tarafından kavrayıp biraz daha üstüne sardı.

"Bu niye uyuyor böyle?" diyen Jisung'u duyduğunda gözlerini açmadan Felix onun yerine cevap vermişti. "Kesin rakip eledi gece bak, çalışmıyorum deyip çalışan bir şerefsiz tipi var onda."

Hyunjin kıkırdadı. "Sanmıyorum, dizi izlemiş olabilir."

"Olası." Jisung esnedi. "Benim de uykum geldi, Hyunjin bir öpücük vererek beni uyandıracak mısın?"

"Hayır, öpücüklerim sadece Changbin'e özel."

"Uyumuyorum o zaman."

"Uyutmadınız bir."

Konuşan üçlünün arasına aniden dahil olan sesle beraber hepsi kafasını ona çevirdiğinde Seungmin doğruldu ve ceketini üstüne geçirdi. Esneyip başını arkaya atmış, Chan ile konuşmalarını şu an kimseye söylemeyeceği için "Diziye dalmıştım." deyip kendini açıklamıştı.

Felix'in burnuna vurdu. "Ders çalışmıyordum yüce deha, kimse seni geçemez merak etme."

"Meslek lisesine gitmeliydim ben abi." dedi Felix, kalemi elinden bıraktı. "Anadoludan aşçılık isteyen ilk salak olabilirim."

"Yaparsın lan." dedi Jisung, kolunu onun omuzuna atıp Felix'i kendi göğsüne çekti. "Sözelden giriyorsun zaten, halledersin sen."

"Halledemezsem orospu çocuğuyum."

"Kullandı yine safety pini."

Hepsi buna bir kahkaha attığında öğle arasının bittiğini belirten zil çalmıştı, Seungmin kollarını göğsünde birleştirip sırtını kalorifere yasladı. Çok geçmemiş derse girdikten sadece beş altı dakika sonra kapı çalmış ve içeriye Chan girmişti.

"Hocam böldüğüm için üzgünüm ama konser için yapmamız gereken hazırlıklar var, Seungmin'i alabilir miyim?"

İçinden 'kendime' diye eklerken Seungmin karışan saçlarını tarıyordu, alınan onayla beraber Seungmin sıradan kalktı.

Jisung elini kaldırdı. "Ben de konserdeyim, ben de gelsem?"

Seungmin itiraz etmek için ağzını araladığı an Chan "Sonra görüşürüz Jisung." demiş ve Seungmin'i sınıftan çıkarttığı gibi kapıyı kapatmıştı. Yan yana koridorda yürümeye başladıklarında Chan ona bakıp güldü. "Uyuyor muydun?"

Reddetmedi. "Sabaha kadar konuşunca..."

"Ben de o kadar konuşacağımızı tahmin etmiyordum açıkçası." deyip dürüstlüğü seçti Chan. Seungmin ile gerçekten sabaha kadar konuşacaklarını düşünmüyordu, uyumadan önce saate bakmış ve altıyı otuz sekiz geçtiğini görmüştü.

Yirmi dakikalık uykuyla duruyordu sadece.

Seungmin sırıttı. "Telefonu aldın mı?"

Chan cebinden telefonu çıkardı. "Sence?"

İkisi merdivenlere yönelip konferans salonuna çıkmışlar ardından da içeri girmişlerdi. Loş ve sıcak ortam anında Seungmin'i mayıştırırken Chan "Riske atmayalım." diyerek aldığı anahtarla kapıyı kilitledi.

Aldığı gülüşle kendisine gülmüş ve Seungmin'i takip etmişti. Ortalarda bir yere geçip oturduklarında cebinden çıkardığı telefonundan dizinin ilk bölümünü açtı, deli gibi sırıtmamak için yanaklarını dişliyordu adeta. Seungmin ile yan yana oturuyorlar, onun kokusunu ve sıcaklığını hissederken beraber sevdikleri diziyi izleyeceklerdi.

love me or leave me, seungchan ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin