3.3

3.7K 574 142
                                    

Seungmin, Chan'ın evinde kucağındaki Berry ile oynarken arkadaşları da koltuklara dağılmışlardı. Hiçbir şey söylememişti, tek isteği ona sürpriz yapmaktı çünkü Chan'ın mutlu olmasını istiyordu.

Çok şey yaşamıştı ve artık tek istediği onun rahat etmesiydi.

Kapı açıldığında "Channie!" diye bağırdı Kevin ve ona doğru ilerledi. Chan içeri girdiği gibi gördüğü arkadaşı ile kahkaha attı, "Kevin!" deyip sıkıca ona sarıldığında diğerleri de ayaklanmıştı.

"Voah," dedi Hyunjin onlara bakarak. İstemsizce durulduğunu hissetti. "Chan hyung onlarlayken çok farklı görünüyor."

Hepsinin bakışları kapıya gitti, Minho oturduğu yerden sadece onları izlerken ağzını açıp tek kelime etmiyordu. Bunca yıl Chan'ın yanında sadece kendisini görmeye alışıktı şimdi başkaları ile böylesine samimi ve mutlu görmek onu durdurmuştu.

Changbin sırıttı. "Arkadaşlarına kavuştu tabii iyi olacak sevgilim."

Hyunjin ona dönüp gülümsediğinde Changbin elini uzatmıştı, yerinden kalkan Hyunjin elini tutarak yanına oturduğunda Seungmin kucağındaki Berry ile ayağa kalktı.

Kalabalık hâlâ Chan'ın etrafında iken Berry havladı, onun sesi Chan'ı durdurdu. Jake ve Helena geri çekildiğinde Chan, Seungmin'in kucağında gördüğü köpek ile "Berry!" dedi inanamazca.

Seungmin gülümsedi. "Sürpriz babası."

Dört ay öncenin aksine iyileşen Berry'i yere bıraktığı gibi Berry koşarak Chan'ın üstüne çıkarken Chan kahkaha atarak yanına çöktü. "Berry! Tanrım Berry seni çok özledim!"

"Nasıl buraya geldi?" dedi uzun bir süre sonra, kucağındaki dostu ile doğrulduğunda Rose gülümsedi. "Zordu ama hallettik bir şekilde, daha doğrusu Seungmin halletti desek iyi olur. Berry artık seninle!"

Helena dahil oldu. "Yarın kontrole götürün ama bebek ülke değiştirdi, onun için zor bir süreç."

"Götürürüm." dedi Chan, hâlâ şaşkınlığını atlatmış değildi. Hayret dolu bakışları Seungmin'e giderken Seungmin omuz silkip gülümsedi. Berry'i bıraktı ve ardından da sevgilisine sarıldı Chan. "Çok teşekkür ederim."

Seungmin kahkaha atarak ona sarıldı. "Rica ederim, sen mutluysan bu bana yeter."

"Çok mutluyum."

Chan, Berry ile içeri geçtiğinde diğer arkadaşlarına da selam vermiş önceden tek bazen de Minho ile olduğu salonda şimdi kalabalık bir şekilde oturmuşlardı. Sırf ses olsun diye televizyonu bile boşu boşuna açarken şimdi sessizliğe dair hiçbir şey yoktu.

Herkes birbiri ile konuşuyor, tanışıyorken Chan yüzündeki minik gülümseme ile kalabalığı izliyordu ki fark ettiği boşluk ile kaşları çatıldı. Berry'i bırakmak istese de onu bırakmayan Berry ile ayağa kalkmış, Jisung'a bakmıştı

"Minho nerede Ji?"

"Sigara içmeye çıktı." dedi Jisung. "Arka bahçededir."

Aldığı cevapla salondan ayrılan Chan'ın arkasından baktı Seungmin, Chan ise bahçeye çıkmış ve az ötede gördüğü arkadaşına doğru ilerlemişti.

Minho ona kısa bir bakış atarak sigarasını içmeye devam ederken "Ne oldu," dedi düz bir tonda. Chan ona baktı. "Seni merak ettim. Yoktun."

"Fark etmezsin sanıyordum."

Güldü. "Kıskanıyor musun sen beni?"

Minho cevap vermeden göz devirirken biten sigarasını söndürmüştü ki Chan aldığı onayla kahkaha attı. "Minho sen benim en yakınımsın," dedi. "Burada kimse yokken benim yanımda sen vardın, bana sen yardım ettin seni unuttuğumu mu düşündün cidden onlar gelince?"

love me or leave me, seungchan ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin