Jisung geldiği üniversitenin önünde Changbin'i beklerken onu bekleme amacı aslında yaptırdığı dövmeyi kontrol etmelerinden dolayıydı. Changbin ders bitiş saatini söylemiş, Jisung da okuldan çıktığı gibi otobüse atlayıp kampüsün önünde inmişti.
Cebinden sigarasını çıkartmış onu içiyordu ki dersten çıkan kalabalığın arasından karşı duvara yaslanmış ve neredeyse yarım saattir kestiği çocuğun ona doğru ilerlemeye başladığını fark etti.
Başta anlam veremese de deri ceketli çocuğun cidden ona doğru ilerlediğini fark ettiğinde sigarayı dudaklarından çekip dumanı dışarı vermiş ve karşısında duran çocuğa bakmıştı.
Çocuk onun yanına gelip aynı Jisung gibi sırtını üniversitenin bahçe duvarına yasladı ve kendi yanmayan sigarasını parmaklarının arasına aldı. "Çakmağın var mı?"
Pekala, ses tonu da aynı görünüşü gibi etkileyiciydi.
"Var." deyip cebinden çıkarttığı çakmağı ona uzattığında çocuk çakmağı almıştı ki Jisung onun yan durması ile beraber boynundaki yılan dövmesini gördüğünde yutkundu, fazlasıyla güzel ve ona yakışan bir dövmeydi.
"Yakından daha mı yakışıklıyım?"
Kaşları çatıldı. "Efendim?"
Çocuk ağzındaki sigara ile gülmeye başlarken sigarayı tutup çıkarmış "Yakından diyorum," demişti bakışları Jisung'un yüzünü bulurken. "Daha mı yakışıklıyım?"
Sonra kaşları çatıldı. "Yanmıyor bu."
Onu izlediğini yakalamıştı, Jisung içten içe küfür ederken bu konuyu kapatmak adına "Ben yaktım az önce sigarayı," deyip elindeki yanan sigarayı gösterdiğinde çocuk "Sigaranı versene." demiş, Jisung uzattığında ise onun sigarasının ucunu kendi sigarasının ucuna koyarak yanmasını sağlamıştı.
Geri çakmakla beraber Jisung'a uzattığında "Minho," deyip kendini tanıttı ve devam etti. "Teşekkür ederim."
Jisung önüne dönmeye zorladı kendini. "Jisung ve rica ederim."
Sürekli ortalıkta sevgili istiyorum diye dolaşması tabii espriydi ama dünyanın en yakışıklı insanları listesinde top1 sırasına konulacak kişi şu anda sadece santimler kadar ötesindeydi.
İstemsizce duraksamış, sigarasını içerken konuşmamıştı. Bitmesi ile beraber çöpe atarken elini telefonuna atıp Changbin'e küfür dolu bir neredesin mesajı çekmişti ki Minho'dan gelen "Kimi bekliyorsun?" lafı ile "Arkadaşımı." dedi boşta bulunarak.
Aldığı sırıtma garip geldi. "Komik bir şey mi söyledim?"
"Hayır." deyip kafa salladı Minho. Omzundaki sırt çantasını indirerek yere dizlerinin yanına bıraktı. "Hangi bölümü istiyorsun?"
"Konservatuvar."
"Uzakmış."
"Efendim?"
"Bölümlerimiz uzakmış."
Jisung başını eğip çantasından bir şey arayan Minho'ya baktı. "Hangi bölümü okuyorsun?"
Minho kafasını çevirip göz göze gelmelerini sağladı. "Uzay Mühendisliği."
"Ne?"
A ile b'yi toplarken zorlanan Jisung bu bölümü duyduğu gibi gözlerini kocaman açarken onun bu tepkisi Minho'yu güldürmüş ardından da Minho çantasından çıkardığı şişe ile beraber çantayı geri omzuna almıştı.
"Vay canına," diye mırıldandı ama devamını getiremedi. Minho biraz... Serseri duruyordu ama mühendislik gibi bir bölümü de beklemiyordu.
Kendi kendine bir şeyler söyleyip odağını başka yerde tutmaya çalışırken ikisinin arasındaki sessizliği bozan şey "Jisung? Minho?" diyen tanıdık sesti.