II

321 12 0
                                    

Saatlerdir duyduğu ağlama seslerini dinlemeye devam eden genç kız ona verilen yatakta sessizce yatıyor , içeride olanları takip ediyordu.

Neler olduğunu anlamak istese dahi bir türlü olanları kavrayamamış olmak zihnini bulandırıyor , buraya geldiklerinden beri ağlayan bedenlerden gözlerini çekememesine neden oluyordu.

Sürekli odaya girip çıkan bedenler ise bu durum karşısında tek bir kelime dahi etmiyordu. Her gelişlerinde ellerinde ne olduğunu bilmediği garip şeylerle geliyor , birlikte geldiği bedenlerin üzerinde kullanıyorlardı. Ne olduğunu bilememek merak duygusunu kabartsa dahi ona öğretildiği gibi tek kelime etmiyor , ses çıkarmadan bekliyordu. Ama aynı odayı paylaştığı kişilerin sürekli ses çıkarması dahası ağlaması onu kafa karışıklığına itiyor nasıl davranması gerektiğini sorgulamasına sebep oluyordu.

Gözünü etrafta gezdirirken fark ettiği şeyle hızla başını yattığı yumuşak yerden kaldırmış, üzerine doğru gelen bedenle geriye doğru kaymıştı olduğu yerde. Korkudan dolmaya başlayan gözleriyle başını kaldırıp gelen kişiye baktığında ise bedeni çoktan titremeye başlamış yanına gelen saray çalışanın durmasına sebep olmuştu. Yüzü merakla dolmuş aldığı tepkinin nedenini aramış olsa da yaptığı her bir mimik karşı taraf için bambaşka şeyleri çağrıştırmıştı.

Hemen sonrasında yüzünde anlamlandıramadığı bir ifadeyle tekrar üzerine doğru birkaç adım atmış yüzünü hafifçe yukarı kaldıran saray görevlisinin göğsünün şişmesi ile korkuyla nefesini tutmuştu. Aklına eski anıları tek tek dolarken birazdan çekeceğini düşündüğü acı gözlerini doldurmuş başını yere doğru eğmesine sebep olmuştu. Öylesine bilgisizdi ki kendini savunmak dahi öğrenmesi gereken bir şeydi.

Onun bu hareketiyle ise kendisinden birkaç adım uzaktaki beden elindeki merhemleri yatağın kenarına bırakmış hızla arkasını dönerek odadan çıkmıştı. Arkasından kapanan kapıyla ne yapacağını bilemeyen genç kız beklediği acıyı hissedememiş alık alık kapıya bakarken neler olduğunun farkında değildi.

Yıllarını sarayda geçirmiş olan çalışan ise hızlı adımlarla koridorları geçmiş sarayın bahçesine çıkarken endişeyle derin nefesler almaya başlamıştı çoktan. Az önce yaşadığı sahne hala daha zihninde dolaşırken adımlarını biraz daha hızlandırmış birkaç kişinin dikkatini üzerine çekerken bahçenin öbür ucundaki çardağa yönelmişti.

Prens Eldon ve yardımcısı ellerindeki kağıtlara bakarak tartışıyordu. Normal bir zamanda bu görüşmeleri bölmek doğru olmasa da durumu prensine bildirmekle sorumluydu. Bu yüzden de emin adımlarla çardağa doğru ilerlemiş iki bedenin de bakışlarını üzerine çekmişti.

Yaklaşmasıyla sessizleşen çardağın hemen önünde durmuş , hafifçe eğilerek saygısını göstermişti. " Prensim size bildirmem gereken bir durum var. " Diyerek başını hafifçe kaldırıp prense baktığında aldığı onayla hızla söze girmiş üzerindeki yükten kurtulmayı hedeflemişti. " Hissettiklerimin doğruluğundan emin değilim ancak yine de size bildirmem gerektiğini düşündüm. Gelen kurtlardan birisi galiba uyku durumunda. "

Söyledikleri ile gözlerini istemsizce irileştiren prens ve yardımcısı birkaç saniye bakışmış daha sonra hızla oturdukları yerden kalkarak saraya doğru ilerlemeye başlamışlardı.

Az önce yalnız geçtiği yolları bu sefer üç kişi geri dönerken görevlinin adımları öncekinden çok daha hızlıydı. Öyle ki birkaç dakika içinde hızla çıktığı odaya geri dönmüş odanın en köşesindeki yatağa doğru ilerlemeye başlamıştı.

Daha yeni yeni rahatlamaya başlayan yavru kurt ise üzerine gelen üç kişiyle dumura uğramış herhangi bir tepki veremezken yavaşça yatağa yaklaşıp önünde eğilen bedenle ne yaptığının dahi farkına varamadan hızla kendisini geri çekerek duvara dayamıştı sırtını. Korku öyle hızlı girmişti ki zihnine neler olduğunun neler yaptığının farkında bile değildi. Yaşama içgüdüsü her şeyden üstündü.

NigredoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin