V

171 7 4
                                    

9 Ay Sonra

Genç kız oflayarak yatakta hareket etmiş karanlık odaya bakarken bir türlü uyuyamadığı için ağrıyan gözlerini eliyle ovuşturmuş , ne yapacağını bilemeyerek öylece tavana bakmıştı.

Buraya gelişinin üzerinden uzun bir zaman geçmişti ve o hala daha uyum sağlamak konusunda iyi değildi. Her ne kadar Fiona ile olan derslerine katılsa ve elinden geleni yapsa da bu yeterli olmuyordu. Diğerlerine güvenmek konusunda hala daha tereddütleri vardı ve bunları da kolay kolay yenemiyordu , derslerine ise ne kadar çalışırsa çalışsın öğrenmek konusunda tıpkı diğer konularda da olduğu gibi yavaştı.

Her şeyden önce buradakiler gibi değildi. Bunu artık öğrenmiş ve oldukça net bir şekilde kavramıştı. Hatta öğrenmekte en az zorlandığı konu bu bile olabilirdi. Çünkü burada geçen her günle birlikte aralarındaki fark sürekli gün yüzüne çıkıyor , bu denli gözüne çarpıyorken öğrenmemesi mümkün bile değildi.

Üzerine çöken ağırlıkla tavana bakmaya devam ederken sızlayan kaslarıyla bugün yaptıkları yeniden aklına gelmiş , sızlarcasına bir iç çekmişti. Bedeni yorgunluktan ölüyordu sanki ama buna rağmen bir türlü uyuyamıyordu.

Bir insandan hiçbir farkı yoktu. Kurtlarla ilgili bilgi aldığı derslerden birisinde ona bunu söylemişti Fiona. Bir insandan hiçbir farkı yoktu ve içindeki kurt uyanmadan da - ki bu imkansızdı - bunun değişmesi mümkün değildi. Bu şekilde yaşamaya devam edecekti.

Ancak bir insan kadar güçlü , bir insan kadar dayanıklı , bir insan kadar uyumlu olabilirdi. Duyuları bir insanın yapabildiklerini yapabilecek kadar gelişmişti , hiçbir zaman bir kurt gibi en kısık sesi duyamayacak , en uzak mesafeyi göremeyecekti. Onlar gibiydi. Ama onlar gibi olmak onlar gibi yaşaması için yeterli değildi.

Kabullenmişlik ile gözlerini kapatmış bir süre kendi nefes seslerini dinlerken bu şekilde durmaya devam ederse düşünceleri arasında kaybolacağını biliyordu. Son zamanlarda bunu sık sık yaşıyordu ancak bugünkü fiziksel yorgunluğu onun için zaten katlanılması yeterince zor olan bir şeydi. Bir de psikolojik olarak yorulmak istememişti.

Bu yüzden de üzerindeki yorganı yavaşça kaldırmış çıplak ayaklarını yere basarken ne yapması gerektiğini düşünüyordu ama aklına gelen herhangi bir şey yoktu. En sonunda doğaçlama ilerlemeye karar vermiş yatağının hemen yanındaki komodine doğru dönmüş elleriyle yoklayarak mumu aramaya başlamıştı. Birkaç dakikanın ardından ise istediklerini bulmuş , mumu yakarken aklına gelenlerle gözlerine yine hüzün çökmüştü. Sarayda bunu kullanan sadece kendisi vardı. Gözleri onlarınki gibi gece görmesine olanak sağlamıyordu. ' Onlardan farklı olduğum bir konu daha ' diyerek aklından geçirmiş acı bir tebessüm kondurmuştu yüzüne.

Yine dalıp gittiğini fark ederek başını iki yana sallamış , küçük şamdanı aldığı elini sarsmamaya dikkat ederek yataktan kalkmıştı.

Üzerinde büyük bir yorgunluk vardı. Bu yürüyüşünden bile belli oluyordu. Yine de o buna aldırmamış sessiz olmaya çalışarak odasının kapısını açmış ve hemen ardından ise yavaşça kapatmıştı. Arkasını dönmesiyle karşısına çıkan karanlıkla kısa bir an duraksamış gözlerini koridorda gezdirmişti. Yıllarını karanlıkta geçiren birisi olarak bu duruma alışmış olması gereksede onun için durum böyle değildi.

Derin bir nefes almış kendi kendisini cesaretlendirmeye çalışarak adımlarını baktığı yere doğru ilerletmişti. Karanlıktan korktuğunu buradaki çalışanlar zaten biliyordu bu yüzden de eğer birisi karşısına çıkacak olursa onu korkutmamak için ses çıkarırdı. Bu bilgiye güvenerek biraz daha hızlanmış artık görmeye alıştığı tablolara bakmayı es geçmişti.

NigredoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin