Elindeki bağlamanın tezenesini tellerinin arasına sıkıştıran Boran, nihayet terasın ayazında oturdu koltuktan kalkıp odaya girdi. Karşısında Devran'ı görmeyi beklemiyordu.
"Hayırdır, gizli gizli beni mi dinliyorsun?"
"Çok güzel söylüyordun, bölmek istemedim. Özlemişim sesini, keşke Derya da duysaydı. Döner gelirdi belki."dedi elindeki telefonu cebine koyarken,
Boran umarsız bir bakış attı Devran'a, Derya geri gelir miydi? Zor dedi içinden, o kadar kırılmışken çok zor. Kendini banyoya atıp sıcak suyun altına girdiğinde ne kadar üşüdüğünü fark etti. Yüreğinin sızısından farkına varmamıştı. Sıcak su bedeninden süzülürken içinin soğuğuna faydasızdı. Kafasını toparlayıp bişeyler yapması gerektiğini biliyordu da ne yapacağı konusunda hiç fikri yoktu. Herşeyi berbat ettiğinin farkındaydı.
Duştan çıkıp üzerine kalın bir eşofman takımı giydi. Koltuklara yerleştiğinde televizyon izleyen Devran'ın koluna vurdu.
"Oğlum kalk odana git! Benim karım gitti, senin değil. Çoluğun çocuğun var niye burda oturuyorsun? Sizin de aranız iyi değil farkındayım. Git karının gönlünü al."
Devran kumanda ile kanalları gezerken önemsiz bir şey söyler gibi konuştu,
"Belki gönlü alınması gereken kişi benimdir. Neden bilmeden beni suçlu çıkardın ki."
"Derdiniz ne anlatta bilelim kardeşim?"
"Boşver Boran bilme daha iyi."
Daha fazla üstelemedi onların özelini bu kadar sorgulamak doğru değildi.
Eline telefonu alıp Derya'nın sosyal medya hesabındaki arkadaşları arasından Benan ismini buldu. Benan Devagil aradığını bulmuştu. Listeye devam etti bir Devagil daha arıyordu. Listenin sonlarına gelirken demek ki arkadaşı değil diye düşünüyordu ki Umut Devagil ismi ile karşılaştı. İsmin üstüne dokunup onun hesabı açtı.
Boran kendisi ile yaşıt adamı incelemeye devam etti. Üzerinde doktor önlüğü ile poz verdiği karizmatik kapak fotoğrafı dikkati çekiyordu. Aşağı indikçe okuduğu kolejler, bildiği diller, yaptığı sporlar. Sosyal medya ile oldukça ilgili olduğunu ortaya koyuyordu. İzmir de kendilerine ait hastanenin hem baş hekimi hem de yöneticisiydi. Yaşına göre aldığı sorumluluk takdire şayandı.
Fotoğraflara indiğinde canı daha çok sıkıldı, rafting yaparken çekilmiş olan fotoğrafına bakarken Devran'ın elinden çektiği telefonla daldığı dünyadan çıktı.
"Bu kim Boran, bir saattir sesleniyorum duymuyorsun?" Derken sayfayı yukarı çekip ismi okudu,
"Oğlum ben araştırdım, Derya İzmir de değil, hem gider mi sen tanımıyor musun Derya'yı? Adam yıllarca koşmuş peşinden dönüp bakmamış, anlattı ya Zeynep inanmıyor musun?""Derya'dan şüphem yok, hiç olmadı."
"Eee bu ne o zaman" diyerek elindeki telefonu uzattı.
"Açık açık konuşalım mı?"
Devran televizyonu kapatıp tüm bedenini Boran'a döndüğünde devam etti.
"Derya ile ilgili olumsuz bir şey söyle bana."
"Seninle evli olması dışında mı?"diyen Devran'a ters ters baktı.
" İki dakika ciddi ol oğlum."
Devran düşünse de bulamadı, gerçekten şu kısa zamanda ne kadar özel bir insan olduğuna yakinen şahit olmuştu. İki elini yanlara açarak omuzlarını kaldırıp indirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Muhtemel Aşk (TAMAMLANDI)
Romantizm✨Güçlü kadın karakter okumak mı istiyorsun? 👍🏻Doğru yerdesin... Boran, "Derya bu kadar büyütülecek bişey değil." dedi gördüğü en güzel mavilere bakarak. Umuyordu ki biraz sakinleşsin... Umduğunu bulamadığı gibi daha da yükselen kadını i...