🌿🌿🌿Görüş ve önerilerinizi bekliyorum mutlaka öpüldünüz 😘🌿🌿🌿
"El Âlem ne der?" Sözü kadar duvarları yüksek bir hapishane var mı?
Peki, o hapishane de müebbete çarptırılmış bir genç, belki de işlemediği bir suç yüzünden gerçek bir hapishaneye mahkûm edilirse, ruhunda açılacak yaraların hesabını kime sormalı?
Adaleti sağladığını sanarak geceleri başını rahatça yastığa koyan adalet temsilcilerine, gencecik bir çocuğun istikbâlinin sonuçlarını nasıl anlatmalı?
Karşımda ezilip büzülen gence bakarken sıktığım dişlerim ile çene kaslarım ağırıyor, kendimi oksijeni azalmış bir fanusun içinde gibi hissediyordum.
Üzerimde ki bordo renkli ekose gömleğin ilk iki düğmesini de açarak derin bir soluk aldım.
Elimi enseme götürerek ağrıyan boynumu ovuşturup bakışlarımı Tarık başkomisere çevirdim.
Yayılarak oturduğu sandalye de bacak bacak üstüne atmış, kollarını göğsünde bağlamış işaret parmağını dudağına yaslayarak kısık gözlerle utanıp sıkılan çocuğu izliyordu.Ümit ise duvarın en köşesine yaşlanmış ellerini göğsünde bağlayarak başını eğmiş dalgınca yeri izliyordu.
Ben ise hemen yanlarında ki duvara yaslıydım.
Sessizliğin ürkütücü havası hepimizin üzerine sinmiş gibiydi.
Sonunda sessizliği bozan onun tok sesi oldu."Neden anlatmadın?"
Yüzü acıyla kasılan çocuk gözlerini yumarak derin bir nefes aldı."Ailemin öğrenmesinden korktum"
Sesi o kadar çaresiz ve kısık çıkmıştı ki göğsüme bıçak saplanmış gibi kasılmıştım."Ne olursa olsun böyle bir şeyi saklamamalıydın."
"Biliyorum ama bu duyulursa, ailemin kimseye bakacak yüzü kalmaz. Annem kahrolur"
Titreyen sesiyle konuşurken tutamadığı göz yaşlarını elinin tersiyle siliyordu.'Kimseye bakacak yüzleri kalmaz' demişti. Bu kadar kolaydı işte.
Bu ülkede katil olabilirdin ama asla namusuna leke sürülmemeliydi.
Erkek adamdı neticede.
Kadınların bile sustuğu bir ülkede erkeğin başına gelen aynı şey kabul edilebilir miydi?
Şey diyorum, çünkü adını anmak bile günahmış gibi kilit vuruldu dudaklarımıza.
Gelirse başına susmalısın! Zira el âlem ne der?
İşte bu kadar net bu kadar adaletsizdi dünya.
Zayıfların ezildiği, namusu bacak arasında sanan beyinlerin yönettiği yaşam."Onlar bilmeyecek, bilmelerine gerek yok zaten. Kimsenin bilmesine gerek yok."
Çocuğun yüzünde oluşan anlık bir duraksama çok şey anlatıyordu aslında.
Daha önce bilseydim susmazdım der gibi..Başını yere eğerek bir süre kazıyıp durduğu baş parmağının tırnağına bakıp kısık çıkan sesiyle konuştu.
"O gece çakır keyif geldiler dükkâna. Sonra ofise geçip beni yanlarına çağırdı Akın. Bir kaç bardak ve yanlarında getirdikleri meze ile alkolleri yerleştirirken arkamda... "
Duraksayan sesiyle sertçe yutkundu.
Bakışları bize değdiğinde utandığını kızaran yüzünden, kulaklarından ve yutkundukça hareket edip duran adem elmasından anlaşılıyordu.
Başkomserin de bakışları bize döndüğünde derin bir nefes alıp çocuğa baktı."Onlardan çekinmene gerek yok. Senin için buradalar"
Güven veren sesi beni bile gevşetirken Emre ağır ağır başını salladı."Arkama yaslandı. Önce sarhoş olduğu için farkında değil sandım ama daha sonra sertçe bastırıp durunca ve üstüne sertleştiğini hissedince. Dehşete düştüm. Ne hissedeceğimi ne düşüneceğimi bilemedim. Gözünün önünü bile göremiyor mu? Beni kızlardan biri mi sandı acaba diye düşündüm. Ama sonra kulağıma fısıldadığında irkilip uzaklaştım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kâbus 🔍 (KİTAP OLUYOR) 📢📢
Mystery / ThrillerCinayet büro amirliğinde komiser olan Oğuz, çok küçük bir çocukken ailesi bilinmeyen biri ya da birileri tarafından katledilmiştir. Bu travmayı yıllarca atlatamayan Oğuz 'u kâbusları da rahat bırakmaz. Ta ki ; kâbuslarından biri gerçek olana kadar..