↬five

278 50 13
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

●●

Bara vardığında vakit kaybetmeden Jake'e nerede olduğunu bildirmiş ve yanına gelmesini istemiştin. Sen mesajını yazana kadar da Kita yanına varmıştı. Arabasından indikten sonra yine korumalarına ge
lmemelerini söylemişti.

İçeri geçtikten sonra bar tezgahında boş sandalyelerden birine oturdun. Kita da aynı şekilde senin yanındaki sandalyeye geçmişti. Burası zaten çok bilindik bir mekan değildi ve pek dolu olmuyordu. Özellikle bu saatte gelip içecek insan sayısı oldukça azdı.

"Hoş geldin L/N." Barmen arkadaşın Oikawa göz ucuyla Kita'yı süzdü. "Ne alırdınız?"

"Hafif bir şeyler."

"Her zamanki gibi. Küçük bir şişe alayım." Tezgaha doğru yaslanırken konuştun. Oikawa sana sırıtıp açılmamış küçük bir şişe viskiyi ve bardağı önüne koydu. Sonrasında Kita için hafif bir şeyler hazırlamaya koyuldu.

"Abartmıyor musun bu saatte?"

"Ne içeceğimi sana mı soracağım," Kita'ya soğuk bir bakış attın. "Shinsuke-san?" Motorcu ceketinin cebindeki telefonunun titreşimiyle elini cebine attın ve telefonunu çıkarttın. Jake sana yaklaştıklarına dair mesaj atmıştı. Ekranı kilitleyip tezgaha bıraktın.

Bardağına büyük bir top şeklinde buz aldıktan sonra açtığın viskini döktün ve ufak birkaç yudum aldın.

"Benim hakkımda şüphe duymanı istemiyorum Y/N." Kita ince pipet yardımıyla içkisinden ufak bir yudum almadan önce konuştu.

"Gerçekten sana güvenmemi mi istiyorsun? Üzgünüm şu dönemde ailem dışında güvenebileceğim iki insan var. Onlara da elini sürersen eğer..." tek kaşını kaldırdın ve ona baktın. Cümleni bitirme gereği duymadın bile.

Barın kapısı açıldı ve içeriye Jake, arkasından Shin girdi. Onları gördüğünde sırıtmadan edemedin çünkü yüzlerinden ve üstlerinden bir şeyleri yarım bıraktıkları belliydi.

"Yarın izinli olduğumu bildirmek istedim." Jake hemen yanındaki sandalyeye otururken konuştu.

Kaşların çatık bir şekilde ona döndün. "Sana öyle bir izin verdiğimi hatırlamıyorum."

"Senin yerine ben kendine izin verdim, yeterli." Korumana gözlerini devirdin.

"Bir şeyler içer miydiniz?"

Jake çenesiyle viski şişesini işaret etti. "Onu bu saatte tek başına bitirip başıma bela açmayı planlamıyorsundur umarım."

"Evet tam olarak onu planladım."

Jake yalnız olmadığınız için sana biraz söylenmek istese de bunu yapamadı. Garsondan Shin için boş bir bardak istedi ve senin viskinden bir bardak kadar ona döktü.
"Ah bu arada Kita-san, adamlarınız motorlara düşkün sanırım. L/N-san'ın motoruyla çok yakından ilgileniyorlardı. Gerekeni yaptım, söylemek istedim." Jake sinir bozucu sırıtmasını Kita'ya sundu.

"Efendim?" Kita anlamamış bir tavırla bedenini tamamen Jake'e döndürdü.

"Adamlarınızın ne yaptığınızdan haberiniz yok mu acaba? Meraktan soruyorum, öylesine." Jake ondan üst kişilerle fazla alaycı konuşup haddini aşıyordu. Konuştuğu kişi sen olsan aldırmazdın ancak karşısındaki kişi Kita Shinsuke'ydi. Her ne kadar sabır konusunda kimsenin geçemeyeceği biri olsa da sinirlendiği zaman kimse onu durduramazdı. Ayağınla Jake'in bacağını dürttün.

"Adamlarıma beni beklemelerinden başka bir şey demedim. Yeterli midir senin için?"

Jake, ceketinin cebinden çıkarttığı minik bir cihazı bar tezgahı boyunca Kita'nın önüne gelecek şekilde fırlattı. "Buyrun," dudaklarındaki sırıtma silinmişti. "İnceleyin. Takip cihazıdır kendisi."

Kita'yla aynı anda kaşlarınız çatıldı. Jake'in başta ne dediğini tam olarak anlayamamıştın ama şimdi gördüğün takip cihazıyla aklında senaryolar dönmeye başlamıştı bile.

Kita içkisini yarım bırakıp alelacele oturduğu yerden kalktı ve bardan çıktı. Onun ardından üçünüz de aynı şekilde ayaklanıp onun ardından çıktınız. Öylece gitmesine izin veremezdiniz. Çıkmaz sokağın boşluğuna park ettiğin motorun ve Kita'nın boş duran arabası olduğu yerdeydi ancak bir şeylerin doğru olmadığını seziyordun.

Yerde yatan iki adamın yüzü kan içindeydi. Jake'in gerekeni yaptım derken kastettiği buydu demek.

"Bu ikisi benim adamım değil." Kita tiksintiyle yüzleri kan içinde yerde yatan iki adama baktı. Arabasına doğru ilerledi ve camdan içeriye baktı dikkatlice. Sen yerde yatan adamların üstünü aradın. Adamın cebinde bulduğun hafif nemli gazlı beze baktın. Eter yardımıyla Kita'nın adamlarını bayıltmış olabilir miydi bu ikisi?

Kita arabanın bagajını açtığında bagaja tıkıştırılmış baygın üç adamını gördü. "Umarım bana karşı olan güvensizliğini bir nebze kırabilmişimdir." Kita Jake'e bakıp gülümsedi.

"Belki sana güvenmemiz için bunu kendin yaptın nerden bilebilirim?"

Kita gözlerini devirdi. "Başkalarına güvenmek konusunda pek iyi değilsin anlaşılan."

"Kendimce sebeplerim var. Eminim ki sizin de bazı konularda kendinizce sebepleriniz vardır."

"Yani." Kita birkaç kez adamlarını dürttü ancak herhangi bir uyanma belirtisi alamadı. O, birkaç telefon görüşmesi yaparken siz tekrar içeriye dönmüş ve yarım kalan içkilerinize devam etmiştiniz.

Sonunda kendini eve attığında ilk önce kendine biraz soslu makarna yapmış daha sonra bugün halledemediğin işlerini halletmeye çalışmış ve gelen postalarına bakmıştın.

Günün devamı senin için yeterince sıkıcıydı. Bu melun dünyadan kaçtığın birkaç saatlik süreyi bugün biraz daha uzatma kararı alarak gecenin erken saatlerinde yatağına girdin ancak uyku sana uğramadı. Aklında düşünmek istemediğin bir şahıs ve suratı beliriyordu sürekli. Yastığınla kafana bastırdın ve çığlık attın.

"Ah! Sikeyim seni Rintarou!"

ツᴜɴʜᴏʟʏ 「𝐬𝐮𝐧𝐚 𝐱 𝐫𝐞𝐚𝐝𝐞𝐫」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin