Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
●●
Kahvaltını ettikten sonra özenle hazırlanmış ve ilk durağın olan çiçekiye doğru yola çıkmıştın. Bugün abinin ölüm yıl dönümüydü. Bugün işe gitmeyecektin. Gününün büyük bir kısmını mezarlıkta geçirmeyi planlıyordun.
Kış yerini bahara bırakırken az da olsa ısınan havayı birkaç gündür ara ara yağan yağmurlar bölmüştü. Arabanın motorunu durdurdun ve inmeden önce bir süre bekledin. Her yıl tekrarladığın bu olayı bir kez daha tekrarlıyor olmak seni parçalıyordu. Giden geri gelmeyecekti ancak abinin yokluğunu gün be gün daha da fazla hissediyordun sanki. Ruhundaki yokluk seni rahatsız ediyordu. Geriye kalan yalnızca Jake ve Wakatoshi vardı. Onunla da epey uzun bir süredir görüşmüyordunuz. Sana fazlasıyla uzak bir çiftlikte hayatına devam etme tercihi yüzünden onu suçlayacak değildin ancak yanında olsa daha iyi olabilirdi. Abinin seni yalnız bırakması gibi bir de o seni yalnız bırakmıştı. Biricik kuzenin.
Arabandan inip sokağa bakan çiçek standına ilerledin. Yağmurdan dolayı hepsi ıslanmışlardı ve taze kokuları havaya karışmış seni mest etmişlerdi. Ön planda duran gül, zambak ve nergisler senin almadığın türde aşkı ve mutluluğu simgeleyen çiçeklerdi. Adımlarını dükkanın iç tarafına yönelttin ve asıl istediğin lavinia çiçeğini aradı gözlerin.
Geldiğini gören yaşlı, dükkan sahibi kadın sana gülümsedikten sonra parmağıyla aradığın çiçekleri gösterdi sana. "Dükkanın düzenini değiştirince onların yerlerini de değiştirdim." Ana odağın dükkan olmadığı için gözüne çarpmamıştı değişiklikler. Kadın öyle dedikten sonra etrafı inceledin ve yeni gelen saksı çiçekleri için açılan alanı inceledin. Bahar geliyordu. İnsanlar evlerinde değişiklik yapmak isteyip saksı çiçeği alıyorlar ya da birilerine yeni iş hediyesi olarak gönderiyorlardı.
Kadın çiçeklerini hazırlarken minik seramik saksılardaki minik kaktüsleri inceliyordun. El emeği saksı oldukları ara ara kayan oyma desenlerinden belliydi. Gözüne çarpan iki tanesini kendi ve Jake'in evine olmak üzere kasaya taşıdın.
Orman yoluna girdiğinde hızını artıran yağmura bir küfür savurdun. Arabanda oturup yağmurun dinmesini beklemek bugün sabırla yapacağın bir iş değildi. Çalan telefonunu arabanın dijital ekranından açtın.
