↬twentytwo

127 24 21
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kitabın en başında uyarıları koyduğum için bölüm başına tekrar uyarı koyma gereği duymuyorum ancak belirteceğim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kitabın en başında uyarıları koyduğum için bölüm başına tekrar uyarı koyma gereği duymuyorum ancak belirteceğim. NSFW içerikli bir bölüm. Keyifli okumalar.

●●

"Seni seviyorum ve bunun hakkında konuşmalıyız." Dudakları arasından dökülen kelimeler tabii ki şoke edici değildi. İkinizin de birbirinize karşı böyle duygular beslediği apaçık ortadaydı. Fakat ona ne cevap vermen gerektiğini bilmiyordun. Evet, sen de onu seviyordun. Hoşlanma evresi biteli çok olmuştu.

"Ve sen de beni seviyorsun." Rintarou'nun kendine epey güvendiğini belli eden ses tonuyla dudaklarını büzdün. Belki de artık gerçekten açık konuşmalı ve ona gerçekleri dökmeliydin. Senin hakkındaki doğruları duyduktan sonra seninle birlikte olup olmayacağına karar vermek ona kalmalıydı, duygularıyla oynamaya hakkın yoktu. Ancak şu an, şu noktada -işler karışıkken- üvey babasını yakalamaya çok yakındın ve aranızdaki ilişkinin netliğe kavuşması senin planını etkiler miydin emin olamıyordun. Seni köşeye sıkıştırmış bu adamdan kaçmak mümkün değildi. Belki dikkatini fiziksel ilişkiyle bir müddet dağıtsan ve işler yoluna girdiğinde ona kendini açıklasan daha iyi olabilirdi.

"Her ne olursa olsun, ne yapmış olursam olayım, her kim isem beni kabul eder misin? Beni sevmeye devam eder misin?" Rintarou sorun karşısında afallamıştı. Senden böyle bir şey duymak onun garibine gitmişti. Her kim isem... dikkatini en çok çeken kısım buydu.

"Her kim isen..." Gözlerini kapattı ve başını ümitsiz bir şekilde iki yana salladı. "Ne demek bu?"

"Lütfen bana soru sorma. Senden zaman isteyeceğim. Tüm her şey bittiğinde söz veriyorum sana her şeyi söyleyeceğim ve beni isteyip istemediğine öyle karar verirsin. Ama sanırım her şeyi anlattığımda benim hakkımda tek bir seçeneğin olur. Aksine izin veremem." Kendi cümlelerine kıkırdadın. Senin kıkırdamanla dudakları belli belirsiz yukarıya kıvrılmıştı.

"Her şeyin bitmesi babamla alakalı değil mi?"

Dudaklarını büzdün ve omuzlarını silktin.

"Peki ya şimdi?" Bakışlarını ondan kaçırdın ve çoktan bardaklara kahveyi doldurmuş espresso makinesine baktın. Rintarou'nun eli halen çenende duruyordu ve canını yakmayacak bir şekilde hafifçe sıktı ve tekrar ona bakmanı sağladı. Yüzlerinizi daha da yaklaştırdığı sırada kesik bir nefes aldın. Hızlanan nabzını onun da hissettiğini ve bakışlarındaki hafif küstahlığın sebebin bu olduğunu tahmin ediyordun. Büyük eli çeneni kavramıştı evet, ancak yüzük ve serçe parmağı yüzünde değil boynunda, tam sol şah damarının üzerindeydi. "Bazı şeyleri kapalı tutarak..." cümleni bitirmeye cesaretin yok denecek kadar azdı. Rintarou senden ona yetecek kadar bir cümle almıştı. Bu noktadan sonra onu kıyamet bile kopsa durduramazdı.

ツᴜɴʜᴏʟʏ 「𝐬𝐮𝐧𝐚 𝐱 𝐫𝐞𝐚𝐝𝐞𝐫」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin