EP.5

959 74 68
                                    


supraayz  geç oldu biliyorum, özür dilerim... Hemen diğer bölüme koşuyorum.🥺🙏🏻
İyi okumalar:):)😜😜

Vegas, öylece kulübeden çıkıp gittiği gece, uyuyamamıştım. Yatağımın köşesine kıvrılmış, sessizce ağlarken aklımdan geçen tek şey, gözlerindeki o belirgin şaşkınlıktı. Tepkimi beklemediği çok belliydi ve yine de beni dinlemiş ve hiçbir şey yapmadan gitmişti.

Ertesi gün sabah kahvaltımı Bay Nohn yerine tanımadığım bir adam getirdiğinde, telaşla kıpırdanıp uzandığım yatakta doğrulmaya çalıştım ama gözlerini irileştirerek, "Hayır, hayır."dedi. "Hiç rahatsız olma, lütfen." Yanıma kadar gelip, tepsiyi dizlerimin üzerine bıraktı. Hemen sonra ayakucuma oturup, gözlerime bakmaya başlarken, "Merhaba, Pete."diye mırıldandı."Ben Porsche."

Uzun boylu, zayıf ve esmer tenli bir adamdı.
Gülümsemeye çalıştım. Uykusuzluktan başım çatlıyordu. Gözlerim yanıyordu ve midem bomboştu. Ama yine de sanki hiçbir şey yokmuş gibi davranmak zorunda hissediyordum. Sonra başıyla tepsiyi işaret ederek, "Hadi, ye."dedi.

Boğazımdaki kuruluğu giderebilmek için sudan bir yudum aldığımda, tekrar gülümsedi ve ayağa kalkarak Vegas'ın ilk gece başında beklediği pencereye gidip, bir kanadını açtı. "Odan çok basık ve havasız kalmış... Bu hiç sağlıklı değil."

Cevap vermedim. Yaşanan şeyler ortadayken sağlığım, düşünmem gereken son şey bile değildi. Sonra masanın arkasındaki iki pencereyi de açarak, sabah güneşiyle birlikte hafif esintinin de odaya dolmasına izin verdi.

"Sürekli odada kalmamalısın."dedi birden. Sandalyenin birini çekip otururken, gözleri tekrar beni buldu. "Burası bir hapishane değil... Öyle olsa da, orada bile bahçe saati var."

Bu kez gülümsedim. Ilık sütten bir yudum alıp, ekmeği yiyebileceğim kadar parçalarken, "Bahçede göreceklerim beni mutlu etmeyecek."diye fısıldadım ama o bunu duydu.

Bir süre sessizce oturdu. "Biliyor musun Pete, insanlar uğruna kendimizi tüketeceğimiz kadar değerli değildir."

Yutkunarak, sütten bir yudum daha alırken, dudakları yeniden aralanmıştı ki aralık kapıdan odaya aniden küçük bir kız daldı. "Hey!"diye çığırdı."Beni bekleyeceğini söylemiştin!"

Sözleri Porsche'a idi ama onu es geçip doğrudan bana koştuğunda, hızla tepsiyi yana ittim. Dudaklarım derin bir gülümsemeyle kıvrıldı ve kollarımı iki yana açıp onu heyecanla karşıladım. Yorgunluğum, başımın ağrısı ya da içimdeki yaralar bir anda uçup gitmişti. Sanki uzun zamandır tanışıyormuşuz gibi beni küçük kollarıyla sarıp sıkıca sarılırken, "Merhaba, Pete."dedi neşeyle. Sonra geri çekildi ve ışıl ışıl kahverengi gözlerini bana dikti. "Ben, Pam."

Uzattığı elini kavrayıp, onun selamladım. "Memnun oldum, Pam."

Pam, Porsche'un kızıydı ve bu iki tatlı insan, Vegas'ın kuzeni olan Kinn'in ailesiydi. Pam'ın eğlenceli okul anılarını dinleyerek kahvaltıma devam ederken, bir an için küçük ellerini karnıma yasladı ve, "Burada bebek mi var?"diye sordu. Aman tanrım... Kalakaldım. İçimi derin bir hüzün kapladığında, kısa bir an bunun gerçekliği nefesimi kesti. Elim, usulca küçük elinin üzerinden karnıma dokunurken, gözlerim ıslandı. Ah... Orada bir şeyin varlığını hissetmek aniden huzurla dolmama sebep olmuştu.

Porsche, kızı sanki kötü bir şey söylemiş gibi uyarıyla adını söylediğinde Pam ona aldırmadan, devam etti. "Vegas amcam, onun ablası olacağımı söylüyor; onu korumam gerektiğini ve okula giderken, derslerine yardım edeceğimi."

FEARLESS || VegasPeteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin