EP.25

669 53 86
                                    




İyi okumalarr:):)😊😊


O akşam gerçekten de benimle uyumaya kararlıydı. Üzerinde yalnızca iç çamaşırı kalıncaya dek soyunup yatağımın bir köşesine yayıldığında gözlerinde gördüğüm o ifade, 'Hiç çeneni yorma!'der gibiydi. 'Bugün buradayım!'

Pekala, öyle olsun. Hala beşiğinde mışıl mışıl uyuyan oğlumun üzerini düzeltip oturma odasına geri döndüm. Benimle uyuma saçmalığının altında masumiyet arayanlarınız yoktur umarım. Çünkü Vegas'ın kesinlikle böyle bir niyeti yoktu. Saçma sapan bir anlayışı kendince yöntemlerle bana kabul ettirmeye çalışıyordu ve eğer buna izin verirsem boyun eğmem kaçınılmaz olacaktı. Üzgünüm, ama size onun üzerimdeki etkisinden her zaman söz ediyorum. Kısık bir ricası bile bütün taşlarımı devirmeye yetiyorken, içten içe bana merhamet gösterip benimle böyle uğraşmasına minnettar olduğumu da bilmelisiniz. En azından bana seçme şansı veriyordu ve bu gerçekten de büyük bir vicdan göstergesiydi.


Kirlettiğim kadehe bir şarap daha doldurup içmeye devam ederken, onun içerideki varlığını unutmaya çalıştım. Piç kurusu, sadece kafamın içindeki basit bir düşünceyle bile beni mağlup etmeyi başarıyordu. Ancak pes etmeyecektim. O uyuyana kadar yatağa girmeyecektim ve bu kararımda yapmam gereken tek şey kahrolası kalbimin ve arzularımın çenesini kapalı tutabilmekti.


Eh, bilirsiniz. Size burada alkolün zararlarından bahsedecek değilim ama vücudunuzdaki oranı yükseldikçe saçmalamaya başladığınız yazısız bir kural gibiydi. Bir kadeh. İki kadeh. Üç...


İlk başladığımda yarıya kadar dolu olan şişenin dibini gördüğümde, zili zurna sarhoş değildim. Ancak yine de düşünerek hareket edemeyecek kadar dağılmış haldeydim. Kanepeyi açıp oraya öylece kıvrıldım. İçeri gitmeyecektim. Hayır, bunu kesinlikte yapmayacaktım çünkü orada beni neyin beklediğini çok iyi biliyordum. Piç kurusu!

Gözlerimi kapatıp kendimi uyumaya zorlarken, odanın kapısı açıldı. Tepki vermedim. Uyuyor olduğumu düşünüp gider sanıyordum ama hemen arkamda bir hareketlilik olduğunda, ben daha ne yaptığını anlamadan kanepeye uzandı. İçimden bir ses bunun yenilgiye doğru attığım ilk adım olduğunu haykırıyordu ama onu duyamayacak kadar dalgındım. Yalnızca bir kaç saniye sonra güçlü eli karnıma yapışarak beni göğsüne çektiğinde rahatsızca kıpırdanmaya çalıştım. Ancak kulağıma çarpan sıcak nefesi bütün kelimeleri ağzıma tıktı. "Seni ilk defa sarhoş görüyorum."diye fısıldadı. Hemen sonra kulağımın hemen altına ıslak bir öpücük bıraktığında nefesim kesilerek sertçe yutkundum. Tanrım...

'Vegas lütfen bana merhamet göster!'

Gözlerimi sıkıca kapatıp onu ve varlığını unutmaya çalışırken, "Sarhoş değilim."diye karşı çıktım.


Kıkırdadı. Geniş kanepede yan dönmüş bir halde aramızda hiç boşluk kalmayıncaya kadar beni kucağına çektiğinde, "Umarım öyledir."diye fısıldadı. Karnımdaki elinin biri geceliğimin üzerinden kayarak kasıklarıma doğru inmeye başladı. Hemen sonra, "Neden bu kadar giyiniksin?" diye homurdandı. Sesinde belirgin bir öfke vardı ancak hareketleri ya da yumuşacık dudakları son derece nazikti.


Aslında tam da bu noktada onu durdurmam gerekiyordu. Elleri kışkırtıcı bir yavaşlıkla hareket ederken ya da masum öpücüklerinin arasına karışan ıslak ve sıcak diliyle boynumu istila etmeye başlarken, sanki bana bir şey anlatmaya çalışıyordu. Sanki büyük bir tehlikenin eşiğinde olduğumuzu anlatmaya çalışıyordu ama ben bu uyarıyı da görmezden geldim. İçimde aniden başlayan bir yangın, saniyeler içinde bütün duvarlarımı küle çevirdi. Kalbim ve arzularım zincirini koparmış birer vahşi hayvan gibi bedenimi parçalamaya başladığında gözlerimi kapatıp buna boyun eğdim.


FEARLESS || VegasPeteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin