EP.9

949 69 101
                                    



İyi okumalar:):)💗💗

Günler sonra, Jack'i kulübeden çıkarmaya ikna ettiğimizde, Pam ile birlikte onu elma ağaçlarının arasına sürükledik. Dün gece yağan şiddetli yağmur yüzünden, ağaç yapraklarındaki ıslaklık zaman zaman üzerimize damlıyor, yere düşmüş temiz elmaları seçerken ellerimiz çamura bulanıyordu. Pam, neşeyle uzanıp kirli elini Jack'in yanağına bulaştırdığında, Jack sahte bir homurtuyla ayaklandı ve ceketinin koluyla yanağını temizlemeye çalıştı. Hemen sonra kaşlarını çatıp, Pam'e tehdit dolu bakışlar atmaya başladığında, güçlü bir kahkaha patlattım.

Sırıttı ve dönüp bana kısa bir bakış attı. "Eğleniyorsun galiba."

Küçük bir çocuk gibi başımı sallarken, Pam'in uzattığı çamurlu elmayı aldım ve temizlemeye başladım. Jack'le olan arkadaşlığımız, Tay'dan daha öncesine dayanıyordu. Daha ilk okula giderken, üst sınıflardaki korkusuzlar gelip bizleri azarladığında ya da bana bile yetmeyen yiyeceklerimi aşırmaya çalıştığında hemen yanıbaşımda durur, beni korurdu.

'Aslına bakarsanız, beni seviyordu.'

Özellikle lisede, çocukken masum olan sahiplenici tavrı aşırıya kaçmış, benimle konuşmak isteyen bütün çocukları bir güzel pataklamaya başlamıştı. Kendisi, "Kardeşimi koruyorum!" Yalanına sığınıyor olsa da, gerçek ortadaydı. Geçtiğimiz cadılar bayramında bana randevu teklifinde bulunduğunu söylememe gerek bile yok ancak şunu eklemek zorundayım ki, isyan çıkmasaydı sırf Tay'ın hatırına o randevuya gidecektim.

Gür, ıslak çimlerin üzerine soğuğa aldırmadan oturup, temiz elmaları dilimleyerek yemeğe başladığımızda, "Biliyor musun Jack, Pete'in bebeği olacak."dedi Pam.

Ahh... Aniden ortamı derin bir sessizlik kapladı. Jack ağzı bir karış açık, bana şaşkınlıkla bakmaya başlarken, utançla gülmeye çalıştım. Pam bunu bilerek mi yapıyor bilmiyordum ama yerini öyle güzel biliyordu ki, duyanı da beni de dehşete düşürüyordu. O gün, Tawan duyduğunda gözlerinde anlamını bilmediğim bir şaşkınlık duygusu vardı. Oysa Jack'in gözleri hayal kırıklığıyla doldu. Bana, "Doğru mu söylüyor?"diye sorarken sesi titriyordu.

Gülümsedim ve, "Evet, ya da hayır."gibi saçma sapan bir cevap verdim. Kahretsin, ben hala bir fedakardım ve şu anda istediğim tek şey Jack'i mutlu etmekti. Yüzündeki durgunluğun geçmesi için, gülümseyerek ona temiz bir elma uzattım. Bana karşılık vermedi ama yine de elmayı alıp yemeğe başladı.

"Tebrik ederim..."dedi yavaşça. Hemen sonra yutkunarak, telaşla ayaklandı, "'Benim işlerim var, sonra görüşürüz."diyerek yanımızdan ayrıldı.

Tanrım... İçim acıyla doldu. Hızlı adımlarla kulübelerin olduğu yöne ilerlerken, arkasından gidip onu durdurmamak için kendimi zor tutuyordum. Ona karşı bir şey hissetmiyordum, yemin ederim. Ancak huzursuzdum. Üzülmesini istemiyordum ve bunun sebebi olmak berbat bir durumdu.

Öğlene doğru, Pam yemeğini yemek için bay Nohn ile malikaneye gittiğinde, ben de kulübeme girdim. Üzerim kirlenmişti ve uzun zamandır temizlenmediğim için yüzüm çok da pürüzsüz görünmüyordu. Banyo kapısını açık bırakarak lavabonun karşısına geçtiğimde, günler sonra dinç ve canlı yüzümü görmek beni mutlu etmişti. Yine de, her şeye rağmen gülebiliyordum ve bu inanılmaz iyi hissettiriyordu.

Suyu açıp, tıraş köpüğünü yüzümün her tarafına bulaştırmaya başladığım sırada, aynadan gördüğüm yüz, korkuyla çığlık atmama sebep olurken, hızla arkamı döndüğüm için ayağım ıslak fayansın gazabına uğradı. Korkunç bir şekilde kayarak, başımı lavaboya çarpmayı bekledim ama şükürler olsun ki Vegas ani reflekslere sahipti. Öyle ki, ben daha düşmeden, sert eli koluma sarıldı ve beni yakaladı.

FEARLESS || VegasPeteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin