uzun zaman

398 26 1
                                    

İKİ YIL SONRA


Geçen iki yılda Agah istanbulda gezilmedik semt uğramadık mahalle bırakmamıştı. Ama güzel gözlüsü hiçbir yerde yoktu.

 Mardine çok az uğruyor zamanının çoğunu İstanbul'da geçiyordu. Bir yerden haber gelir diye sık sık korkmaz evine de gidiyordu.

İlk başta Asi ansızın geldiği için Agaha sinirlenselerde. Adamın haline anlattıklarından sonra kimse birşey diyemedi. Arslan bile yumuşamıştı adama karşı. Bilseydi kardeşini böyle sevdiğini ikisinide zorlamazdı. Ama zaman kayıp gitmişti ellerinden. Giden geri gelmeyecekti.

Agah iki senede çökmüştü. Hem zayıflamıştı. Hem de saçı başı dağılmış bir haldeydi. Eskisinden daha sessiz ve daha öfkeliydi.

babasının telefonuyla mardine geçmişti. Annesi kapıda oğlunu görünce koşup sarılmıştı. İki aydır gelmiyordu oğlu. Fazlasıyla dağılmıştı ve zayıflamıştı. Kendine de dikkat etmiyordu artık. Kimseyide dinlemiyordu. Ne derse desin oğluna etki etmiyordu.

Odaya çıktı agah. Asiden sonra hiçbirşeyi değiştirmemişti.kızlar odaya toz almak dışında girmiyordu. Kıyafetleri arasında gezdi agah. O gül kokusuna hasret kalmıştı. Bir nebzede olsa kıyafetlerinde o koku vardı.bir nebze olsun hasretini böyle gideriyordu.

Burda geçirdikleri anılara sığınıyordu. Sürekli geçmişte yaşadıklarını hatırlatıyordu kendine.

İlk kavgalarını ilk tartışmasını. Asinin ona aşık olduğunu söylediği zamanı.Terasta içtikleri kahveleri beraber izledikleri filmeleri. Onu ilk öptüğü zamanı. Konağa hasta olduğunda çat kapı girdiği günü. İlk cımhat için geldikleri zamanı hatırlatıyordu. Asiyle çekildikleri fotoğraflara bakıyordu. Keşke dedi bilseydi böyle hasret kalacağını her anını çekerdi. Fotoğrafların arasında anılara daldı. Bir süre odasında kalıp akşama hazırlandı.

Akşama cımhat vardı.küçük toplantılara babası bakıyor agah arada bir genel olanlara katılıyordu. Genel sorunlar konuşulduktan sonra bir adam söze girdi.

 "Agah ağam aşiretin başı sensin. Malum çocuğunda yok. Artık tekrar evlenmen icap eder" agah sesli bir nefes aldı.

Ayağa kalkıp adamın yakasından kaldırıp havada bir güzel silkelemişti.Asafla hazar kurtarmaya çalışsa da Agah onlarla da baş ediyordu.

 Kükrer bir ses tonuyla "Ne hadsiz adamsın. sana ne lan benim yatağımdan.merak etme boş kalmaz o çok önemli koltuğunuz eroğlu soyu bak hala deva ediyor.''diyip hazarı gösterdi.''bu konu bir daha açılırsa o saniye bırakırım ağalığı. "diyip yıkmıştı ortalığı.

Herkes mehmet ağaya bakıyordu. Ama adam birşey demedi. Daha iki ay önce bu konu yüzünden kavga etmişlerdi. Oğlu iki aydır konağa uğramamıştı.

 Mehmet ağadan ses sesda çıkmayınca toplantı dağılmıştı.

 Asafla hazar ne kadar Agahla konuşmak isteselerde Agah barut gibi olduğu için iki laf etseler üçüncüsünde bağırmaya başlıyordu.

 O yüzden pek bişey söylemediler.

Agah üstünü değiştirip asinin emaneti olan liseye geçti. bütün eksiklerle ilgileniyordu.

Şirinden bütün detayları alıyordu. Okulun öğrenci sayısı 400 ulaşmış.Bütün katlar kullanılıyordu.Başarısı bütün doğu illerinde konuşuluyordu.   Kısa bir bilgi alıp akşam yemeğinden sonra istanbula geri döndü.

Arada bir yerlerden haber geliyor. Asiye benzeyen birini gördüklerinde arıyorlardı.

 Erkekler toplanıp gidip bakıyordu ama sadece benzerlik vardı. Bazılarında ise bulamıyorlardı.

 İstanbul izmir bursa sakarya bir çok şehir gezdi agah. Bazen yurtdışına çıkan arkadaşları gördüklerini söylüyordu.

en son bir arkadaşı asiyi ingilterede gördüğünü söylemişti. arslanla oraya gidiyorlardı. londra da bir otelde gördüklerini söylemişlerdi. bir kaç arkadaşını devreye sokup kamera kayıtlarına baktılar. bir kadın vardı ama yüzündeki koca şapkasıyla belli olmuyordu. buraya da boşuna gelmişlerdi. ertesi gün istanbula geri dönmüştü.Almanya fransa italya Amerika yunanistan. Bir çok ülkeye gitmişti. Bir umuttu işte o biliyordu yaşadığını.yeter ki güzel gözlüsünü bulsun da kaç ülke gerekiyorsa gezerdi.

Korkmaz ailesiyle kurdukları yeni şirketin ortağı ingiltereden bugün gelecekti.

 Erkekler toplantı odasında oturuyordu. Kapı çalınıp içeri avukatla Agahın hiçte hoşlanmadığı bir adam girdi.

 Elini uzatıp "nasılsın agah "dedi adam.

 "Senin ne işin var burda Aman mirşah ?"

"yeni ortağınız benim. "

"Senible iş yapmadığımı biliyorsun ne demeye ortak oldun ?"

" Ben seninle iş yapmayı seviyorum Agah. İşine sadık düzgün adamsın. "

"İşte sende o meziyetler olmadığı için seninle çalışmam. "

"Tasalanma benimle değil eşimle çalışacaksınız zaten. Ben imzaya gelicem işin asıl yükü onda olacak. "

"ne fark ediyor imzaya da gelsen sorumlu sensin. "

"Fazla erken konuşuyorsun "derken kapı çaldı.

 Topuk sesleriyle bir kadın içeri girdi. Masadakiler şaşkın şaşkın kadına bakıyordu.

 Aman karısının yanına gidip belini sardı. Yanağına ufak bir öpücük bırakıp geri çekildi.

"Size karımı takdim edeyim. " derken kadın elini agaha uzattı.

"Ben Aslı Mirşah "dedi kadın.

KARADENİZLİ HANIMAĞAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin