[8]

160 28 18
                                    

Sabah uyandığımda başımda dikilen bir Momoyla karşılaştım. Geç mi kalmıştık yoksa. Off hiçbirşey umurumda değildi, Çünkü uykum vardı. Kafamı çevirip uyumaya devam ettim, ama beni o kadar çok dürttü ki uykum kaçmıştı ve uyanmıştım.

"Yani zaman yolculuğu yapmışız, az da değil 50 yıl öteye gitmişiz ama sen hâlâ horul horul uyuyorsun."

"Ne var ya uykusuzluktan öleyim mi?"

"Ölme ama artık uyan hadi, oda servisi gelir birazdan."

"İyi acıkmıştım zaten." Demiştim. O bana ters ters bakarken kapı çalmıştı, bende ona gülümsedikten sonra koşup kapıyı açmıştım.

Yine robot yine robot heryer robot olmuştu, insan görmek istiyordum artık. Robot bizim odaya girdi elindeki masaya benzeyen ama hareket eden garip şeyle yani eskiden de vardı ama bu garip duruyordu.

Biraz ilerledikten sonra konuşmaya başladı.

Paketleri alınız..

Sesleri bir garipti sanki, alışamamıştım.
Önce yemekleri aldık sonra duvara yapışık olan masayı indirip plastik paketlere konmuş yemekleri onun üstüne koyduk. Yine ilk defa gördüğümüz ama güzel görünen yemeklerle karşılaştık.

Robotun kafasındaki ekrana bastıktan sonra robot kendi kendine odadan çıkmıştı. Şimdi insanların yaptığı tüm işleri gecelekte robotlar yapacak derlerdi de inanmazdım. Garipti ama bu zamanda hayatın her alanında varlardı.

Yemekleri bitirdikten sonra okula gitmeye karar verdik neyse ki yakındı okul pansiyonumuza.

Otobüs tarzı arabalar geçiyordu aslında yürümek yerine onlara binebilirdik ama durakları bilmediğimizden binemedik.

Yürüdük uzak değildi ama yakın da değildi sonuçta. Normalde yürümeyi seven bir insan değildim o yüzden fazla yürümezdim ama buraya geldiğimizden beri o kadar çok yürümüştük ki kendimi aşmıştım.

Okula vardık ve kartları gösterip içeri girdik. Sınıfa doğru gittik. Bugün çok boş gelmişti fakülte, genelde daha kalabalık oluyordu. Şimdiye anladığım kadarıyla, 2-3 günde yani, öyleydi.

Buraya bu yıla alışmış gibi hissetmiştim. Ama istemiyordum, dönmemiz gerekti burada daha çok kalmak istemiyordum.

Sınıfa girdik, ve yine kalabalık değildi o kadar yarısından biraz fazla doluydu sadece. Girip oturduk Nayeon tek başına oturuyordu, elinde de telefon vardı. O zaman danketmişti bizim telefonumuz yoktu.

Yanına gidip sıraya oturduk. Omzuna hafifçe dokundum ve

"Naber, nasıl gidiyor?" Demiştim.

"Ah iyi, siz bugün erkencisiniz." Gülümseyerek cevap vermişti.

"Evet sanırım, Jeongyeon nerde?" Diye sordu Momo

"Az önce aşağı kafeteryaya indi, çay alacaktı bize. Dur mesaj atayım size de alsın."

"Teşekkürler de kafeterya?" Diye sormuştum. Hiç inmemiştim oraya kapalı demişlerdi.

"Bu sabah açtılar."

Kafa sallayıp yanına oturduk. En azından yemek yiyecektik, okulun yemekleri daha ucuzdu. Geldiğimizden beri kilo vermiştim.

Yanına oturduğumuz gibi Momoya fısıldadım.

"Telefon işini ne yapacağız?"

"Bilmiyorum, halledeceğiz bir şekilde."

Oturup beklemeye devam ettik. Sonra Nayeon bir anda arkasını dönüp konuşmaya başladı.

Piedra | DahMo ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin