Duyduğumuz şeyle karakola gitmek için yola çıkmamız bir olmuştu. Çıkarken de koridorda Sanayla Joonhee'yi konuşurken gördük, bizi savunuyordu herhalde. Pek takmayıp yolumuza devam ettik.
Arabaya vardık, ve Jeongyeon'un arabayı deli gibi sürmesiyle hemencecik varmıştık.
Nayeon tekrar Jihyo'yu aramıştı, sonra Jihyo bizi karakolun kapısından alıp sorgu odasının kapısına götürmüştü.
"Unnie sorguyu nasıl dinleyeceğiz? Ya yakalanırsak." Demişti Nayeon.
"Hallettim ben herşeyi, sizi soktuktan sonra kapıya polis dikeceğim ve sorguyu sadece ben dinleyecektim yani kimse farketmeyecek. Neyse zaman kaybetmeyelim siz içeri girin ama sakın ses çıkarmayın ve olabildiğince kapı açılınca görünmemeye çalışın." Demişti Jihyo, şüphelinin kim olduğunu merak etmiştim.
Sonra hemen içeri girmiştik. İlk defa böyle bir yere giriyordum, büyük değildi ama çok ihtişamlıydı. Yaklaşık 2 dakika sonra karşımızda duran büyük camın arkasındaki odanın kapısı açılmıştı. İçeri bir kadın girmişti.
"Aa bu Mina, Jihyo unnie gibi dedektif o da. Ne işi var burda, o yapmaz öyle şey." Dedi Nayeon, duyulmamak için fısıldıyordu.
"Dedektiflere hep hayranlık duymuşumdur, bence de yapmamıştır." Diye araya girdim.
"Aldanmayın böyle şeylere, hiç kimsenin kalbini göremezsiniz." Dedi Jeong, haklıydı. Sonra uzun uzun camın arkasındaki silüete bakıyorduk ki kapıya birinin yaklaştığını hissettik. Adımları yaklaşıyordu, ama içeri girmemesiyle polis olduğunu anladım.
Polisin gelmesinin ardından başka adım sesi daha gelmişti. Sonra kapı kulpunun sesini duymuştuk, ve kapının görüş açısından çekilmiştik. Kapı sonuna kadar açılmamıştı zaten. Ve içeri giren Jihyoydu.
Bize bakıp sus işareti yaptı sonra karşıdaki odanın da kapısı açıldı, içeri birisi girdi tanımıyordum, uzun boyu ve sarı saçlarıyla güzel bir kadındı. Mina denen kadının önündeki sandalyeyi çekti ve Mina'nın aksine zarif bir şekilde oturdu. Sanırım onu sorgulayacak olan yetkili oydu.
Kadının oturmasıyla Jihyo odanın içindeki büyük mekanizmayı kurcalayarak birşeyler yaptı yani işini biliyor gibiydi, ardından sesler gelmeye başladı ve kayıt da alınıyordu. Sonra da yetkili olan kadın konuşmaya başladı.
"Myoui Mina, sana böyle demek de garip geldi. Neyse bu sorguda seni tanımıyormuş gibi davranacağım sonbae."
"Sorun yok Roseanne, devam et."
"Öncelikle hakkındaki iddiaları kabul ediyor musun?"
"Hayır tabiiki, bir tane velet oyun oynamak istemiş sadece. Sizde sorgulamadan beni buraya tıktınız. Nerde o ihbarı yapan kişi gelsin burda söylesin."
"Sizi kibarlığa davet ediyorum Mina Hanım, öncelikle ihbarı yapan kişi gizli tanık, yani savcılık dışında kimse kim olduğunu bilmiyor."
"Yani 'gizli' tanığın ihbarıyla mı bir dedektifi sorguluyorsunuz."
"Sadece gizli değil ihbarını okudum, kanıtının olduğunu söylemiş."
"Ee peki nerde kanıt?"
"Şuan da aldığım bilgilere göre tanığa ulaşılamıyormuş ama en kısa sürede..."
Demeye kalmadan bir kahkaha patlatmıştı Mina ve devam etmişti.
"Belli ki büyük kandırılmışsınız. Zamane çocukları işte, böyle makamları hafife alıyor."
"Yinede sizi sorgulamaya hakkımız var.
5 gün önce yani salı günü gece saat 10:35'te neredeydin ve ne yapıyordun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piedra | DahMo ✓
FanficMomo müzede bulduğu gizemli bir taş aracılığıyla Dahyun ile birlikte bir yolculuğa çıkar. ••• "Onların tüm aşağılık planları yine Piedra tarafından bozuldu." g×g