"Bak arabası şurada." Dememle Jeep marka arabasının hareket etmesi bir oldu. Bizde hemen arkasından gelen taksiye bindik.
Taksiler yeni ve eski nesil gibi ikiye ayrılıyordu, sadece eskilerde arabayı insan yani şoför sürüyordu diğerinde ise araba kendini sürüyordu. İnsanlar da istediğini seçebiliyorlardı. İnsanların kullandığı daha pahalıydı tabiiki.
"Öndeki aracı takip et, çabuk!" Demiştim sonra arkasından "Hep bunu demek istemişimdir." Diye ekledim, ve adamın garip bakışlarını üzerimde buldum. Bu devirde insanlar tanımadığı herkese öyle bakıyordu ama adam bizim zamanımızdaki yaşlı amcalar gibi bakıyordu.
"Şuradaki Jeep'i mi?" Diye sormasıyla kafa sallayıp "Evet lütfen çabuk." Dedim. Adamda hemen adapte olup arabayı birden çalıştırdı, görünmemeye dikkat ediyordu. Sevmiştim bu adamı.
Uzun bir takibin ardından araba durdu. Oldukça uzaktan takip etmiştik böylece profesör anlamamıştı, yani sanırım. Kafeden bayağı bir uzaktı bu yer. Arabasının büyük bir bahçe gibi bir yere girmesiyle adama parasını ödeyip arabadan inmiştik. Bahçe kapısından da zor da olsa birşekilde geçmiştik.
Karşılaştığımız şey epey büyük bir villaydı. Nayeon bize müstakil evlerin nadir olduğunu söylemişti halbuki. Garaja doğru ilerleyen Jeep'i görmemle şaşkın bakışlarımı kaldırıp Momon'nun koluna vurdum ve orayı işaret ettim.
Araba garajın içine girmeyip önünde durmuştu. Durmasından biraz sonra da arabadan inmişti. Evet yanılmamıştım, Joonhee idi. İndikten sonra kapıya doğru gidip kartla açmıştı kapıyı ve hemencecik girmişti, ama biz girmemiştik yani kapıda kalmıştık.
Onun içeri girmesinin ardından bizde kapıya doğru koşmuştuk, kapıyı kapatmadan girmişti içeri ve kapı yavaşça kapanıyordu. Benim ardımdan Momoda harekete geçmişti ve var gücümüzle koşmuştuk ama olmamıştı, yetişememiştik. Kapı kapanmıştı bizde ne yapacağımızı düşünmek için pencereye doğru ilerledik.
İçeri bakıyorduk, evi gerçekten çok güzeldi. Modern olmasının yanı sıra ferah ve iç açıcıydı. Biz içeri bakarken birden ayak sesleri gelmeye başladı, bizde her zamanki gibi ne yapacağımızı bilemeyip pencerenin altındaki çıkıntıya saklandık. Ve izlemeye başladık.
Gelen tabiiki Joonhee'ydi, telefonla konuşuyordu, aşırı telaşlanmış gibiydi.
"O da ne demek.... Ben bu işi sana emanet ettiğimi sanıyordum.... Off peki tamam bekle beni geliyorum konuşalım." Dedi yürürken, ve hızla arabaya doğru yürüdü ve binip uzaklaştı.
Tüm bunlar olurken yine kapıyı kapatmamıştı. Kapı yavaşça kapanırken bu sefer yakın olduğumuz için koşarak kapıyı tuttuk ve içeri girdik, artık evin içindeydik.
"Biraz düşününce onu takip etmek daha mantıklıydı sanki." Dedi Momo
"Yani, öyle gibi söylediği şeylere bakılırsa bize daha kolay ulaşılabilir kanıtlar verebilirdi." Dedim
"Doğru ama içeri girdik bir kere daha çıksak bile onu bulamayız."
"Katılıyorum, çoktan uzaklaşmıştır o yüzden işimize odaklanalım hadi."
Kanıt falan demiştim ama kadının suçlu olduğu daha kesin değildi, ona karşı nötr olursak daha kolay gerçeği bulabilirdik. Aksi halde gerçek suçlu oysa bile ona karşı niyetimizi belli edip daha baştan deşifre olabilirdik.
Sonra aramaya başladık, önce 1. kattan başlayacaktık tabi sonra üst katlara çıkacaktık. Önce önümüze ilk gelen odaya girdik. Burası mutfaktı kapıdan girmemize rağmen ilerledikçe farkettik ki amerikan mutfak tarzındaydı, tabiiki 2070 stilinde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piedra | DahMo ✓
Fiksi PenggemarMomo müzede bulduğu gizemli bir taş aracılığıyla Dahyun ile birlikte bir yolculuğa çıkar. ••• "Onların tüm aşağılık planları yine Piedra tarafından bozuldu." g×g