[Sahyo ve Michaeng shipleyen varsa şimdiden üzgünüm tüm shipleri aynı anda mutlu etmek zor umarım beğenirsiniz]
~~~
Ne geçmişti aralarında çok merak etmiştim, onun özeliydi sonuçta sormak da istemiyordum ama. Meraklı bir yapıya sahiptim ve bunun getirisini hayatım boyunca çekmiştim. Gerekli gereksiz her şeyi merak ederek başımı belaya sokmuştum hep. Neyseki benim içim içimi yerken Momo sanki beni duymuş gibi sormuştu bunu.
"Ne olmuş ki Sana ile arasında?"
"Onların durumları garip ya." Dedi Jeong sonra da Nayeon konuştu.
"Evet hemde çok. İkisi sevgiliydi hemde teklif eden Sana'ymış. Sonra işte yakın bir zamanda ayrıldılar. Hemde araları çok iyiken. Ve ayrılan da Sana olmuş 'artık aşık değilim' falan demiş ayrılırken. Sonra da karşılaştıklarında tanımıyormuş gibi davranmış Sana."
"Siz gelmeden önceydi tabii. Jihyo baya dağılmıştı ama sonra toparladı."
"Şimdi suçlu olduğu ortaya çıkınca da bayağı takmış kafayı Jihyo ona belli." Dedim ve ikisi kafa sallamıştı.
"Çok üzüldüm Jihyo'ya. Herkes aşk konusunda şanslı olamıyor demek ki. Bende biraz aşinayım bu konuya." Demişti Momo. Sondaki cümleyi de araya sıkıştırmıştı. Benim gözlerimi belertip onun koluna yavaşça vurmamla da sessizce kıkırdadı.
Biz böyle birbirimizle uğraşırken Jihyo karşımızdaki odada zaten içeride olan ve masum bir çocuk gibi oturan Sana'nın yanına geldi. Yaklaştı ve yaklaştı. Sonra ayakta dikildi ve yorgunluğunun verdiği tüm bıkkınlıkla baktı ona Jihyo. O yorgun bakışın altında gizlediği bir iğrenme duygusu vardı. Onu bu kadarcık zaman tanımış ben bile bunu anlayabilmiştim ki Sana hayli hayli anlamıştır diye düşündüm. Sanırım onu görünce aklında canlanmıştı, eskide ve akılda kalan o kötü anıları.
"Hoşgeldin dedektiff." Dedi Sana. Onu gördüğüne mutlu olmuş gibi konuşmuştu. Gerçek duyguları mıydı yoksa rol mü yapıyordu? Yavaşça hareketlenip sandalyeye otururken konuştu Jihyo.
"Bir suçlunun yanına geldim. Nasıl hoş gelmiş olabilirim?"
Laf mı sokmuştu o? Aman tanrım. Sanırım olaylar yeni başlıyordu.
"Ne suçlusu? Eğer suçlu arıyorsan yanlış yere girdin dedektif. Burada suçlu yok."
"Hayır tam karşımda duruyor. Neyse sorguya geçelim, hakkındaki suçlamaları kabul ediyor musun?"
"İnanamıyorum gerçekten! İnsanlar böyle asılsız suçlamaları nasıl yapabiliyor!? Hayır ben tamamen masumum. Hiçbir suç işlemedim." Konuşma şekli her zamanki gibi masumlaştırılmış ama alaylı olduğu kabak gibi ortada olan bir şekilde idi. Onun konuşmasına birkaç dakika sonra tahammülsüzleşmeye başlamış hâlde buluyordum kendimi. Ama garip bir şekilde insanı etkisi altına almayı da başarabilen türde bir konuşması vardı.
"Suç üstü yakalandığınız depoda ne işiniz vardı peki?"
"Hayır ortada suç üstü falan yok. Ben sadece Dahyun'u kurtarmaya çalışıyordum." Tabii canım kurtarmak, ne demezsin.
"Elinde onlara doğrulttuğun bir silahla mı?"
"Hayır dedektif bu sadece bir yanlış anlaşılmadan ibaret."
"Hem Dahyun öyle söylemedi bana."
"Yalan söylüyordur, ne dedi ki?"
"Çocuk mu kandırıyorsun sen? Akıllı mı zannediyorsun kendini?" Yine sesini yükseltmişti Jihyo. Ve bakışlarındaki sertlik insanı etkiliyordu. Öldürmek ister gibi bakıyordu. Sanırım artık gerçekten kavrayabilmiştim onun ciddi bir polis olduğunu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piedra | DahMo ✓
Fiksi PenggemarMomo müzede bulduğu gizemli bir taş aracılığıyla Dahyun ile birlikte bir yolculuğa çıkar. ••• "Onların tüm aşağılık planları yine Piedra tarafından bozuldu." g×g