Sabah uyandığımda Momonun yanındaydım. İnanamadım bir an ama onun omzunda yatıyordum. Yanıma mı gelmişti? Yoksa biz gece bir şey mi yapmıştık?
Şaşkınlıkla kalktım ama sonra farkettim, burası Momonun yatağıydı. O mu getirmişti beni buraya? Benim ne işim vardı burda? Ama o getirmiş olamazdı herhalde, uykuluyken kendim gelmiştim sanırım. Neyse umarım gece veya sabah birşeyler yapmışızdır diye dua ettim.
Ben dua ederken Momo gözlerini açmıştı.
"Senin ne işin var burada?"
"Bilmiyorum nereden bileyim. Sen mi getirdin?"
"Ben getirsem sorar mıyım?"
"Sormazsın, doğru. Neyse bence burada uyusam da olur zaten."
"Saçmalama, çık çabuk."
"Neden, beni merak edip korurken öyle demiyordun."
"Aynı şey değil. Benim yüzümden buraya geldin eğer sana bir şey olursa kendimi suçlu hissederim."
"Hayır senin yüzünden değil, daha kaç defa söylemem gerek."
"Her neyse sen neden hâlâ buradasın, çabuk in dedim."
"Tamam bir öpücük ver hemen ineyim."
Bana ters ters baktı ama sonra yanağımdan öptü, şaşırtıcıydı. Demek ki dudaktan isteseydim de verecekti ah be, neyse bir dahakine artık.
Bende onu öptüm hızlıca, dudaktan öpersem kızar diye yanağından öptüm. Hoş ona da kızdı ya. Bana yine ters ters bakıyordu sonra yine hızlıca yataktan atladım.
Hemen üstümü alıp banyoya girdim işimi hallettikten sonra çıktım ve yine kızar diye hızlıca odadan çıkıp mutfağa gittim. Nayeonla Jeongyeonun birlikte kahvaltı hazırladığını gördüm, aşk kuşları. İşte gelecekte ki halimiz.
"Kolay gelsin size:)" dedim.
"Vaay uyanmışsın, Momo nerede?" Dedi Jeong.
"Gelir şimdi herhalde." Dedikten sonra kafa salladılar bende yardım etme amaçlı masayı hazırlamaya başladım. Çok geçmeden Momo geldi ve o da bana yardım etti.
Kahvaltı bittikten sonra hazırlandık ama daha erkendi ama yinede çıkmaya karar verdik, Çünkü bir kafede oturabilirdik. Otoparka indik ve arabaya bindik.
Nayeon arabayı çalıştırdı ve bir kafeye gittik. İçeri girip oturduktan sonra tam sipariş verecektik ki Nayeonun telefonu çaldı, arayan Jihyoydu.
"Kafedeyiz unnie, daha erken olduğu için burada oturmaya karar vermiştik... tamam atıyorum." Dedi ve ardından bizle konuştu.
"Otopsi sonuçları çıkmış kızlar, konum attım Jihyo unnieye geliyor şimdi."
Biz sipariş vermiştik, beş dakika sonra da gelmişti Jihyo.
"Selam kızlar, sipariş vermişsiniz." Dedi.
[Selena gibi hissettim la]"Evet unnie bekle ben sana vereyim hemen." Dedi Nayeon.
Sonra çok geçmeden sipariş gelmişti. Biz yarılamıştık zaten Jihyo'da bir yudum aldı ve konuşmaya başladı.
"Evet kızlar gelelim asıl konuya otopsi sonuçları çıktı." Dedi çantasından bir kağıt çıkarırken.
"Kim Jisoomuş adı, silahla öldürülmüş gördüğümüz gibi vücudunda bir iz yok bir tane kesik dışında. Kolunun arka kısmında derin olmayan ufak bir kesik var." Dedi sonra devam etti.
"Kesiğin şekline ve yönüne bakılırsa suçlu büyük ihtimalle solak. Kurşuna gelirsek de gerçekten şaşırdım ben buna çünkü kız tam kalbinden vurulmuş. Bir falsosu yok kalbinin tam ortasından, ve tek kurşun bulduk vücudunda. Yani katil tek kurşunla kalbini bulmuş, bana kalırsa kesinlikle profesyonel." Dedi.
"Aghh çok garip. O zaman araştırdığımız katille farklı bu katil değil mi?" Diye sordu Nayeon.
"Sanırım, ve şöyle ki bu gerçekten büyük bir ihtimal. Çünkü cinayeti işleyiş tarzları çok farklı, aradığımız seri katilin her cinayetinde vardı boğuşma izleri, bıçak izleri yani katil bir şekilde zevk almaya çalıştığını belli ediyor. Hemencecik değil acı çektiriyor öldürürken bundan dolayı önce bıçaklayıp sonra boğuyor, vücutlardaki morluklara bakılırsa belki en başta dövüyor. Ama en sonki cinayet tamamen farklı, katilin amacı zevk almak değil sadece öldürmek. Bundan dolayı kalbini hedef almış, benim tahminlerime göre tetikçi gibi birşey olabilir."
"Ne çeşit bir manyak, resmen psikopat." Dedim.
"Ee peki bu çıkardığınız kurşundan falan bir şeyler bulunuyor galiba, siz buldunuz mu?" Diye sordu Momo.
"Yurt dışında ve yıllar önce kapanmış bir fabrika da yapılmış. Zor olacak ama kurcalayacağım biraz bakalım." Dedi Jihyo.
Kesik peki, oradan bıçağın markasını falan bulamaz mısınız?" Diye sordu Jeongyeon.
"Bilmiyorum, bu sanırım zor bir iş uzmanlar hâlâ araştırıyor." Dedi sonra uzun bir süre kimse konuşmadı, cinayetler hakkında konuşuyorduk sonuçta herkes üzgün ve düşünceliydi. İçecekleri bitirdikten sonra kafeden çıktık.
"Ben buradan karakola gideceğim,
yani araştırmaya devam. Sizde dikkat edin tamam mı? Biber gazını falan ayırmayın yanınızdan, en ufak birşeyde de beni arayın." Dedi Jihyo ardından ben birden ona sarıldım. Bize karşı bu kadar koruyucu olması beni mutlu ediyordu, güven veriyordu.Ona teşekkür edip arabaya bindik, oradan da okula tabii her zamanki gibi.
Sınıfa girdik, ilk ders Joonhee'yeydi. Mutlu mu olsam üzülsem mi bilememiştim yine. Ama mutlu olmayı seçtim sanırım. Sonra ben onu düşünürken o derse girmişti.
"Hiç haz etmiyorum bu kadından ben haberin olsun. Dikkat et ona, güvenme sakın." Dedi Momo sonra önümüze bakıp "Siz de." Dedi Nayeonla Jeonga.
"Takma bu kadar, boşuna endişeleniyorsun." Dedim
"Sen dediğimi yap yeter, 6. hissim iyidir." Dedi, aslında benim de içimde bir korku vardı.
Ve ders başladı, Momonun dediklerinden sonra içim hiç rahat değildi zaten bir de ders boyunca profesörün bana bakması daha da çok rahatsız ediyordu.
Sıkıntıdan uzun yıllar gibi gelen okul günü bitmişti sonunda. Hemen çıkıp otoparka doğru gidiyorduk sonra Nayeon birden durup konuştu.
"Aahh kitaplarımı alıp dolaba koymayı unuttum sınıfta kaldılar. " Dedi, bende ona gülüyordum tam 'nasıl unuttun' diyecekken hırkamın olmadığını fark ettim.
"Bende hırkamı unutmuşum, koş dönüp alalım." Dedim.
"Tamam siz arabada bekleyin." Dedi ve hemen hızlıca geri döndük okula ve sınıfa çıktık. Eşyalarımızı aldıktan sonra kitabı koymak için Nayeonun dolabına gitmeye başladık.
Tam koridoru döndük ki gördüğümüz şeyle ağzımız açık kaldı.
840 kelome
Nası bitirdim amaa patlayın meraktan hehee
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piedra | DahMo ✓
FanfictionMomo müzede bulduğu gizemli bir taş aracılığıyla Dahyun ile birlikte bir yolculuğa çıkar. ••• "Onların tüm aşağılık planları yine Piedra tarafından bozuldu." g×g