8. Bölüm "İlk Dans"

846 36 9
                                    

Unutursun için yana yana
Unutursun ölüm sana bana
Zaman basıp kanayan yarana
Unutursun... Unutursun...

(Bölüm şarkısı: Sertab Erener - Söz Bitti)

...

Dilan'ın anlatımıyla...

Her ne kadar onun sesini tanıyor olsamda o bana seslendiğinde arkamı dönmek istemedim. Tabi vücudumun refleksle bana ihanet edebileceği ihtimalini unutmuştum.

Kaşlarımı çatıp sinirle ona döndüm. Karşımda durmuş, bir elinde gazeteye sarılmış alkol şişesi, diğer elindeyse bana evlenme teklifi ettiği yüzük.

Hızlıca kimse onu görmeden yanına gittim ve kolundan tutup bir kuytuya çektim. Sarhoştu ama bilinci gayette açıktı yani kendini kontrol edebiliyordu. Sinirle ağzıma geleni saymaya hazırken, o konuşmaya başladı;

"Aşkım lütfen gel kaçalım buralardan." dedi bana yalvararak.

"Nereye?" dedim onu onaylar bir şekilde. Asla bunu diyeceğimi beklemiyordu. Büyük ihtimalle bağırıp çağırmamı bekliyordu.

"Uzaklara, çok uzaklara."

"Yaa, öyle miii(?)" dedim dalga geçerek. Dalga geçtiğimi anlamış gibi başını öne eğdi. "Sen iyi misin ya? Hasta mısın sen? Beyninde bir sorun falan mı var senin? Bir de yüzükle gelmişsin. Sen benim şu an parmağımda ki yüzüğü çıkartıp tekrardan o yüzüğü takacağımı falan mı sanıyorsun?" dedim öfkeyle. "Ben nişanlıyım! Nişanlı! Hem de senin gibi sadakatsiz biri değilim!" dedim tek nefeste göğüsüne vurarak.

Bir anda ona vurduğum ellerimi tuttu ve göğüsünden çekip ellerimi serbest bıraktı. Ne yapacağını merak ediyorken, beni manipüle etmeye çalışırken ki yaptığı hareketleri yaptı. Her seferinde aynı şeyi yapıyordu. Her kavgamızda, her tatışmamızda. Artık sevdiğim adamı tanıyordum. Pardon... Eskiden sevdiğim adamı...

Önce arkasını döndü, daha sonra iki elini de başının arkasına yasladı ve tekrardan bana dönüp, gözlerini kısıp konuşmaya başladı. Ellerini de başından çekmeyi unutmadı. İşte bu onun manipülasyon yaparken ki hareketiydi.

"Bu kadar kolay mıydı? Bu kadar mıydı bizim ilişkimiz? Hani nerde bizim o dillere destan aşkımız? Nerde? Sen değil miydin o küçücük yaşında bana aşkını ilan eden?" dedi ve tekrardan arkasını dönüdü ve bir kaç saniye düşündü. Düşündükten hemen sonra iç çekip tekrardan bana döndü.

"Ben sana en başından beri olmaz dedim. Sen zorladın beni bu ilişkiye şimdi de beni yüzüstü bırakıp gidemezsin!"

Sözleri karşısında ağzım açık kalmıştı. Neydi şimdi bu? Sanki ben onu silah zoruyla sevgilim yapmıştım. Sinirle üstüne yürüdüm.

"Ne zorlaması Miran? Sen anlamıyorsun beni galiba, ben artık nişanlıyım! Hemde senin abinle."

"Peki aşık mısın ona?"

Donakaldım bu soru karşısında. Dewran'a her ne kadar aşık olmasamda o yüzüğü taktıktan sonra sanki içimde bir şeyler canlanıp hayat bulmuştu ama bu aşk olamazdı. Ben aşkı, Miran'la tanımıştım. Onunlayken heyecanlanırdım ama hiçbir zaman içimde bir şeyler canlanmazdı. Yani benle Dewran arasında ki şey aşk değildi ama bambaşka bir şeydi. Sanki Dewran beni iyileştiriyordu.

Sadece susabildim. Bunu fırsat bilmişti. Kıkırdamaya başladı.

"Ama sen bana aşıktın be Dilan!" dedi dalga geçercesine. Gözlerimin tam içine bakıyordu.

Bunu söyleyen kişi Miran değildi, Miran'ın kılığına girmiş narsist, egosu tavan yapmış biriydi.

Ben ona anlamsız bakışlar atarken o bir anda sesli bir kahkaha patlattı. Ne olduğunu anlayamadan kolumu tutup beni kendine doğru çekti.

Bir Tutam Berdel Acısı (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin