Getirildiğim yer,penceresi bile olmayan ama geniş bir yerdi.Kafamı her kaldırdığımda o mahvolmuş adamı görüyordum ve her defasında da içim ürperiyordu.Bir adam bu kadar dayağı haketmek için ne yapmış olabilirdi ki ?
Gerçi etrafta bu dayağı fazlasıyla hakeden binlerce insan vardı ama henüz bu adamın hakedip etmediği hakkında bir fikrim yoktu.Ben etrafa bakarken beni kaçıran o yeşil gözlü adamın içeriye girdiğini gördüm.
Simsiyah giyinmişti ve siyah giyindiği için yeşil gözleri daha da belirginleşmişti.İçeri girdiğinde telefonla konuşuyordu.Yüz ifadesine bakılınca sinirli olduğu gayet ortadaydı ve zaten konuştuğu kişiye bağırıyor olması bunun kanıtıydı.
O yeşil gözlü adama bakmak istemiyordum bu yüzden bakışlarımı rehin olan adama kaydırdım.Hala baygın bir haldeydi ya da ölmüştü.Gerçi ölü olsa burada olmazdı.
Yeşil gözlü adam,adını bilmediğimden ona böyle hitap ediyordum,konuşmasını bitirince bana doğru gelmeye başladı.O yaklaştıkça kalbim yerinden çıkacakmış gibi oluyordu.Bana doğru gelirken tam gözlerimin içine bakıyordu ve ben de istemediğim halde,sanırım korkudan dolayı,onun gözlerinin tam içine bakıyordum.
Az önceki sinirli halinin aksine bana bakarken gülümsüyordu ama bu gülümsemenin arkasında çok şey olduğu belliydi.Bana ;
"Yanımızda bir süre misafir olacaksınız küçük hanım " dedi ve elini yüzüme tam sürecekken yüzümü çektim. Böyle yapışım onu daha da güldürmüştü.Komik olan neydi ?
Yanımdan gidince kendime teslim olup gözlerimi kapattım.Saatin kaç olduğunu bilmiyordum ; tek bildiğim uyumaya ihtiyaç duyduğumdu.
Birinin beni dürtmesiyle istemeye istemeye uyanmıştım.Bir adam,sanırım o yeşil gözlü adamın yardımcılarından biri,bana birşeyler yedirmeye başladı.Yiyecekleri yedikten sonra o adam gitti ve yine benle o rehin olan adam başbaşa kaldık.Acaba ona yiyecek vermişler miydi ?
O adama da birşeyler yedirmeleri gerekiyordu,eğer yedirmediyseler.Bu adam bu halde ne kadar yaşayabilirdi ?
Bana yemek yediren adam gittikten sonra kapı tekrar açıldı.Bu sefer içeriye o yeşil gözlü adam girmişti.Önce bana baktı ve gülümsedi,ardında diğer rehin adama baktı.Ona;
"Bu adam ölecek,lütfen ona birşeyler verin" dedim.Sanırım hayatımda ilk kez bu kadar içten yalvarıyordum.Yeşil gözlü adam bana dönüp baktığında bu kez gülmüyordu.Rehin olan adamın başında bekleyen başka bir adam yeşil gözlü adama ;
"Kız haklı Emre Bey" dedi.
Adı Emre'ymiş demek.Onu kesinlikle tanımadığımın diğer bir kanıtı da adı oldu.Emre adında tanıdığım hiç kimse yoktu.Ya da onu tanımamam için adını değişmiş olabilir miydi? Olabilirdi.
Neden kaçırıldığımı,neden burada olduğumu bilmiyordum ama Emre'nin konuşmalarından kaçırılma nedenimin pek hayırlı bir neden olmadığı ortadaydı.
Emre,benim haklı olduğumu düşünmüş olacak ki adama yemek getirtti.
Adam,yemeğini yerken Emre'de dışarı çıktı.Adam yemeğini o kadar iştahlı yiyordu ki bu durum ona gerçekten acımama yol açmıştı.Adama bir süre baktıktan sonra etrafa bakmaya başladım.Belki buradan kurtulmam konusunda bana yardımcı olabilecek birşeyler bulabilirdim.
Etrafa bakınırken yerde duran yemek tabaklarına baktım.Bu tabaklardan biri camdı.Bu tabağı kırarsam belki ellerimi açabilirdim.Bu yüzden ayağımla o tabağa ulaşmaya çalıştım.Ayağımla tabağa sertçe vurdum.İlk seferde kırılmadı.İkinci deneyişimde camı kırmıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH
Teen Fiction"Belki hayatım değildi siyahlarla dolu olan.. Belki de siyahın ta kendisi bendim."