Bu bir silah sesiydi.
"Alo,alo Emre!" diye seslenmiştim ama cevap alamadan telefon kapanmıştı.Emre mi vurulmuştu yoksa Emre mi birini vurmuştu ?
Az önce beni aramamış olsaydı ölü olması için dua ediyor olurdum.Ama şimdi...Yaşaması gerek,ölmesi değil.Benim hayatım hakkında benim bilmediğim neyi biliyordu? Ya da sadece aklımı kurcalamak için mi öyle konuşmuştu ? Olabilirdi.
Sonuçta bahsettiğimiz kişi Emre'ydi ve ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir manyağın tekiydi.
Beni özel numaradan aradığı için geri arayamamıştım.
Şimdi korkmalı mıydım yoksa korkmamalı mıydım bilmiyordum.Belki de Emre sadece beni korkutmaya çalışıyordu.Belki de kimse vurulmamıştı.
Şüphede kalmak en çok nefret ettiğim şeydi.
Ama şuanlık Emre'yi bir kenara bırakmalıydım.Annem ve babam içeride belki de kavga ediyordu.Şuan Emre'ye ne olduğunu düşünmenin zamanı değildi.
Yavaş adımlarla annem ve babamın odasına yaklaştım.Kapıyı tıklattım ama içeriden gelen herhangi bir ses yoktu.Daha fazla dayanamayıp içeri girdiğimde annemin kıyafetleriyle uğraşıyor,babamın da yatağa oturmuş vaziyette annemi izliyor olduğunu gördüm.Çok şükür kavga etmemişlerdi.
Ya da ben Emre'yle uğraşırken kavga etmişlerdi.Bunu onlara sormaya karar verince ortamın sessizliğini bozdum.
"Neyiniz var sizin?" diye sorduğumda ikisi de soluk gözlerle bana dönüp baktı.Annem;
"Birşey yok kızım" dedi ve gülümsedi.Zorla gülümsediği o kadar belliydi ki..
"Umarım yoktur " dedim ve ikisine de inanmadığımı belli ederek baktıktan sonra yanlarından uzaklaştım.
Yanlarından uzaklaştıktan sonra odama gittim. Kendimi yatağıma attım ve bugünü düşünmek için kendime biraz izin verdim. Neden böyle oluyordu ? Emre'den kurtulmaya hep bir adım yaklaşmışken neden kendimi hep bir adım daha ötede buluyordum ?
Umarım Emre'den en yakın sürede kurtulurum diyordum.Ama...
Ama bu sefer işler değişmişti.Bu sefer Emre'nin peşine düşen ben olacaktım.Hayatımla ilgili ne bildiğini öğrenmem gerekiyordu. Beni kandırıyorsa bile bunu bilmem gerekiyor. Bu şüpheyle yaşayamazdım. Bilmem gereken her şeyi öğrenecektim.
Umarım rahatlıkla öğrenebilirdim.
Uzanmaktan sıkıldığımı hissedince ayağa kalktım.Masamın üstünde duran ders notlarıma bakınca içim burkulmuştu.Bugün zamanımı boşa harcayıp çalışmamıştım ve sınavıma da az bir süre kalmıştı.
Moralimi az da olsa düzeltebilme niyetiyle odamdan çıkıp yatak odasına doğru yöneldim.Kapıyı tıklatınca içeriden yine ses gelmedi.Kapının koluna uzanıp açtığımda içeride kimsenin olmadığını gördüm.
Yatak odasından çıkarak oturma odasına doğru yöneldim.
Babamın bir kanepeye uzanmış annemin de masada çayını yudumladığını gördüm.İkisi de çok sessizdi.Gerçi sessiz olmaları alışık olduğum bir durumdu ama şuan yaptıkları sadece sessiz olmak değildi.Sanırım konuşmuyorlardı.
Emre'nin yaşayıp yaşamadığı belli değil,annemle babam konuşmuyor,hayatım hakkında bilmediğim şeyler var.Artık hangisini düşüneceğimi şaşırıyorum.
Onlara göz attıktan sonra tekrar odama geçtim.Çok yorgundum bu yüzden kendimi hemen yatağa atmam gerekiyordu.
Tam yatağa uzanmıştım ki telefonum çaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH
Teen Fiction"Belki hayatım değildi siyahlarla dolu olan.. Belki de siyahın ta kendisi bendim."