Mai çantasını toplamayı bitirmişti. Son kalan ufak hazırlıkları yapıyordu. Oda arkadaşı Jessica yanına geldi.
-Mai hazır mısın?
- Sanırım evet. Listeye bakıyorum. Eksik hiçbir şey yok.Jessica yatağa oturdu.
-Gitmek zorunda mısın?
-Evet.
-Neden?
-Söyledim ya Jess. Babam hastalanmış.
-Babanla yıllardır görüşmüyorsun. Sensiz de idare edebilir.
-Ben yine de gideceğim.Jess yüzünü aşmıştı. "Hiç mutlu değilim Mai."
Mai çantasını bir kenara bırakıp ev arkadaşına baktı. "Jess..." Jess'e sarıldı.
-Geri geleceğim. Söz.
-Gelmezsen ben gelirim. Ayrıca Avrupa'yı çok merak ediyorum.Mai bavulunu ve çantasını aldı.
-Artık vakit geldi. Uber kapıda.
-Bu kadar erken mi?Mai ve Jess dışarı çıktı. Jess son bir kez Mai'e sarıldı.
-Ara beni varınca.
-Tamam. Sen merak etme beni. Ayrıca benim yokluğumda çok gevşeme.
-tamam anne.Kızlar güldü. Mai arabaya bindi. Son kez Jess'e el Salladı.
-Nereye gidiyoruz.
-Havalimanı.Mai yaklaşık bir saat süren araba yolculuğundan sonra Mai havaalanına vardı. Pasaport kontrolünden geçtikten sonra uçağa bindi.
Koltuğunu buldu ve oturdu. Asya'ya son bir kez baktı. Müzik çalarını ve kulaklığını çıkardı. En sevdiği şarkıyı açtı. Saatine baktı. Kalkış saati gelmişti.
Uçak yaklaşık 16 saatlik bir yolculuğun ardından Madrid'e varmıştı.
Geleceğinden kimsenin haberi olmadığı için onu havaalanında bekleyen de yoktu. Valizini aldı. Çağırdığı taksiyi bekliyordu. Bir adam elinde broşürlerler ile duruyordu.
Elinde şehir meydanını gösteren bir harita vardı. Mai ücretini ödeyip broşürü aldı. En son gördüğünden beri hiçbir şey değişmemişti. En azından harita üzerinde bir değişiklik yoktu.
Taksi geldi. Taksiye bindi.
-Şehir merkezine gidelim.
Mai yol boyunca ailesini düşündü. Onu nasıl karşılayacaklarını düşündü. O derin düşüncelere dalmışken birisi bir anda taksinin önüne atladı. Mai düşüncelerden kaza ile çıktı. Taksici frene son gaz bassa da genç adama araba sert bir şekilde çarptı. Adam hiç durmadan koşmaya devam etti. Mai arabadan indi. Silahını adama doğrulttu.
-Dur.
Adam silahın sürgü sesini duyunca hareketsiz kaldı. Ellerini havaya kaldırdı. Mai adama doğru yakınlaştı.
-Kaldır elleri.
Adam elindeki çantayı bırakıp ellerini havaya kaldırdı.
-Lütfen vurma beni.
-Tarzım değil.Mai adama plastik kelepçe takmaya çalışırken birisi arkadan gelip Mai'in kolunu tuttu.
-Siz kimsiniz?
Mai göz ucuyla kolunu tutan kişiye baktı. Adamın elindeki namlusu yere bakan silaha baktı. Polis olabileceğini düşündü. Mai adamı bağlandıktan sonra bıraktı. İki üniformalı polis gelip adamı tuttu ve götürdü.
Mai taksiye baktı. Camı paramparça olmuştu. Taksici Mai'in eşyalarını getirdi.
-Kusura bakmayın madam. Bu halde yol almamız ne sizin için ne benim ne de çevre için güvenli değil.
-Hiç önemli değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dedektif Hanım +18
Romance10 yıl önce evden kaçıp Japonya'da dedektiflik yapmaya giden Mai, işler pek iyi gitmeyince Madrid'e geri dönmek zorunda kalır. Burada iyi işler çıkarıp itibarını geri kazanmaya çalışan Mai işine yarayacak dosyaları araştırmaya başlar. Ancak işine y...