6 "KAÇIR BENI"

59 5 1
                                    

Mai dün akşam gittiği yolların aynısını gitti. Zaten çok fazla bir yere gitmemişti. Telefonunun feneri ile yere düşmüş, kaçan kişi ile ilgili, herhangi bir şey var mı bakıyordu.

Gözüne hiçbir şey kestiremedi.
Biraz daha ilerledi. Yerde kurumuş çimento vardı. Dün akşam bunu fark etmemişti. Oraya yaklaştı. Feneri oraya tuttu. İki farklı ayak izi vardı. Mai biraz daha küçük olanı Kendi ayak izi mi diye kontrol etti. Ayakkabısını çıkardı. Kurumuş çimentoya ayağını koydu. Tam uydu. Onun Kendi ayağı olduğunu düşündü.

Kendi ayak izinin yanında bir ayak izi daha vardı. Büyük ve kalın olan ayak bir erkeğin ayağıydı. Mai not defterini açıp bunu not aldı. Ayakkabı numarasını tam olarak göremedi. O kısım belli değildi. Yanında tam olarak ölçebileceği bir alet de yoktu. Telefonunu kullanarak ölçtü. Ölçüleri not defterine yazdı.

O yola biraz daha baktı. İşine yarayabilecek hiçbir şey yoktu. Yol boyunca dikkatli bir şekilde yürüdü. Ara sokağa girdi. Silahını kontrol etti. Elindeki her şeyi çantasına koydu. Sadece bir elinde silah diğer elinde feneri açık olan telefon vardı. Köşeyi döndü. Kimse yoktu. Telefonu etrafa doğru tuttu. Ne bir ses duydu ne de bir şey gördü.

Kaçan kişinin döktüğü çöp hala yerinde duruyordu. Kimse dokunmamıştı. Mai çantasından bant çıkardı. Çöp kutusunun düşüş şeklinden neresinden tuttuğunu ve ittiğini tahmin etti. O kısımlara bant yapıştırıp çekti. Not defterinin bir yaprağına baktı yapıştırdı. Karanlıktan pek bir şey göremiyordu. Evde incelemeye devam edecekti.

Kaçan kisinin gözden kaybolduğu yere gitti. Yere eğildi. Her yere dikkatlice baktı. Feneri tuttuğunda gözüne bir şey parladı. O tarafa baktı. Tırnakları ile toprağı biraz kazdı. Bir yüzük gördü. Yüzüğe dokunmadı. Çantasından kilitli poşet çıkardı. Poşete elini geçirdi. Yüzüğü poşet üzerinden tuttu. Yüzüğü aldıktan sonra poşeti ters çevirdi. Bir ses duydu. Ona yakın olan yol ayrımında saklandı.

İki kişi konuşuyordu. Mai telefonunun kamerasını açtı. Ön kameraya aldı. Telefonu duvarın kenarından uzattı. Telefonun ekranından konuşan kişileri görüyordu. Belki işime yarar düşüncesi ile kayıt aldı.

-Buradaydı kağıt.
-Onu kaybetmediğini söyle.
-Kaybetmedim zaten. Diğer ceketimin cebinde kaldı sanırım. Ben eve gidip geleyim. Beni burada bekle.
-Seni bırakayım, sende kaç git değil mi? Yok öyle.

Kağıdı isteyen adam belinden silah çıkardı. Kağıdı unuttuğunu söyleyen adamın kafasına silah dayadı.

-Çocuk mu kandırıyorsun?
-Yok abi. Ne kandırması? Niye yalan söyleyeyim sana? Gel beraber gidelim. Ben sen zahmet etme diye demiştim.

Adamın çok korktuğu birkaç kere kekelemesinden belli oluyordu. Mai telefonu fark edebilirler diye kapattı. Bu görüntüler onun için yeterliydi. Çıkmak için herkes uzaklaşmasını bekledi.

Birkaç dakika sonra görünürde kimse yoktu. Mai dikkatli bir şekilde oradan çıktı. Dar sokaklardan çıktıktan sonrası kolaydı. Burada akşamları olay olmadığı için kimse süphelenmezdi. Normal bir şekilde eve doğru yürüdü. Ona selam veren kişilere gülümsedi.

Eve gitti. Poşetleri eline aldı. Zile bastı. Kapıyı Mark açtı.

-Selam.
-Neredesin sen? Carl geldi sen yoksun.

"Carl mı geldi? Ne işi var onun? Şimdi ona da açıklama yapmak zorunda kalacağım."

-Sakin ol Mark. İlk içeri girsem. Poşetler elimi kesti.

Mark'ın kaşları çatılmıştı. Biraz kenara çekildi. Kapıyı daha çok açtı. Mai içeri girdi. Ashley de yanlarına geldi.

-Mai, neredeydin?
-Ash şu poşetleri bir bırakayım her şeyi anlatacağım.
-Anlatacaksın tabii ki. Carl burada sen yeni geliyorsun.
-O ne zaman geldi?
-Senden birkaç dakika önce.

Dedektif Hanım +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin