minholino
Hasta mısın?minholino
Felix senin için endişeleniyormuş
görüldüminholino
Sana söylese bile onu
dinlemeyeceğinden korkuyormuş.seungsun
Endişelenmiş mi?seungsun
Bana bunu söylediğin
için sağolseungsun
Ben Felixle konuşacağım.minholino
Felix seninle konuşmak
istediğini söyledi o yüzden
beklesen daha iyi olurseungsun
Anladımseungsun
Sizinle mi?minholino
Jeongin ve Jisungla beraberdi
en sonseungsun
Sen yanlarında yoksan
nasıl öğreniyorsun?
Görüldü'
"Ne demeye çalışıyor bu aptal?" Dedim ve kaşlarımı çatarak telefon ekranına baktım. Yaptıklarım normal değildi, aptalcaydı ve yine de ondan bir şey beklemediğimi ifade etmeme rağmen bekliyordum.Aptal Seungmin. Aptal.
O anki sinirinle telefonu kapattım ve çantamın üzerine attım. Sinirliydim. İçimde dinmek bilmeyen bir acı vardı ve ben bu acıyı içimde tutamıyordum. Bir şeyler vardı. Anlamadığım ama gerçekleşmeye devam eden şeyler vardı.
Titreyen ellerimi inceledim. Derin nefes alıp vermeye çalıştım. Yorgunluktan fiziksel sağlığımı bozduğuma kanaat getiriyordum. Ya deliriyordum ya da ölüyordum. Yanımdaki sobanın etkisiyle bir tarafım yanarken diğer tarafımınsa bir o kadar soğuk olduğunu hissettiğinde biraz daha kendime gelmiştim.
"Sakin olmam gerek." Dedim iki elimi yüzüme koyarak. Kendi düşünme tarzıma geri dönmeliydim. Bozulmuştum, ya da başka bir tabirle, kafayı yiyordum. Belki de biraz gözlerimi kapatmalıydım diye düşündüm ve sıkıca yumdum gözlerimi. Yapabildiğim tek şey gözlerimi yummaktı zaten. Elimden başka hiçbir şey gelmiyordu.
"Seungmin-shi? Seungmin-sshi!" Bir anda kolumdan dürtülmemle irkildim. Daha sonra etrafıma bakınmaya başladım. "Derste uyuyakalmışsın."
Beni uyandıran sıra arkadaşıma hafifçe gülümsedim ve başımı salladım.
"Sağol Hyunjin."
Hyunjin önümdeki masaya otururken ben de telefonuma gelen bildirimle gözümü kaşıyıp mesajlara baktım.
minholino
Yanlarından ayrıları fazla olmadı
Görüldüminholino
Bugün Felix size geleceğini söyledi
o yüzden onu fazla tutmak istemedim
Görüldüminholino
?
Görüldü'
"Şu an hiç iyi gözükmüyorsun." Dedi Hyunjin birbirine karışmış kahküllerimi eliyle düzeltirken. "İyi olduğuna emin misin?"Gördüğüm mesaja tekrardan çevirdim gözlerimi. Daha sonrasında istemsizce yukarı kıvrıldı dudaklarım. Ama hiçbir şekilde mutlu bir gülümseme oluşmadı yüzümde. Dahası iğrendim. Varsayımlarımdan, düşüncelerimden, ön yargılarımdan iğrendim. En çok da kendimden.
"Mevsimsel." Dedim dudaklarımı ıslatıp gülümsemeye çalışarak. "Felix bir şeyler bulaştırmış da olabilir. Bilemeyiz."
"O aptal. Eminim ki bizi ekip o salak arkadaşlarıyla takılıyordur." Dediğinde ona bakıp sırıttım ve çantamı sırtıma aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sorry, i love you -2min.
FanficSana yakın olmak için yaptığım şey aramıza duvar örmekmiş, diyecek hiçbir şeyim yok. Kendimi suçluyorum, seni suçluyorum.