"Elbette bunu istemiyorum ama yapamayız. Eftelya'yı sıkmamak için anlaşmaya böyle bir madde eklemedim."
"Umurumda değil. Anlaşma."
"Olmalı çünkü yazılı imzalı o. Eğer biz uymazsak Eftelya da uymaz. Yani elini kolunu sallayarak gider. Bunun mesajını da veriyor zaten. Küçük valizle az eşya getirmeler. Sabah masada bile düzgün oturmadı gitti. Güzelim anla lütfen onu sıkarak kendimize alıştıramayız bir aile olmak istiyorsak biraz sabır lütfen."
***
Kokteylleri bitirince ben viski söylerken Ömür de bana katıldı. Ekin ve Zeki de tekila söylediler.
"Hadi anlat bakalım düzgünce en başından neler oldugunu konuşamadık pek."
"Şimdi şöyle işin özü dün pek olağan dışı bir şey olmadı. Bugün sabah beni Özer aradı."
"Niye aramış şerefsiz?"
"Güya tehdit ediyor neyse onu iplemiyorum. O aradığında biz kahvaltı masasındaydık." Neyse aç dediler bende karışmalarını istemediğim için reddettim. O polis olan oğullarıyla ,daha doğrusu mahalleye gelen polis oğullarıymış, anlaştık masada konuşacaktım ama karışmayacaktı. Soru sordu konuşmadan sonra bende seni ilgilendirmez falan dedim karıştırmadım. Sonra kalktım masadan mahalleye geldim. Bugün gün vardı ya hızlıca kek yaptım falan güne gittim günün sonuna doğru Ömür'le Leman Hanım ,anneleri, geldi. Şimdi burada duruyorum Ömür sen anlat niye o kadını getirdin?"
"Şimdi şöyle ben geliyordum birisi mahalleye girmeye çalışıyor dedi küçük çocuklardan biri kapının yakınındaydım. Bende gidip bakayım dedim kim olduğunu sorunca annen olduğunu falan anlattı. Bende getirmenin bir sakıncası olmaz dedim çünkü gitmemeye kararlıydı."
"Tamam neyse oldu bitti. O olaydan sonra geldi eve diyor ki çevreni görmeye geldim. Sen kimsin ki çevremi göreceksin daha dün tanıştık. Bende kızdım bisikletimi aldım uçuruma gittim. Orada bir adamın arabasını çizdim yanlışlıkla. Cingar çıkardı bir görün halini. Karakola gittik polis olarak da Adar varmış oğulları. Bana bağırıyor falan benim tepem attı. Oradan da çıktım evlerine gittim. Sonra bu böyle olmaz dedim kendi kendime benim kim olduğumu görmeliler çıktım geldim buraya."
"Iyi yapmışsın daha dün bir bugün iki hayırdır karışmalar falan."
"Keko musun sen Zeki?"
"He kekoyum."
"Neyse olaylar bu kadar şimdi eğlenelim."
Hepimiz içkileri dikleyip ayağa kalktık ve piste ilerlemeye başladık. Bir yandan dans ediyor bir yandan da şarkıya eşlik ediyorduk.
(Şarkıyı burada düşünün. )
Ekin beni, Zeki de Ömür'ü döndürdü. Bayadır bu kadar eğlenmemiştim. Uzun bir süre daha dans ettikten sonra ben tuvalete gitmek için yanlarından ayrıldım. O sırada birinin beni takip ettiğini düşündüm çünkü birisi peşimden geliyordu ve beni izliyordu. Paranoya olup olmadığından emin olamadığım için hemen tuvalete girdim. Tuvalete kimse girmedi. İşimi halledip yüzüme bir su vurduktan sonra tuvaletten çıktım. Kapının orada bir adam beni bekliyordu uzaktan bile gelen içki kokusuyla zil zurna sarhoş olduğu belliydi.
Beni köşeye sıkıştıracakken ne kadar sarhoşsa ıskaladı. Bende bileğinden yakaladığım gibi kolunu ters çevirdim ve duvara yasladım. Biraz hırpaladıktan sonra sarhoşluğununda etkisiyle bayıldı. Bende hiç umursamadan tekrar tuvalete girdim ve ellerimi yıkadım. Ardından tekrar tuvaletten çıkınca karşımda biri daha vardı. Ben bugün sınanıyorum galiba. Ama adam bir yerden bana tanıdık geldi.
"Ne kadar etkileyici ve baş döndürücüsün."
"Ne saçmalıyorsun? Defol git uğraşmak istemiyorum."
"Keşke beni kabul edeceğinden emin olsaydım. Bir dakika düşünmezdim."
Daha fazla saçmalamasını istemediğim için yüzüne bir yumruk attım ve tam tekme atacakken beni engelledi.
"Beni etkilemez bunlar. Ama senin elinden dayak yemek bile çok güzel. Görüşeceğiz."
Ardından beni bıraktı. Sarhoş olduğunu umarak oradan ayrıldım ve bizimkilerin yanına gittim bir süre daha içip eğlenmeye devam ettik.
***
"O zaman Aher sen git bak kardeşine. Yalnız kalmasın orada. Ne olduğu belirsiz insanlar."
"Anne bu iyi bir fikir gibi gelmiyor. Olmayan bağımızı yok etmeyelim."
"Ya beni niye anlamıyorsunuz? Tehlikeli orası."
"Annem, canım bak üzgünüm keşke bizimle büyüseydi ama o sokakta yaşıyor bir nebze de olsa. O bunlara alışık konuşmaya gittiğimiz gün sayıları fazla olmasa hepsini hallederdi ki şuan yanında arkadaşları da var. Hadi gel otur sakinleş."
Bu konuşmadan sonra annem sinirle yerine oturdu ve telefonumdan hikayeyi izlemeye devam etti. Tekrar tekrar hikayeyi izliyor. Eftelya'nın yüzüne dokunuyordu. Sanırım korktuğum başıma gelmiş annem Eftelya'nın bizsiz ne kadar mutlu olduğunu görmüştü. Ne yapacağımı bilemeyerek babama baktım o da annemi izliyordu.
Afşin ablamın ayaklanmasıyla tüm gözler onun üstüne yöneldi. Kimseye bakmadan önce mutfağa gitti ve bir süre sonra geri çıktı ve yukarı odasına gitti. Elinde telefonuyla ve kağıtlarla geri geldi sehpanın yanına oturdu ve kağıtları sehpaya bıraktı ardından telefonu açtı ve Eftelya'yı aradı o çalarken bir yandan kalemini açtı ve kağıtları okumaya başladı. Çağrı her açılmadığında tekrar tekrar aradı.
Saat gece yarısını geçerken kapının zili çaldı. Annem hemen ayaklandı ve kapıyı açtı. Herkes hala salonda oturmuş Eftelya'yı bekliyordu. Eftelya biraz sendeleyerek koltuğa geldi ve oturdu. Epeyce içtiğini anlamamak imkansızdı. Adar abim geldi hafifçe kokladı.
"Viski, tekila ve bir kaç çeşit daha bunlar sana fazla değil mi?"
Eftelya bazı harfleri yutarak cevap verdi.
"Siz daha hiç bir şey görmediniz Yıldız. Beni yanınıza alarak büyük bir hata yaptınız. Eninde sonunda anlayacaksınız. Hadi iyi geceler." Dedi ve merdivenlere doğru gitti.
Bu aile olma işi epey zor olacaktı. Ama ben bir karar vermiştim. Benim bir ablam daha olacaktı. Yarın sabah görüşürüz pek sevgili ablacım..
Evettt nasıldı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ebediyet Sokağı'nın Kraliçesi
Ficción GeneralO sokakların kızıydı. Kraliçe lakaplı bir kız. Henüz 17 yaşında. Onlar Yıldız ailesi. Kızları doğumda karıştırılmış. Peki bu kız hem ailesi hem de aşkını bulabilir ve kabullenebilir mi?