Bazen zamanın benim için çok yavaş geçtiğini düşünürdüm.
Zaman bana acı vermekten başka bir şey yapmazdı ve çok yavaş geçiyordu.
Uyanmıştım, yorganı üzerimden atmış otoriter bir şekilde ayağa kalkmış ve yorganımı geri toplayıp üzerime çeki düzen verip odadan çıkmıştım.
Ama ilerleyemedim. Kapının kulpunu öylece tutuyor ve etrafa bakıyordum.
Her sabah uyandığımda kardeşimin mutlu sesini duyardım ben ama şimdi neden böyledi bilmiyordum bile.
Herkesin katilini bulan ben Dilan'ı katledeni bulamamıştım. Bulmak için çok sanşım vardı ama bu hiç değerlendirmemiştim. O katili bulsaydım eğer onu yaşatmayacağım gibi hayatını mahveder ve kendim katil olurdum.
Dilan bunu istemezdi biliyordum.
Öksürerek elimi kapı kulpundan çektim. Elektrik çarpış gibi hissediyordum ve bu hislerden nefret etmekten başka yaoacak bir şeyim yoktu.
"Günaydın. Bu kadar erkenci olmanın nedeni mesleğin falan mı?" Diye sordu bana uykulu gözlerle bakarken.
Salona gelmış kapıda öylesine içeriye bakıyordum. Benim üstüm tam takırken o gözlerini yeni yeni uvalamaya başlamıştı.
"Mesleğim olmadığı zamanda böyleydim." Dedim kısaca. Bugün konuşma havamda değildim.
"Genetik o zaman." Dediğinde ise orda öylece dona kaldım.
Babam ne zaman uyanırdı, annem ne zaman uyanırdı bilmezdim ama Dilan hep erken kalkardı. Saat 7'de.
Gözlerim saate kaydı ister istemez 07:12'yi gösteriyordu. Demek Kartal haklıydı, Dilan'la olan ikizlik ortak özelliklerinden biride zamandı.
"Sanırım genetik, evet." Dedim.
Ayağa kalktı, elleri ile yüzünü uvaladı ve "Ajan olduğunu belli etmek zorunda mısın?" Diye sordu.
Onu duymamazlıktan gelerek mutfağa gittim. Dolabın kapağını açtığımda yüzümü buruşturdum.
Lanet olsun ama, Bira ve Şaraptan başka bir şey olmazmıydı bir kızın evinde.
Elimi pişman olmuş bir şekilde anlıma vururken birden arkamdan onun sesi belirdi. "Kahvaltılık seçeneğin ne de çokmuş böyle, gözlerim bu kadar ürünü sadece rayonlarda görürdü halbuki."
Aniden kapağı bir hışımla kapatmamla ona döndüm. "Seçenek varsa o zaman bir restorana gidelim.."
"Buraları bilmiyorum. Bana bir süre yardım etmen gerekicek."
"Sana yardım etmiyeceğim Dedektif Kartal. Şu kapıdan çıktıktan sonra sen ve ben olarak kalıcaz sadece. Ajan ve Dedektif olarak."
"Neden bizi kategorilere ayırıyorsun?"
Derin nefes alarak, "insanlar böyle işler." Dedim botlarımı giyerek ve kabanımı elime
alarak, onu ise binada beklemek yerine merdivenlerden inmeye devam ettim.Arkamdan, "Bu kapıyı kim kilitleyecek?" Diye bağırdığında istemsizce gülüp bende ona bağırdım, "Bir polis ajanının evine kimse korkudan girmez Dedektif Kartal." Dedim.
Bu adam benim sinirlerimi bozmak için burda mı duruyordu yoksa ben mi her şeyi fazla abartıyordum bilmiyorum..
Dış kapıdan çıktığımda yanımda belirmesi ile irkilsemde belli etmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIĞLIKLARIN SESSİZLİĞİ
Novela Juvenil"bırak onu!" dedim sessizce boğazımdan çıkan mırıltı ile, kimsenin beni duyduğunu düşünmüyordum, kimseler duymazdı beni. Kimselerin duymasına izin veremezdim. Birisi beni duyarsa eğer "bir sorunun mu var?" derdi. Sorun çoktu sadece verecek cevap yok...